hesabın var mı? giriş yap

  • siparişimi verdim ama teslim adresi giremedim.

    19 osmangazi köprüsü
    5 otoyol
    4 havalimanı
    34 gemicik

    aldım, yine 10,000,000usd kaldı anasını satayım.

    onunla da çay alıp seçmenin kafasına atayım dedim ama kalmamış sanırım

  • ön edit: yazımın il başında da belirttiğim gibi bu yazıya sosyal medyada denk geldim. sosyal medyada bunu ilk paylaşan yazıyı kaleme alan arkadaşa da ulaşamadım. o yüzden kaynak belirtmeden sosyal medyada denk geldiğim olarak paylaştım. bu entrye denk gelip de bu güzel anısını sosyal medya ile paylaşan arkadaşın kim olduğunu bilen olursa mutlaka editleyip, onun da ismini paylaşacağım.

    sosyal medyada denk geldiğim bir yazı.
    bir askerin ağzından songül komutan...

    "asker alım dönemi acemi birliğinin kapısında beklerdi songül komutan, askerlerini...öyle bir komutandı ki alayın en sevilen komutanı diye tüm erkek rütbeliler kıskanırdı. acemi birliğinde yakınlık kurduğum bir kaç komutanımdan biriydi..
    ilk tanışmam böyle bir gece yarısı olmuştu gece 2-4 garaj nöbetinde nazım hikmet'in "yaşamak güzel şey be kardeşim" kitabını okuyordum, öyle dalmıştım ki kitaba, geldiğini fark etmedim bile yaklaştı ve sadece güldü, başımı okşadı, çevirdi kitaba baktı güzel kitap dedi, sonra sol görüşlü müsün diye devam etti sabah nöbetim bitene kadar yanımdan ayrılmadı konuştuk. malatya'nın sağlam solcularındandı ailesi..deniz gezmiş gemerek'te yakalanmasa gittiği adres dedesinin malatya'daki orman evi olacağına kadar her şeyi öğrendim o gece ve artık daha farklıydı songül komutan benim için...ertesi gün bana "gülünün solduğu akşam" romanını getirdi, okuduğumu söyledim, askerliğim süresince bikaç kitap daha getirdi...o kadar iyi bir komutandı ki parası çalınıp ailesinin de tekrar gönderme gücü olmayan askere kendi cebinden parayı verip " korkup bana getirdi çalan kişi, ismini vermeyeceğim "dediği gün gözümde daha da başkalaştı... askerliğim biterken sırf o komutandan ayrıldığım için o gece sabaha kadar ağladım bitti askerlik geldim ama muhabetim hiç bitmedi. açığa alındığını öğrendiğimde onla ilgili yaşayacağım en büyük şokun bu olduğunu zannetmiştim; bilemezdim, konduramazdım bir gün şehit olacağını...

    aradık, tüm askerleri de aramış yanındayız mesajı vermişler..balyoz davasında da görevden uzaklaştırılan böylesine solcu, atatürkçü bir komutanı nasıl fetöyle suçlarlar diye aklımızı yerken göreve iadesiyle sevindik, ta ki bu geceye kadar sürdü bu sevinç.. şimdi, keşke iade edilmeseydi sözleri tüm sevenlerinin dudaklarından döküldü...

    sana olan hislerini askerlerin tarif edemez anlatamaz anlatmayla da zaten açıklanamaz!..senin gibi onurlu, devrimci bir komutanı tanımaktan biz hep gurur duyacağız...

    songül yakut, gerçekten ölümsüzdür... tüm askerlerin yarın malatya'da hazır bekliyor olacak komutanım....."

  • "halkım açı bilmiyordur, hem ben de bu fırsatla yalan söylememiş olayım" demiş olabilir kendileri.

  • devlet kendi insanına turist kadar değer vermezse, turist neden versin? diye sordurtan durum.
    ya adamın kafası baya iyidi, ya da o da durumun farkında olduğu için, bana nasılsa bir şey olmaz diye şansını denedi.

  • abd'de durum çok farklı. evler betonarme değil, ahşap konstrüksiyon olarak inşa ediliyor ve çoğu eski. 100 yaşından yüksek ahşap evlere çok sık rastlanıyor. hatta iç savaş döneminden kalma evler bile restorasyonla kullanılmaya devam ediliyor. odalar alçıpanla bölünüyor. yumruk atarak elinizi duvarın içine sokabilirsiniz. veya ahşap/alüminyum profile denk getirip kırabilirsiniz. *

    buradaki püf nokta ahşap konstrüksiyonun betonarmeye göre çok daha uzun ömürlü olması. betonarme bir evin ortalama ömrü 60 yıl iken ahşapta bu süre 400 yıla kadar çıkabiliyor. evler çoğu zaman anne babadan kalıyor ve yeni mirasçı ufak tadilatlarla oturmaya devam ediyor. ihtiyaca göre ev büyütülebiliyor veya garaj gibi eklentiler yapılabiliyor. inşa etmesi de daha kolay.

    yani türkiye eğer şehirleşmeyi banliyo gibi müstakil evlerle yapacaksa betonarmeyi bırakıp ahşap inşaya geçmesi gerekiyor. ancak kişi başı yıllık geliri 10 bin dolar olan ülkede insanlar 250 metrekare, çift katlı müstakil evlerde oturamaz. sürdürülebilir değil. en basitinden ısıtması, soğutması çok zor olacak. bu evlerin bakımı daha maliyetli olacak. alana yayıldığı için şehir de büyüyecek ve otomobil kullanmak neredeyse zorunlu olacak. bunun da ülke üstüne getireceği ek enerji maliyeti var.

    en mantıklısı 2 katlı, 150 metrekare 4 daireli bloklar şeklinde şehirleşmek. ingiltere'de tercih edilen bu. amaç ısı kaybını düşürüp enerji verimliliği sağlamak ve şehiri daha küçük alana sığdırmak.

    terraced house