hesabın var mı? giriş yap

  • film mi belgesel mi biyografi mi ikilemde bırakabiliyor bazen. kilisenin çocuk istismarına göz yumması ve bunun içinde papanında olması yüzünden böyle bir film ile pr amaçlı daha ponçik göstermeyi hedeflediklerini düşünüyorsanız haklı olabilirsiniz pek tabiii.

    fakat entrymde film olarak ele alacağım.

    öncelikle aksiyonu olmayan ama tempolu bir film, sıkıcı değil yani. oyunculuklar gerçekten çok başarılı . 126 dakika boyunca bir sürü hissi size çok başarılı bir şekilde geçiriyor. bazı konular üzerine düşündürtüyor. ne gibi ?

    papaların yaşam biçimi, halktan uzaklaşan kilise, çağa ayak uyduramayan dini görüşler, paylaşmak yardımlaşmak, bankaların siyasilerin halklar üzerinde etkisi vs vs.

    izlenmeli mi? izlenmeli.

    film bittikten sonra ne kadarının kurgu ne kadarının gerçek olduğunu merak edip biraz google adım. merak eden arkadaşlar varsa okumaya devam edebilirler.

    bu kısımdan sonrası spoiler ve gerçekte yaşananları içerir

    spoiler spoiler spoiler spoileeeeeer

    *
    *

    --- spoiler ---

    1 )papa ıı. ıoannes paulus öldükten sonra yapılan seçimde benedict ile franciscus birbirine rakiplerdi ve aynı zamanda aralarındaki oy farkı çok fazla değildi. (en azından ezici bir üstünlük değildi diyebiliriz) filmde bu kısım doğru.

    2) franciscus piskoposluktan emekli olmak için benedict ile görüştü mü?

    - hayır filmin kurgu yanlarından biri bu, işin romantizmi biraz aslında orada yatıyor tabi. fakat bu franciscus ile benedict vatikanda hiç görüşmediler anlamına gelmiyor.

    3) benedict papalıktan istifa ederken franciscus onu kararından vazgeçirmeye çalıştı mı?
    -hayır olmadı. hatta franciscus a danışmadı bile.

    4) franciscus in arjantindeki iç savaş / karışıklık zamanında yaptığı eylemler doğru mu?
    -evet genel itibariyle doğru, iki arada bir derede denge politakası izlemeye çalışmış ama pek başarılı olduğu söylenemez. yakınındakilerin öldürüldüğü vs doğru.

    5) franciscus in cordoba ya sürülmesi doğru mu ?
    -doğru

    6) benedict in piyano çalması ve fantayı sevmesi ?
    -evet ikiside doğru hatta benedict in günde 3- 4 kutu fanta içermiş.

    spoiler
    --- spoiler ---

  • kıza oda kiralamışsın parasını almışsın. çağırmışsın eğlencene de davet etmişsin, kabul etmiş. beraberce içmişsiniz gitar eşliğinde şarkı söylemişsiniz. buraya kadar güzel. sonra niye içkisine ilaç atıp tecavüz edersin? bu nasıl bir saçmalık?

  • muhtemelen tehdit suçundan hakkında soruşturma açılmış yargılama sonunda ceza alması durumunda mesleğini kaybetme durumu olan bir arkadaşa benziyor. maalesef sivil hayatta eğitim ve bilgi durumundan dolayı polisken kazandığı maaşa ve statüye ulaşması da mümkün olamayacağı için yaşanan durum. bir kızdan ziyade hayat standardı geri dönülemez şekilde değişeceği için yapmış olduğu bir eylem. allah taksiratını affetsin.

  • gazeteci yazar fatih altaylı'nın ortaya koyduğu hakikattir..

    knorr, türkiye'de farklı ve avrupa'da farklı ürünler satıyormuş.

    içinde tavuk bile olmayan tavuksuyu çorbaları gibi.

    --- spoiler ---

    knorr’un aynı ürünü avrupa’da farklı, türkiye’de farklı içerikle sattığını, avrupalıların sağlığını korumakla kalmayıp, onlara daha kaliteli bir ürün sunarken türk tüketicisine içinde tavuk olmayan tavuk suyu bulyonu itelediğini yazdım.

    epey bir mesele oldu.

    her yerden ses geldi.

    iki yerden çıt çıkmadı.

    biri türk halkını kandıran knorr.

    diğeri türk halkının kazıklanmasına ve belki de zehirlenmesine seyirci kalan tarım ve orman bakanlığı’ndan.

    her ikisini de vurdumduymazlıklarından ötürü kutluyorum.

    belli ki aralarında iyi bir konsensüs var.

    belli ki söyleyecek, verilecek yanıt yok.

    belli ki sükut ikrardan geliyor.

    ve belli ki, aynı kaba pislemişler.

    bizim yediğimiz kaba.

    ama en azından biz görevimizi yaptık.

    knorr konusunda halkımızı uyardık.

    bundan sonra hala knorr kullanan var ise bile bile zehirleniyor, bile bile kazıklanıyor demektir.

    ona da benim karışacak halim yok.

    --- spoiler ---

    kaynak burada

  • --- spoiler ---

    eşlerinden biri ise ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çektiklerini ve yardım beklediklerini söyledi.

    --- spoiler ---

    yanlış anlaşılmış olabilir. kadın doğurmaktan bıktı kaymakamlıktan ek kadın kontenjanı istiyor.

  • sabahları camdan aşağı tükürüp duran, beni her gördüğünde "sen ezgi misin? senin bende mektubun var. *" diyen çılgın üst komşumuz 90 yaşındaki himmet dede kapıda kalmıştı. kapının üstünde anahtarını unutmuş, cebinde de yedek anahtarı kapıyı açmaya çalışmış ama başaramamış. tam kahvaltıya oturmak üzereyiz, gelmiş bizim kapıya elleriyle dizini dövüyor, "ne yapacağım ben!" diye.

    çıktım yukarı. kapıyı biraz zorlayıp, sarstım. sanırım bir süre sonra arkadaki anahtar geriye kaçtı ve ve diğer anahtarla kapı açıldı. nasıl mutlu oldu, ne dualar etti canım benim. neyse, aşağı indim. oturdum kahvaltıya. o sırada evde şekerin bittiğini fark ettim. "neyse çayı şekersiz içeriz" diye düşünürken kapı çaldı. himmet dedem elinde bir kase küp şeker "evde bir tek bu vardı. teşekkür için getirdim" diyor. o sırada evdeki herkes şok.

    sanırım o zamandan sonra kimimiz allah'a, kimimiz karmaya inandı. kimimizin de sikinde bile olmamış olabilir olay. emin olamadım.

    edit: himmet dedem 2 hafta önce vefat etmiş lan.

  • allah razı olsun kendisinden. milyar dolarları kazandığı dönemde 5 milyon dolar gibi bir rakamı bağışlaması inanılmaz.

    bilen var mı kaç milyon dolar vergi borcu silinmişti bu şirketlerin?

  • trabzon --> gs'ye yatar, alt yapısı
    konya --> hasan kabze var, kesin yatar
    antep --> okan buruk başında, kesin yatar
    akhisar --> hamza'nın eski takımı, kesin yatar
    mersin --> servet var, eski takımı, kesin yatar
    kasımpaşa --> teknik direktörü sneijder'le aynı ülkenin vatandaşı, kesin yatar
    başakşehir --> batdal var, avcı zaten galatasaraylı, kesin yatar
    karabük --> furkan özçal var, emre güngör var, eski takımları kesin yatarlar
    balıkesir --> sercan yıldırım var, kesin yatar
    bursa --> serdar aziz gs'ye gitmek için kesin yatar
    kayseri erciyes --> necati var, kesin yatar
    eskişehir --> skibbe var, eski takımı, kesin yatar

    burada 3 büyükler hariç tüm takımlar için şikeci tayfa tarafından uydurulan bahaneleri derlemeye çalıştım. bunlara şimdi de "başkanı galatasaray'ın şampiyon olmasını isteyen takım" dedikleri gençleri de ekleyebilirsiniz. bu takımlar arasında sadece bir tanesi yok dikkat ettiyseniz. (bkz: sivasspor). onlara laf söylememişler. ama mecnun otyakmaz, korcan çelikay, ibrahim akın gibi şikeden dolayı içerde yatmış adamlar da bu takımda.

    tesadüf mü? değil.

  • o arabaya binmesi yeterince korkutucudur zaten, umarım bunun farkına varıp daha çok korkmaz.

    edit: ya ne emeği bsg sevgili dingil ekşici.

  • 2 taneyi ödediyse zaten ver de gideyim onu.

    10 tanenin parasını da reyiz mi istiyor yoksa?

  • hedef kitlem; cumartesi gecesi evde oturan ezik ve yalnız insanlar . evet, hep beraber gülümseyelim istemez misiniz? haydi toplanın öyleyse.

    neredeyse her allahın günü üreticide yatıp kalktığımız günlerden bir gün, fabrikada bazı denemeler yapıyoruz yine. yorgunluk, sinir, stres had safhada. yüzler de, bunlarla doğru orantılı olarak, asık. ben de beş karışlık suratımla üretimde dolaşırken, pres makinasının arka tarafında duran atıl tezgahın üzerinde üç adet ansiklopedi gördüm. iki tane ana britannica bir tane de meydan larousse, gazetelerin verdiklerinden... önce yanlış görüyorum sandım, çünkü resimde öyle sakil duruyorlar ki. sonra tezgahın başına gittim, üstleri başları etrafa uyum sağlamış halde ve eser miktarda yağ içinde olan ansiklopediler orada duruyorlardı, evet. fırsatı kaçırmadım ve hemen pres ustasına seslendim;

    - hayırdır veysi usta, bunlar nedir?
    + ha, onlar mı? onlar benim büyük sözlükler. geçen hafta bizim evin oradaki çöpün kenarında buldum. birileri atmış, ben de aldım buraya getirdim. her gün vardiya molalarında, öğle yemeklerinden sonra, açıp okuyorum biraz biraz. bir görsen dünya bilgi dolu içi, bir sürü de şey öğrendim. bu yaştan sonra, bunun bağımlısı olduk iyi mi?

    (tarifsiz bir gülümseme ve ışıl ışıl gözler eşliğinde, devam ediyor)

    + bizim okuma şansımız olmadı ki. ortaokulu bitiremeden usta yanına verdiler bizi. şimdi benim çocuklar okusun istiyorum. ama her gün başka başka şeyler öğreniyorlar, görüyorlar, gelip evde soruyorlar, “bilmiyorum” demek çok ağrıma gidiyor. belki bunları okursam, onlara da bir faydam dokunur.

    bazı insanlara babalık nasıl da yakışıyor değil mi? veysi usta, o gün bana da babalık etti bir anlamda. okul okumadan da öğrenebildiği, ve etrafına öğretebildiği, şeyler var çünkü. bazılarımızın parayla pulla, çok okumakla, çok bilmekle sahip olmaya çalıştıkları var, onun cümlelerinde...

  • gamespot gibi sitelerde platform oyunu olmasına rağmen en iyi playstation 3 oyunları arasına girmeyi başarmış olan oyundur. gelelim oynanışa;
    oyun size 4 oyuncuya kadar aynı ekranda oynama hakkı sunuyor. 2 kişi oynaması ise bence en ideali çünkü 4 kişi işler biraz karışabiliyor. görüntüler ve efektler çok eğlenceli. her ayrı turda başka bir tema ile karşılaşıyorsunuz ( orman turu ile başlayan oyun, buzlu tura hatta deniz altı turuna kadar uzanıyor). oynaması çok zor değil ancak haliyle ilerledikçe bazı yerleri tek seferde geçebilmek çok zor. müzikleri de oyunun genel imajına uygun çok eğlenceli. kısacası, platform oyunlarını biraz olsun seviyorsanız kesinlikle alın. şu an teknoloji marketlerde fiyatı 100 tl'nin üzerinde ancak yabancı sitelerde 20 euro civarı satılıyor, kargoyla beraber 60-70 liraya bu güzel oyunu alabilirsiniz.