hesabın var mı? giriş yap

  • iki sevgili olan arkadaştan, kız olan evliliki anlatmaktadır, oglan arkadas bulmaya calismakta, soyle bir diyalog gecmistir.

    kız : biz simdi napıyoruz?
    ogl : cikiyoruz
    k : ilerde ne yapıcaz?
    e : cikicaz
    k : daha ilerde ne yapıcaz?
    e : cikmaya devam edicez...
    k : ama daha da ilerde diyorum.
    e : bana o sözü söyletemezsin..

  • ilk dakikasindan son dakimasina kadar kufur yemenize sebep olur.

    şu arabalari istanbul bok çukurunda kullandiginiz gibi kullanmayin.

    emniyet şeridine dalmayin,
    aralara kaynayip şerit sayisini arttirmayin,
    ondeki araca yakin takip yapmayin
    ondeki araci taciz etmeyin
    hiz limitinde giden öndeki araca habire sellektor yapmayin,
    ana yola çikarken gelen arabayi göre göre aniden yola atlamayin,
    serit degistirirken arkadaki araca sıfır geçmeyin, en az 2 metre mesafe birakarak degistirin.

    kisacasi insan olun. bu olaylari bok çukurunuza donunce doya doya yaparsiniz ama egede yapmayin. alişik degiliz bunlara.

    34 plakanin egede karizmasi sifirdir. gene geldi a. koduklarim denir sadece.

  • bugun dinledim hikayesini de pek iclendim, sizlere de aktarmadan gecemeyecegim. dedikleri gibi genc anne henry viii'in karisidir. hem de ikinci karisi.

    kralimizin ilk karisi 30 yila yakin zaman icinde 8 dogum yapip sadece 1 kiz cocugunun hayatta kalmasi yuzunden henry tarafindan rafa kaldirilmak istenmektedir. nitekim tahta bir varis gerekmektedir! kralimiz bu esnada beline kadar uzanan kuzguni siyah saclariyla, o tarihte pek gorulmeyen kendinden emin edasiyla, daha 20'lerine yeni baslayan, guzel anne boleyn'i gorunce hemen zamanin seyh'ul-islam'ina (yok bu olmadi, neyse siz anladiniz) basvurup bosanmak icin izin ister. ne var ki bu sebepten papaz efendiyle papaz olurlar. kati din adami bu bosanma icin gecerli bir sebep goremez.

    bu esnada bizim isini bilen anne de krala "evlenip beni kralice yapmadan koklatmam" demektedir. kral, azimli adammis, tam 6 yil bosanmak icin ugrasir. en sonunda bir takim firildaklar cevirerek anne ile gizlice evlenir. bu evlilik aninda anne de 4 aylik hamiledir! hahaha... 6 yil koca ingiltere kralina kim dayanir yahu!

    netice itibariyle 3 yil suren evliliklerinde yapilan 3 dogumdan hayatta sadece sonradan ingiltere'nin en sevilen kralicesi olan elizabeth (i) hayatta kalir. 3 yilin sonunda baska bir guzele gonlunu kaptiran kral, kendisine soz verdigi erkek varisi veremeyen genc karisini ortadan kaldirmak icin bahane aramaya baslar.

    kralin cok sebep aramasina gerek kalmaz, anne'in dusmanlari kisa surede gerekli bahaneleri bulurlar. guzel anne, krali aldatmak ve buyuculuk yapmaktan suclu bulunarak london tower'a kapatilir. kisa sure sonra da fransiz bir cellat tarafindan avluda 5 ft. uzunlugunda bir kilicla kafasi ucurulmak suretiyle idam edilir.

    cellat neden fransizdir ve neden ingilizlerde balta gelenegi olmasina ragmen kilic kullanilmistir? su yuzden. genc anne, olmesi icin sunulan iki secenekten diri diri yakilmak secenegini zaten aninda elemistir. ikinci secenek olan balta ile kelleyi ucurmak yontemi ise cogunlukla beceriksiz cellatlar veya yetersiz baltalar yuzunden cok acili bir olum olmaktadir. kim kafasinin bir yerine birkac darbede koparilmasini ister ki? bu yuzden anne hala kocasi olan henry'ye bir mektup yazarak olumunun fransiz bir cellat tarafindan, kilicla gerceklestirilmesini istemistir. tabi ki anlayisli kocasi henry onun bu istegini geri cevirmemis, olumunun en acisiz sekilde gelmesine calismistir.

    oyle ki fransiz cellada bu isi karisini sasirtarak, hic beklemedigi bir anda yapmasi talimatini vermistir. cellat da cingoz bir planla, idamda hazir bulunanlardan bir bayani diz cokmus dua etmekte olan kraliceyi cagirarak dikkatini baska yone cekmesi icin ayarlamistir. birden kendisine seslenilen anne o yone donmusken cellat arkadan hizla yaklasir ve kralicenin kafasini bir hamlede ucurur. olay o kadar hizli olmustur ki, cellat kralicenin kafasini yerden alip yuksege kaldirdiginda anne'in gozlerinin hala acik ve dudaklarinin hala duasini okuyor oldugu bircok farkli kayda gecmistir. elbette o zaman bu vucut fonksiyonlarina degil, buyuculuge baglanarak anne'in suclu oldugu bir kez daha ilan edilmistir! oysa ki su anda tum ingilizler tarihi belgelere dayanarak anne boleyn'in sucsuz olduguna inanmaktadir. bize de bu entry'yi buraya kadar okuyan tum tarihsever sozlukculere opucuklerimizi yollamak kalmistir.

  • her affediş vazgeçişe bir adım daha yaklaştırır, zamanla affettin sanılanlar aslında vazgeçmişliğin olmuştur garip olan herşeyi affedersin sananlar ne zaman vazgeçtiğinin farkına bile varmazlar

  • küçükken uzaylılarla ilgili ne bulursam okur, kütüphanelere gider araştırmalar yapar, ilgili gazete küpürlerini, yazıları ve fotoğrafları hepsini tek bir dosyada toplardım. bir sabah uyandığımda çekmecemde dosyamın olmadığını gördüm. evin altını üstüne getirdim ama yoktu. dosya kayıptı. yıllarca dosyanın uzaylılar tarafından fark edilip kaçırıldığını düşündüm. bundan ötürü hiç üzülmedim, hep gurur duydum. bu olaydan 12-13 yıl sonra ise annem, "ben o dosyayı çöpe attım çünkü kafayı yiyiyosun sanmıştık" dedi. tüm büyüyü bozdu. madem çöpe attın bunu bana neden söylüyosun anne? yıllarca ben bunun hayaliyle yaşadım. hayali bile güzeldi uzaylıların ben uyurken odama ışınlanıp "cixuavicuw..xceiviciuw.." sesler eşliğinde çekmecemi açıp, dosyamı alıp, bana dokunmadan gitmeleri. çünkü bu, bana verdikleri değeri gösteriyordu. meğer dosyam o gün geceyi başka bir galakside değil, ümraniye çöplüğünde geçirmiş...resmen hayal kırıklığı bu. demek bir çocuğun o yaşlarda uzaylılarla ilgilenmesi kafayı yeme göstergesi? kedileri ıslatıp havaya atsaydım, arkadaşlarımın sokak ortasında donlarını indirseydim, bakkala seslenip uzaktan nah çekseydim ve hiçbir gereği yokken zillere basıp kaçsaydım kafayı yemiş olmayacaktım öyle mi?

  • gerek virüs gerek kısıtlama saatlerinin iyice öne çekilmesiyle birlikte mesai bitiminden sonra biriyle buluşmak, tanışmak imkansız hale geldi.

    zaten cafe tarzı mekanlar bir açılıp bir kapanıyor. buluşabilen de varsa sahillere hücum ediyor. ailesiyle yaşayanlar da onlara zarar gelmesin diye temastan kaçınıyor haliyle.

    sıkıntılı durumlar.

  • öncelikle polisimize geçmiş olsun. kolay bir travma değil yaşadığı. tez zamanda hukuksal süreci de atlatır inşallah.
    tanım: geçmiş olsun dileklerimin yanında tebriklerimi de ilettiğim polis memurumuzdur. işini yapmıştır.
    düzeltme: hukuk terimi hatası.
    ek: polis değilim öğretmenim.
    ek: pitbulla birisi size saldırırsa karşılık vermeyecekmiş gibi mesaj yazanlar var. ister vatandaş olsun ister polis olsun birisi sizin canınıza silahla (burada pitbul) kast ediyorsa yapacağınız şey kendinizi savunmaktır.
    ek: polis orada görevde değilmiş diyenler var. "polis vurdu" diye algı yapılıyorsa ve de bu algının üzerine her hıyara tuzla koşan polis düşmanları da üşüşüyorsa kimse kusura bakmasın polisimin yanındayım. haberlerde "vatandaş" vurgusu polislik mesleğinin önüne geçseydi art niyet aramaz vatandaş kendini korumuş derdim. burada da polis olan bir vatandaş kendini korumuş. çok da iyi yapmış. silahı olmayan bir vatandaş olsaydı şimdi kendisi ölmüş olacaktı. sokak köpekleri yetmezmiş gibi bir de yasaklı ırkı sokak sokak gezdirerek insanları tehdit edenler türedi.