hesabın var mı? giriş yap

  • tarih : ocak 2005
    mekan: eskisehir tramvay, nam-ı diğer estram

    tramvay aniden yavaşladı. her daim kalabalık olan araçta bulunan insanlar bu yavaşlama sonrası istemsiz adımlar attılar. derken birileri bişeyler dedi gel görelim ne dedi:

    -(birisi) tramvay birine çarpıyodu son anda durdu *
    -(bir kız) evet evet ama olsun tramvayın her ay 4 kişi öldürme hakkı varmış *

    akabinde dayanamadım koptum gülmeye başladım. çevremdeki insanlar da gülüştüler. ama onların gülme sebebi az önce kızın söyledikleri değilmiş. onları güldüren kızın konuşması sonrası oturan yaşlıca bir bayanın şu sözleriymiş:

    - iyi olur valla zamanla şu kalabalıktan da kurtuluruz. (tramvay ayda 4 kişiden zamanla eskişehiri yutar diye düşünüyor hanfendi) *

  • benim bu. hatta tavanı da tamamen açıyorum ki dört bir yandan esen rüzgar bacaklarımın arasında fırtınalar koparsın, o elbisenin üst kısmı rüzgarın şiddetiyle yukarı kıvrılsın ki iki yanımdan geçen herkes şehvani duygular içerisinde kıvrım kıvrım kıvransın. arkadaşlarım böyle yapınca beni trafik canavarı olarak niteliyor. ama ne yapsaydım yani? yaradanın eserini kuldan saklamak olmaz şimdi.

  • dün yaşanan ilginç olay.

    9 temmuz 2023 ağrı doğubeyazıt konserine katılması için organizasyon, kadr, uzi ve mustafa sandalla anlaşmış,

    daha sonra konserde uzi görülmeyince konserin organizatörü hikmet eraslan kalabalığa uzinin neden gelmediğini açıklamış

    ağrı'ya business class uçuş olmadığı için ben ekonomi sınıfında uçmam diyerek ve ben en son çıkarım mustafa sandaldan önce çıkmam diyerek konsere gelmiyor. tabi kalabalık da yuhalıyor uziyi.

    daha sonra uzi açıklama yapıyor görsel görsel, özeti: business olayı doğru değil ama evet mustafa sandaldan önce çıkmam ben ondan fazla dinleniyorum o kim ben daha büyük sanatçıyım gak guk.

    mustafa sandal ise şöyle cevap veriyor. görsel

    mustafa sandalın cevabı bile kim sanatçı kim değil gösteriyor. uzinin kendini mustafa sandaldan büyük görmesi beni benden aldı.

    arkadaş şu an sen tarkandan sezen aksudan da çok dinleniyorsun şimdi sen tarkandan sezen aksudan da mı büyüksün *

    adamın 20 yıl önceki şarkılar hala dinleniyor, senin 2 sene önceki şarkını kimse dinlemiyor, sürekli şarkı yapmasan 2 seneye piyasadan silinirsin kalkmış kendini mustafa sandaldan büyük görüyorsun.

  • "15 yildir boyle bir sey yasanmamis"mis...

    arkadas 16 yildir yasandi mi?
    peki ya 17 yildir?

    ulan ben 30 yildir bu ulkede lokal elektrik kesintilerini gordum de, ulke genelinde elektrik kesildigini ilk kez goruyorum.

    bunun ne kadar onemli oldugunun farkinda misiniz?
    ulke milli guvenliginin tehlikede oldugunun faskinda misiniz?
    su durumda bir cok savunma mekanizmasinin devre disi kaldiginin farkinda misiniz?
    tabii ki degilsiniz.
    olsaydiniz "15 yildir bidi bidi..." diye sacmalama geregi duymazdiniz.

    (bkz: haarp) projesi. adamlar savas durumunda, enerji bombasi ile bir sehrin tum enerji kaynagini devre disi birakarak, radar sistemlerinden, hava savunma sistemlerine kadar her seyi devre disi birakacak teknoloji gelistiriyorlar.
    neden?
    sen daha ne oldugunu anlayamadan, ucak bile kaldiramadan kafana cokebilsin diye.

    21. yyda ulke genelinde elektrik kesiliyor...
    saka gibi derler ya,
    saka degil, trajik...

  • 9 haziran'da istanbul'da doğdu. necla ve fikret erkoç'un tek çocuğudur. melahat pars ve rıdvan aytan'dan özel dersler aldı. istanbul belediye konservatuarını bitirdi. 1971 yılında ilk 45'liğini çıkardı. 1974 yılında ilk kez bebek maksim gazinosu'nda assolist olarak sahne aldı.
    sahne ve plak çalışmalarında icra ettiği ağır musiki eserleriyle dikkat çekti. o dönem çoluk çocuk, "tut-i mucize guyem" isimli ıtri'nin segah yörük semaisi'ni öğrendi ve ezbere söyledi.
    1980 yılında italya'da cinsiyet ameliyatı oldu. aynı yıl london palladium´da konser verdi. 1981 yılında dönemin yönetimince konser ve plak okuma yasağı getirildi. 1983 yılında madison square garden´da konser verdi. 1986 yılında mahkeme kararıyla kimlik değişimi onaylandı ve nüfus kağıdı aldı. 8 ocak 1988 yılında sahne yasağı kaldırıldı. 1991 yılında adana'da bir konser esnasında sahnede vuruldu. yapılan ameliyat sonrasında tek böbreği alındı. 1997 yılında etnik müzik sazlarıyla paris olympia müzikholü'nde sahne aldı. aynı yıl 6 ay süren bir evlilik yaptı.
    1997 yılında uluslararası mont- merid müzik doktoru ünvanıyla ödüllendirildi. müzik çalışmalarının yanısıra; "sıralardaki heyecan", "ölmeyen şarkı", "işte bizim hikayemiz" adında 3 sinema filmi ve yasaklı döneminde almanya'dayken oynadığı 20'yi aşkın video filmi vardır.

  • insanlar algılama problemi yaşıyor, ya da olağanüstü derecede taşak geçme potansiyeline sahipler. okan bayülgen net bir şekilde tolga çevik'in insanlık tarihiyle neredeyse eşit olan tuluat kavramını sanki kendisinin bir icadıymış gibi göstermesine karşı çıkıyor. ve bunun izahını da çok güzel özetlemiş zaten:

    "bunu sahne sanatlarının doğasına aykırı bulduğum için, sahne sanatları yapmış bir kişiye bir fikrin, gece yatıp sabah gelemeyeceğini, bunların ancak yaşayan veya yaşamayan sahne adamlarının yaptıkları işlerin tekrarı ya da esinlenmesi olabileceğini düşündüğüm için bu mücadeleyi başlatıyorum"

    yani ne diyor? kırk yıllık pancar kıçımda sancar. tolga çevik bu fikrini bir icat olarak öne süremez, bunun patentini alamaz, tekel yaratmaya çalışamaz. ahde vefa denen şey var. "harici komutla doğaçlama hareket eden oyuncu" formatı bizim meddahlık kültürümüzün bile özünde var yahu. hatta hadisenin özüne tekabül eden tuluat, bizim bin yıllık geleneğimizdir. okan bayülgen bu değere sahip çıkıyor, bunun mücadelesini veriyor. her şey bu kadar basit ve ortadayken "peki ya okan kimden çaldı ehehe" cinliğiyle ortalama zekaya bile hitap etmeyen emsallerle yazılı olanı bambaşka mecralara çekmek de neyin nesi oluyor ben de onu anlayamıyorum işte...

  • reklamın çapsızlığı ya da yorumları yazanın mizah anlayışındaki bayatlık bi yana...

    --- spoiler ---

    müşteri yorumu: hadi fuse tea kalmadı dediniz eyvallah başka bi içecek niye koymuyorsunuz. pipet koyup dalga geçer gibi içecek koymamışsınız.
    salağın cevabı: o değil de bir ilhan irem vardı, noldu ona ya?

    --- spoiler ---

    ben bu yorumu okuyan müşterinin yerinde olsam o restorana gider ve ilhan irem'le yedi ceddinin soy kütüğünü tersten okuturum o dallamaya.