hesabın var mı? giriş yap

  • pahalı ancak kullanışlı ve saça zarar vermeyen (veya diğerlerine kıyasla daha az zarar veren) saç şekillendirici.

    saçlarım dalgalı olmasına rağmen inatla düzleştirerek kullanmayı seviyordum. ancak hijyen takıntım nedeniyle (benden önceki 362727 kadının saçına değen fırça ve makine ağzının benim saçıma da değmesini istemediğim için) kuaförde fön çektirmek yerine saç düzleştirici ile kendim yapıyordum. 8 sene her gün düzleştirici kullandıktan sonra saçlarım kırılmış, yanmış, mısır püskülü gibi birşey olmuştu.

    bir süre önce ameliyat olmam gerekti. uzunca bir ev istirahati geçirdim. evdeyken saçlarımı kendi haline bıraktım. böylece dipleri dalgalı uçları yanık ve düz daha da berbat saçlarım oldu. işe döndüğüm ilk gün tokayla şekillendirmeye çalışsam da saçlarım rezaletti. ertesi gün dyson’a gitmeye karar verdim.

    almaya kesin kararlı olarak mağazaya gittiğim için paketi yeni açılmış bir ürünü saçımda denemelerini istedim. her bir başlığı tek tek kullanarak anlatan satış danışmanı mevcuttu. youtube’da kullanıma ilişkin çeşitli videolar mevcut ancak kendi deneyimimi anlatmak istiyorum.

    şekillendirmeye başlamadan saçların hafif nemli olması gerekli, kuru saça uygulanmıyor. ben saçımın yapısı gereği biraz da anti frizz sprey kullanıyorum. düzleştirici 2 başlık, 1 yuvarlak fırça, 2 farklı büyüklükte (sağ ve sol olmak üzere) bukle yapıcı başlık var. bir de saç kurutmak için kullanılan başlık var, unutuyordum. tüm bunlar güzel bir muhafaza kutusunda saklanıyor.

    bukleler çok kalıcı değil. muhtemelen kalıcılığı saklamak için saç spreyi kullanmak gerekli. sağ ve sol burgu yönünü deneyerek kişisel zevki oluşturmak lazım. hava girdabı ile saçı sarıp şekil verdiği için kullanması çok kolay. düzleştirici başlıklar yakmadan düzleştiriyor. en çok fırça başlığı seviyorum, saçı daha hacimli gösteriyor.

    kuaförde fön çektirip 3 gün aynı saçla yaşayanlar için gereksiz ve pahalı bir ürün olabilir. ancak ben her sabah elimi yüzümü yıkamak yerine duş alan bir insanım, her gün saçımı şekillendirmem gerekli. bunu yaparken de daha fazla zarar görmek istemiyorum. üstelik kuaförler bir daha ne zaman açılacak bilemiyoruz. kişisel görüşüm fiyatına değer bir ürün olduğu yönünde.

  • alisveris yapilmis, eve gerekli ivirzivir alinmis eve donulmustur. paket icerisinden alinanlar cikarilirken goz ufuk*'a takilir, adam tuvalet fircasinin posetini yirtmis (tamamen cikarmamis ama) aradan cikan fircayi yalamaktadir..

    - lan? olm napiyorsun?
    - yaliyorum???
    - niye lan ? manyak misin?
    - e kullaninca yalayamicaz olm dusunsene

  • moderasyona antipati beslenmesinin tek sebebi sanırım guru. mesela guru'nun kimseden çekincesi yoktur ama hiç isim vermez, hep bi gizem hep bi ima gönderme falan. "format aşağı format yukarı ne emrediyosa odur" der, sonra aşındırmaktan falan bahseder. işine geldiği zaman "legal" der dahil olur, keyif almadığında da "suistimal" der. sürekli bir polemik içinde forumun kralını yaparken yıpranmaz o sözlük, guru'yu sıkan şeyler aşındırır. o polemiklerde de elindeki moderasyon gücünü iyi kamufle edip güzel baskı kurar insanlar üstünde. gider olan biten'e tuhaf tuhaf şeyler yazar, sonra sıradan bir yazarmış gibi aramıza iner filan. bu kadar senede sinirlerinin yıprandığını düşünüyorum, bıraksın artık hepimiz kurtulalım. kadim dostu ssg görevine son vermeyi arkadaşlığına sığdıramıyor gibi duruyor, gelip gidenleri de izledikçe çoğu kişinin bu fikirde olduğunu söyleyebilirim. zaten bahse girerim bir yansıması mevcut olsa idi kendisinin farkında olmadığı, en çok zıtlaştığı yazar yine kendisi olurdu. moderasyonunu "işte sapı işte kapı" deme, kulak çekme ve toplu yazar uçurma olarak özetleyebileceğimiz emektar guru'nun bence emekli moderatorler arasına katılma zamanı geldi de geçiyor. süper insandır acayip zekidir facebook onun sayesinde vardır türkiye'nin kaybettiği değerli bir beyindir rakı sofrasında mükemmeldir beni hiç ilgilendirmez; guru'nun mantalite olarak sözlüğün gerisinde kaldığını düşünüyorum ve bu vizyon konusunda ssg'den de daha bilirkişiymiş gibi davranır olmasından oldukça rahatsızlık duyuyorum 4 seneyi bitirmiş bir yazar olarak.

  • yine norvec;
    - bikini giymen yasak diye mi denize girmiyorsun bizle?
    - hayir kardesim 15 derecelik havada denize girip zaturree olmamak icin.

  • migros haftasonu alkol satamadı. eski genelgeyi bahane etti. pazartesi satış var mı diye sordum " bilemiyorum henüz belli değil" dedi kasiyer. pazartesi günü, sadece migros değil koca koca holdinglerin sahibi olduğu zincir marketler o alkolü veremesinler daha onlarla işim yok, tabiri caizse alışverişi selamı sabahı keserim kendileriyle. senin yapamadığını bir gariban tekel büfesi yapacak başkaldıracak,ekmek parasına mücadele edecek, sen aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın modunda takılacaksın.

    debe editi: şuan alkol satışı mevcut.bantlar yasak yazıları kaldırılmış.

  • "if god had wanted me otherwise, he would have created me otherwise." gibi bir söz söyleyebilecek deha ve cesarete sahip edebiyatçı.
    tabi gerçekte bunun almancasını söylemiştir ama bulamadım orijinalini. şöyle bir şey olduğunu tahmin etmekteyim: "wenn gott wollte, dass ich anders wäre, hätte er mich anders gemacht."
    son olarak türkçesini de şöyle çevirebiliriz herhalde: "eğer tanrı başka türlü olmamı isteseydi, beni başka türlü yaratırdı."