ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
finlandiya'da 9 kişinin yaşadığı adanın 4 mevsimi
-
o değil de, üçer ay arayla o drone'u havada aynı noktaya sabitleyip fotoğrafı çeken adama bravo gerçekten.
sabah aç karnına kahve içmek
-
güne başlamanın en keyifli yollarından biri. hele bi de böyle yeni çekilmiş mis gibi kokan bir kahveyse içilen, doruklara çıkarır insanı.
edit: madem ortam oldu şunları da yazayım da kahve alırken belki yardımı dokunur;
yemen kahvesi
asitliği, aroması dengeli olan yemen kahvesi kalitesi, doğallığı ve üretim azlığı nedeniyle dünyanın en değerli kahvesidir. benim de en sevdiklerimdendir. orta-sert içimlidir.
kenya kahvesi
meyveli ve asidite oranı oldukça yüksek çekirdeklere sahip bir kahve. çok ilginçtir kenya kahvesinin tadı zaman zaman şarabı andırabiliyor.
brezilya kahvesi
genel olarak türk kahvesi için uygun görülen brezilya kahvesi için hafif tatlı ve fındıksı aroması var diyebiliriz.
guatemala kahvesi
baharatlı, meyvemsi ve bazen isli tatlarıyla dikkat çeken kahvelerin genel olarak çok az asitli olduğunu söyleyebilirim.
kolombiya kahvesi
kuzey amerika’da en çok aranan kahvedir. bahçe ve rakım değiştikçe aroması değişir. engebeli arazisi nedeniyle zor ama yüksek kaliteli kahve üretilir. dengeli asiditesi ve yumuşak içimi nedeniyle çok sevilir.
kosta rika kahvesi
yüksek rakımlı çiftliklerde yetişen kosta rika kahveleri de en çok aranan kahvelerdendir. yumuşak içimli olması, aroması, kıvamlı ve lezzetli oluşu tercih sebepleridir.
robusta kahve
kafein oranı yüksek ve acı olduğu için kahve severler pek tercih etmeseler de sanayide ucuz ve acı olması nedeniyle tercih ediliyor. çok kavurarak acılığını daha da arttırırlar ki az kahve ile çok kahve tadı alınabilinsin.
tanzanya kahvesi
kavurması oldukça kolay olan bu çekirdek, turunçgiller ve dut benzeri meyveleri akla getiren bir tada sahip. orta içimli bir kahvedir.
recep tayyip erdoğan'a gazi unvanı verilmesi
-
bence gazilikle falan uğraşmasınlar direkt peygamber ilan etsinler herkes rahatlasın artık başka türlü durulmayacak çünkü.
(bkz: peygamberliği verin bu iş huzur içinde çözülsün)
olan biten
-
millet ittifakı ankara büyükşehir belediye başkan adayı mansur yavaş, yarın sabah 09.00’da siz ekşi sözlük yazarlarının sorularını cevaplayacak. gözünüz sol frame'de olsun.
canan karatay'ın ösym başkanı olması
-
sınavlarda şeker değil meyve dağıtılacaktır. olumlu haber.
zelensky'nin dil bilmeyen trt muhabirine sorusu
-
zelensky'e soru soran trt muhabirine soğuk duş etkisi yaratan sorudur.
soru şu: pardon, anlayamıyorum, sorunu ingilizce sorabilir misin?
trt muhabiri: yok.
link
edit: muhabirimiz ilahiyat mezunu rasih turanoğlu imiş.
yaran diyaloglar
-
bugün metro durağından odtü içine ring yapan ego otobüs şoförüyle aramda geçen diyalog:
şoför: kaçıncı sınıfsın bakayım sen?
ben: master yapıyorum ben.
şoför: ha sen bittin okeye dönüyorsun yani?
ben:....
yemin ederim prof olsam bu kadar güzel anlatamam master yapma eylemini. helal olsun yurdum insanına.
başıma bir şey gelirse mossad sorumludur
-
bu aralar canı sıkılan melih gökçek beyanatı.
çünkü israil'in de tek derdi sendin.
bir de adres göstermiş başıma bi iş gelirse diye. ulan memleketin yarısı sana gıcık zaten. mossad'a sıra gelene kadar...
gökçek : mossad beni öldürecek
fenerbahçe'yi sevmiyoruz değil mi
-
burada yapılan futbol muhabbetinin, 5 yaşındaki çocuğun yaptığı futbol muhabbetinden çok da farklı olmadığını belgelemesi açısından iyi bir örnek teşkil eden afacan cümlesi.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
1999 yılı, mecidiyeköy'de firewall yazdığımız günler. altı aydır maaş alamıyoruz. cebimde beş kuruş para kalmamış. kira ödeyecek param olmadığından ofiste kalıyorum. 1.5lt'lik plastik boş kola şişelerinin depozitosuyla kokoreç alıp karnımı doyuruyorum. yine ofiste sabahladığım günlerden biri. aşırı açım. boş kola şişesi bakındım, bulamadım. mutfaktaki buzdolabına bakmaya gittim. bomboş. sadece bir kavanoz zeytin var. açlıktan yarım kavanoz zeytin yemiştim. o kadar midem bulanmıştı ki sonrasında yıllarca kahvaltıda zeytin yiyemedim. hala da çok zeytin hastası değilimdir. o olaydan kısa bir süre sonra ekşi sözlük'ü kodlamıştım. yüksek dozda zeytinin etkisi olmuş mudur bilmiyorum.
edit: "madem beş paran yok kola şişeleri nereden?" diye soranlar oldu. ekseriyetle üçbeş kuruş parası olan iş arkadaşlarım dışardan getiriyordu. şişe depozitolarına ben konuyordum.
askerde orgeneral görmek
-
askerler orgeneral gorur de orgeneraller asker gorur mu acaba?
askerdeyken yasar buyukanit, ilker basbug ve isik kosaner makam araclariyla bizim oldugumuz yerden gececekler diye bizi saklamislardi.