ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
üniversite yurdundaki şüpheli ölümler
bilal ve rte'nin anlatılacağı filme isim önerileri
-
(bkz: saving private dogan)
çocukların istediği akıl almaz şeyler
-
neden bizim ineğimiz yok diye ağlayan bir kardeşe sahibim nerde bakıcan dedik balkonda dedi
yorgos kumentakis
-
hâlihazırda yunanistan ordu hava kuvvetleri komutanlığı görevini ifa etmekte olan asker. kabaca söylemek gerekirse, bizdeki kara havacılık bölümünün başı gibi düşünebilirsiniz.
kendisi dün akşam saatlerinde askeri helikopterleri zamanında ve yeterli sayıda harekete geçiremediği için basın ve halk tarafından adeta eleştiri bombardımanına tutulmasının ardından istifasını sunmuştur. işin aslı; dün gündüz saatlerinde gerçekleştirilen ve yangınlara müdahale konulu askerî zirvede yangın sürecinde havadan müdahalelerin son derece yetersiz kaldığı hususunda mevkidaşları tarafından da eleştiriye maruz kalan kumentakis, herhangi bir hatası olmadığını ısrarla savunmaya devam etmiş fakat mevcut süreçte istifa etmesinin de en doğru adım olduğuna inandığını ve istifasını yunanistan genelkurmay başkanlığı'na sunduğunu açıklamıştır.
lâkin, istifası kabul edilmemiş ve yunanistan savunma bakanı panayotopulos'un açıklamasına göre kendisi görevini ifa etmeye devam etmekteymiş.
yunanistan'da devam eden şiddetli orman yangınlarına müdahale konusunda ordunun elindeki chinook tipi helikopterleri seferber etmemekle suçlanan kumentakis, bu konuda sorumluluğun kendisine ait olmadığını belirtmiştir. birkaç gün evvel, ülkenin elindeki 25 chinook tipi helikopterden sadece 3'ünün geçtiğimiz hafta büyük bir hızla büyüyen yangınlara müdahalede kullanıldığı ortaya çıkmıştı. öte yandan, bu helikopterlerin büyük çoğunluğunun modernize edilmediğinden uçamayacak vaziyette olduğuna dair iddialar da hâlen herhangi bir kurum tarafından yanıtlanmış durumda değil.
ingilizce haber linki burada.
geçtiğimiz günlerde orman yangınlarıyla mücadele etmekte olan italya'da da uçakların havadan müdahale ekipmanının yetersiz olduğuna dair iddialar gündemi meşgul etmişti. ülkemizde türk hava kurumu'na bağlı yangın söndürme uçaklarının durumu da hepimizin malumu.
medeniyetin beşiği olagelmiş akdeniz'in üç büyük ülkesinin de ne acıdır ki iklim değişikliği ve küresel ısınmanın da etkisiyle artık yaz aylarının kaçınılmaz bir parçası olacağı uzun zamandır tahmin edilmekte olan orman yangınlarına teçhizat olarak oldukça hazırlıksız yakalanmış olduğu inkâr edilemez bir gerçek olarak karşımızda duruyor. bakalım bu hazırlıksızlığın söz konusu ülkelerde yetkililer nezdinde yansıması nasıl olacak?
neden evlenmiyorsun sorusuna alternatif cevaplar
-
"herkes 'birini' bulur ama önemli olan 'birbirini' bulmak." dücane cündioğlu
....
şaka şaka... sırf tipsizlikten...
öğrenciyi döven öğretmenin hastanelik olması
-
ahmakların güzel haber diye servis ettiği de öğretmenin hastanelik olması.
olur, herkes kendi adaletini sağlasın, güzel haberler çıkar.
edit : altlardaki kendini thor sanan embesilleri de sanırsın kendi adaletlerini kendileri sağlıyor. en ufak bir şey olsa karakola gelip zırlayan tipler bunlar. bakın oğlanlar, öğrenci dövmek yanlış, öğretmen dövmek yanlış, sabah sabah buna sevinecek kadar gerizekalı olmak yanlış, gelip burada bunu övecek kadar ibrikçilik yapmak yanlış. şimdi kendi adaletimi sağlayıp alayınıza gireyim mi.
rus klasiklerini okumuyoruz kampanyası
-
(bkz: zaten okumuyorduk) en azından eylem yapmış oluruz. havamız 1500.
plaza kaşarı
-
ilgili röportajı okuyunca, bana kendi işimi kurabileceğim veya devlette çok iyi yerlere atanabileceğim bir mesleğim olduğu için, "tam bir eşit ağırlıkçısın bla bla" diyen nice öğretmeni, teyzeyi halayı dinlemeyip (genel olarak işletme fakültesi gibi yerlerin insanlarını sevmediğimden dolayı) sayısal seçtiğim için, teknik üniversite'de yıllarca ebeminkini tersten görerek okuduğum için sevinç gözyaşları döktüren bir ablamız.
çok samimi söylüyorum, sıfır beden, at suratlı, fönlü saçlı, burnunun ucuna bok bulaşmış ifadeli, lütfederek doğurduğu veledi haftasonu kanyon'da gezdiren plaza hatunlarından tiksiniyorum, keza aynı tipin erkeklerinden de. içinde kendini kaybettiği yalakalık girdabından, her gün 15 cm topuk üzerinde duran ayaklarından bacaklarından, sabahın köründen akşamın karanlığına kadar çalıştıktan sonra insanlığından, başta kendisi olmak üzere ailesine, çocuğuna, kocasına nasıl bir hayır gelebilir pahalı tatillerle lüks giyip lüks yemekten başka? insanlığı, kadınlığı, anneliği mi kalır o kişinin haftasonu da kendini göstermek için kıçını yırtarak gittiği boğaz kenarı brunchlarında?
şahsen 12.000 tl'yi 1 ayda kazanıp bu kadar kevaşe bu kadar leş ötesi bir ortamın kendini çok önemli zanneden ırgatlarından biri olacağıma, 3-4 ayda kazanır, boş vakitlerimde kışlık domates yapar kavanozlara koyarım, mac bebeköy'de değil sahilde spor yaparım, ayağımda çocuk sallar 2-3 tane büyütürüm, islim kebabıyla bulgur pilavı filan yapar pişmesini beklerken devrilip kitap okurum, etiket gibi koluma takacağım ve iş stresinden haydar dümenlik olacak bir plazberk ile değil rahat adamın tekiyle evlenirim.
yok 30 yaşında expat olacakmış da 33 yaşında çükübik, 35'inde fikibok olacakmış.. ahy içim sıkıldı, 12.000 teleymiş, vah ablam leşliğe bak.
edit: teknik üniversite sadece mühendislik eğitimi vermiyor, ayrıca laflar ablanın şahsına değil yanlış anlaşılmasın, "sevgili kaşar'lar, yarın kendi kendimize göndereceğimiz çiçeklerin organizasyonu yapıldı mı?" tweetine ise sesli güldüm.
ilk buluşmada sorulması gereken 14 soru
-
(bkz: mülakatla sevgili almak)
denize atılan şişe içindeki mesajlar
-
"kafamız çok güzel.. hamit-serkan-vedat 21.08.2003 ankara"
kettle'da su kaynatmak vs ocakta su kaynatmak
-
yılllardır benimde kafama takılan ikilem.bir hafta kettle'da bir hafta ocakta kaynatarak ortalama maliyetten içimi ferahlatıyorum.