ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
arkadaşım eşşek diye şarkı yapan sanatçı
-
yaptığı şarkı 30 sene sonra bile çocuklar tarafından söylenmekte olan sanatçıdır. bu şarkıyı beğenmeyenler için " oku bakayım ayı" diye de bir şarkısı vardır.
gibi replikleri
-
yılmaz: 39 yaşında mısın oğlum sen?
ilkkan: öyleymiş abi
yılmaz: hiç mi anlamadın oğlum, insan bilir ne yaşadığını ya
yılmaz: ilkkan sen gönlünden geldiğince yumurta mı haşladın çocuğa?
ilkkan: haşladım abi ne var işte, protein çok önemli sporcular için.
yılmaz: bravo. peki benim merak ettiğim şey şu, 14. yumurtaya geldiğinde seni ne durdurdu, niye devam etmedin haşlamaya?
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"yalnızlığıma o kadar güveniyorum ki zil sesini kilise müziği yapıp telefonumu sessize almadan cumaya gidebilirim."
fav editi: olm ya bir ingiliz daha gelip entry'i favlasın ya da favlayanlardan biri favını kaldırsın. insanın yalnızlığı bu kadar da yüzüne vurulmaz lan allahsızlar.
davutoğlu gole sevinirken şehit oğlunun mahzunluğu
-
şu resimde görülen yürek burkucu durumdur.
türkiye'de neler yaşandığını çok güzel özetliyor.
yemeksepeti sipariş notuna yazılanlar
-
http://i.hizliresim.com/oqqxdr.jpg
adam gelince "sayıcam" diye tutturmuştu. "usta fazladan 4-5 lira var burada. senin olsun kalanı uğraştırma şimdi" dedim de kabul etti.
14 temmuz 2015 ömür plaza starbucks rezaleti
brezilya'da bulunan dev anakonda
-
birkaç sığır tarafından rahatsız edilmiş. belli ki yeni beslenmiş, sessiz sakin sindirimini gerçekleştiriyor (birkaç ay falan sürer).
yemeğin üstüne bi çay koyup televizyonun karşısına geçsen, sonra biri seni kürekle dürtse hoşuna gider mi? bence bu videoda yılan haklı.
diziyi geriden takip edene yönelik küçümser tavır
-
- abi lost diye bi dizi keşfettim, süper!
- ...
- noldu abi sustunuz bişey desenize?
- ...valla bir tavır takınacaktık sana ama, ondan bile vaz geçtik.
istanbul'dan adana'ya taşınmak
site bahçesinde sürekli bağıran çocuklar
-
insanın parasını ödediği evinde bir parça sessizlik istemesi türkiye gibi ülkelerde lükstür. bunu dile getirince de ''çocuk düşmanı, hiç mi çocuk olmadınız'' gibi beylik demeçlerle karşılanırsınız.
(bkz: türkiye'de sessizliğin lüks olması)
aşağıda mühendisler de var
-
maden mühendisiyim. yeraltı kömür ocağında 2,5 seneden fazla çalıştım. planlama biriminin amiriydim ben, yeraltına haftada bir kez falan anca inerdim. ama bir kurban bayramında maden mühendisi sıkıntısı olduğu için bana görev verdiler, ben vardiya tuttum. yaklaşık 50 kişilik bir ekibim vardı bayram olduğu için. o gün yaşadığım korkuyu ömrümde yaşamadım ben. "ya göçük olursa?" "ya yangın çıkarsa?" "ya su basarsa?"... hepsi benden büyüktü. hem de bayağı bir büyüktü. hatta birisi "bayan bir şefle çalışacağımı söyleseler güler geçerdim" demişti. orada hepsi çocuğum gibiydi. birinin başına bir iş gelecek diye aklım çıkıyordu. o yüzden hiç çıkmadım ocaktan. hep yeraltında başlarındaydım. elektrik mühendisi, makine mühendisi ve iş güvenliği uzmanı arkadaşlarımızı dört döndürdüm ocakta. ha o kadar sakınılan göze illa ki çöp batar, kubatomuz bozuldu. olsun, canlarına bir zeval gelmedi ya olan üretime olsun. bir nebze canım acımadı. yiyeceğimiz iki azar ne olacak...
bu cümle bana o günleri hatırlattı. biz mühendisleri öyle üstün görürlerdi ki şirketin verdiği kumanyayı yiyelim diye derme çatma iki sandalye bile yapmışlar yeraltındaki cep gibi bölgeye. kendileri de taşın toprağın üstüne kurdukları sofrada evden getirdiklerini yerlerdi, çünkü şirketten yemezlerse yemek parası alırlardı. ben utandım sandalyenin tepesine kurulmaya. sofralarına oturmak için izin istedim, soğanı dizimin üstünde kırıp lambur lumbur yemeye başladım onlarla. öyle sevindiler ki neleri varsa paylaşmak istediler benimle. ben de onlara benim kumanyamı açıp verdim.
şimdi düşünüyorum bu olay soma yerine benim çalıştığım yerde olsaydı, benim beraber çalıştığım işçilerden birinin saçının teli incinseydi ben ne hale gelirdim? sikmişim lan diplomasını bilmem nesini! vicdanımı nasıl rahatlatırdım ya nasıl? ben yeni mezun bokun tekiyken beni adam yerine koymuş, saymış, sofralarına sevine sevine kabul etmiş bu insanların tek bir tanesine bir şey olsaydı ben nasıl uyurdum?
biz mühendisler sizlerden daha değerli değiliz sevgili emekçiler. biz daha insan da değiliz. biz daha üstün de değiliz. biz siziz, siz de biz.
kurban olayım, yüreğimizi dağlamayın.
tanım mı? yüreğimi yakıp geçen cümle.