ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
acun ılıcalı'nın parayla mutlu olunmaz demesi
-
parayla mutlu olmuyorsa paralarını alarak onu bu mutsuzluğundan kurtarabilirim dediğim açıklama.
"fakirler malıma mülküme göz dikmesin." diye sarfedilmiş bir cümle yemeyin bunu.
almancıların, akrabaları para istemesin diye "almanya bitti yeğenim" söylemine benziyor.
son duraktan iett otobüsüne binmek
-
son durak derken mecidiyeköy-bakırköy hattındaki son duraklardan bahsetmiyorum şüphesiz. misal taksim-hürriyet mahallesi hattı olabilir, yani bu hattaki merkezi değil de çevredeki durak (merkez-çevre ilişkisine de bir atıf yapmış olum gördüğünüz üzre, ne çakalım) ne diyorduk, eğer o mahalleden değilseniz enterasan bir deneyimdir. durakta üç kişi filan beklersiniz misal, otobüs gelsin diye. ya da gittiğinizde otobüs vardır ama öyle kendi halinde parketmiş duruyordur. anlarsınız, o otobüse bineceksiniz. duraktaki küçük kulübede şoför otururur tek başına. ya da bir iett görevlisi daha olur en fazla. neyse şoför bakar ki durak ufaktan kalabalıklaştı, kalkar kapıyı açar, millet üşümesin otursun diye sonra yine kulübeye döner hat saatini bekler. sonra kulübede sıkılır mı artık ne olursa, yine kalkar, şoför koltuğuna oturur, orada bekler kalkış saatini. o ara şoförle önlerde oturan mahalleli iki üç kişi arasında küçük bir sohbet döner, bu ne soğuk gibilerinden. şoför baya dost canlısıdır bu aşamada. durup durup ara gaz verir, otobüsün kapısına gelip "ne zaman kalkacak, bilet alıp geleyim" diyenlerle söyleşir. bu arada kapısı açık bekleyen otobüste oturan üç beş kişi bu sefer kendi aralarında bir sohbete başlar, küçük bir kasaba garı havası oluşur. neyse efenim sonra kalkar otobüs, durklardan yolcu ala ala. osmanbey'e geldiğimizde otobüs tıklım tıklım olmuştur. yolcular artık birbirini tanımamaktadır, şoför asabileşmiştir, sanki kasabadan büyük şehre gelinmiştir on dakikada. "aynı otobüs mü lan bu?" diye düşünmeden edemez insan arkalarda bir yerde otururken.
34 beden olmak
-
sağ bacağımın içinde bulunduğu durum.
saniyelik salaklıklar
-
+ türksel şarj aleti olan var mı?
danimarka'da kağıt para kullanımının sonlanması
-
çipli bedenlerden önceki son aşama değildir.
hiçbir içkin değeri olmayan kağıtlara yapay bir değer yükleyip bu değeri milyonlarca kişinin ikna olup güvenip kullanmasını sağlayan, bu kağıtların her birinin değerinin başka kağıtlara ve gerçek metalara göre her gün değişmesini sağlayan bir ekonomik sistemimiz varken işbu değeri sadece manyetik plastiklere işlemek mi inanılmaz geliyor? bana pek gelmiyor. hayırlısı olsun. şimdi gölge ekonomiciler düşünsün.
26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı
-
bakın müptezeller,
bizim için stres yükü çok yüksek bir maç olmasına rağmen,
ilk 15 dakikada ads'nin kaptanı 2 defa ve totalde 5-6 dk yattı. hiçbir oyuncumuz gidip kuduz köpek gibi saldırmadı, tam aksine gidip cocukla ilgilendiler, geçmiş olsun dediler.
ikinci yarı gs kontraya çıkarken balotelli kendini topsuz alanda yere bıraktı diye kaan aldı topu taca attı. oyuncularımız gidip balotelli'yle ilgilendiler.
hiçbir oyuncumuz adana tribünlerine el kol etmedi, yerde yatan rakip oyuncuyu gidip sarsmadı.
kimse bizi sevmiyor, diyorsunuz ya, iste biraz sebeplerini bilin, anlayın, idrak edin diye yazıyorum bunları.
acun ılıcalı vs ali ihsan varol
-
aralarindaki en buyuk fark
ş_r_f
olan karsilastirmadir.
harf istemeyin amk.
günaşırı
-
kahvaltı. bizim ev.
ben: baba, günaşırı ne demek?
babam: bir gün arayla demek.
ben: bunu bana ne zaman söyleyecektiniz baba?
babam: neyi?
ben: günaşırının anlamını. ben günaşırıyı yanlış biliyormuşum.
babam: ne sanıyordun?
ben: akşam üstü şöyle 5-6 gibi felan sanıyordum. :/
annem: haha. nasıl öğrendin?
ben: herkesin içinde!! arkadaş saçına besleyci bi karışım uyguluyormuş. hangi sıklıkla uyguluyorsun dedim, günaşırı dedi. her gün her gün zor olmuyor mu dedim. her gün değil, günaşırı dedi. ben de tamam işte, her akşam her akşam zor olmuyor mu dedim. her akşam değil, günaşırı dedi....
annem: hahaha ilahi keyfekeder...
ben: niye öğretmediniz anne?
kardeşim: aslında söyleyecektik de, senin biraz daha büyümeni bekliyorduk.
ben: :/
30 mart 2017 senaristlerin iş bırakması
-
arka sokaklar senaristini görünce şaşırtmıştır. abi 435 bölüm sonra mı aklına geldi bu olay :(
william shakespeare
hamile kalsam ne yapardın
-
genelde kimden duyulursa duyulsun adamın elini ayağına dolandıran bir soru olmakla birlikte yaratacağı etki soranın kimliğine göre de değişebilir.
- hamile kalsam ne yapardın?
- şaşırırdım hikmet abi. çok şaşırırdım
barbaros hayrettin paşa
-
anilari okunursa akdenizde gemi birakmadigi anlasilacak turk denizci.
anilarindan bir alinti yapmak gerekirse;
"kisi tunusta gecirdik, baharda 10 parca tekneyle acildik, sicilya yonune gidip barut, kursun, zeytinyagi, bugday,s eker dolu 20 kafir teknesi ele gecirdik, sonra sardunya aciklarina 10 ispanyol kafiri teknesi gorduk, 5'i batti, kalan 5'ini ele gecirdik, mora aciklarinda bizi arayan ispanyol donanmasiyla karsilastik, 28 parca gemiden olusan donanma bize saldiri hazirligindayken biz saldirdik, kafirler sasirdi, o sirada cok sevdigim bir reisim yanimda yaralaninca cok sinirlendim, 15-20 kafirin ortasina girdim. cenk cok cetin gecti, 120 kafiri esir ettik, 538 kafiri kilictan gecirdik. bizim 130 levendden 30 sehit verdik. 28 parca gemiyi yanimiza alip midilliye gittik. elde ettigimiz ganimetle sılamıza kavuşunca taze can bulduk. bütün akraba ve dostlarımız geldiler. hal, hatır sordular. yedi gün, yedi gece kazanlar kaynatıp, adanın bütün fakirlerini doyurduk. sünnetsiz çocukları sünnet ettirdik. ersiz kızları evlendirdik. gönüllerini şad etmek için, büyük düğünler yaptık."
10 tekneyle acilip 60 tekneyle donuyorlar. ayrica nasil savastiklarini hayal bile edemiyorum, nasil bir deliliktik nasil bir gozukaraliktir ki 130 kisiyle 700 kisilik orduya daliyorsun.
kendi tabirleriyle; "biz korsan değil, elhamdülillah mücahit gazileriz. din yolunda cenk ederiz."
saygı duyuyorum.
parasomnia
-
bu hastalıktan muzdarip olanların bir kısmısı kalkar ve buzdolabına dalar, ne varsa siler süpürür (binge eating) ve bu tabaklar ne lan it desen imkanı yok hatırlayamaz, bu durumun literatürde yeme bozukluğuna mı gireceği uyku bozukluğu semptomları altında mı değerlendirileceği tartışma hususudur.
eve alınacak kedi ile mülakat yapmak
-
- şimdi tabii benim de şartlarım var.
- tabii kavun bey, sizi dinliyorum.
- öncelikle, ben uyurken şirinliğime kapılıp beni uyandırırsanız anlaşmamız biter, çeker giderim. bu konuda anlaştık mı?
- hmm zor olacak ancak şartlarınıza uymaya çalışacağız tabii.
- pekala, ondan sonra, haftada en az bir gün balık, bir gün taze ciğer çıkacak.
- hmm masraflı oluyor, ama elimizden geleni yapacağız.
- genel hatlar bunlar, geri kalan detayları çalışma sürecimiz boyunca halledebileceğimize inanıyorum.
- peki kavun bey, o zaman, sizi biraz sevebilir miyim?
- tabii ne demek, geleyim kucağınıza?
- buyrun.