hesabın var mı? giriş yap

  • programda aralıksız 20 dakika fenerbahçe'yi konuştuktan sonra "artık galatasaray'dan fenerbahçe'ye geçelim" demiştir. 2 senedir aklı gitti aklı.

  • konu hakkında yeni ve çarpıcı bir video daha yayınlanmıştır.
    slaughterbots - if human: kill()

    video, çetelerin ve terörist grupların düşmanlarını öldürmek için yapay zeka destekli robotları kullandığı bir geleceği konu alıyor. insanlar birlik olmaz ise "slaughterbot"ların (katliam robotu) insanlardan daha büyük bir tehdit oluşturacağı konusunda uyarıyor.

    birleşmiş milletler, insanları hedef alan otonom silahların yasaklanmasını ve diğer silah türlerini sınırlandırmayı tartışmak üzere 13 aralık 2021'de toplandı. görüşmeler 17 aralık 2021'de sonlanacak.

    videoyu hazırlayan future of life institute (yaşamın geleceği enstitüsü) bu toplantı öncesinde yapay zeka destekli drone sürülerinin arkasındaki teknolojinin bu katliam robotları aracılığı insan toplumuna zarar verebileceği konusunda uyarıyor ve birleşmiş milletler'i bu tip robotları yasaklamaya davet ediyor.

    videoda gösterilen senaryoların gerçek hayattaki versiyonları da mevcut tabii ki. hatta bunlardan biri bizim ülkemizden.

    mart 2020'de türk yapımı kargu-2 insansız hava aracı insan hedefe yönelik ilk otonom saldırıyı gerçekleştirmiştir. "kargu-2 iha'nın katil robotlar çağını başlatması" başlığında bu konuyu uzun uzun tartışmışız.

    kasım 2020'de israil istihbaratı, iran'ın nükleer programının önemli isimlerinden mohzen fakhrizadeh'i uzaktan kumandalı bir makineli tüfek kullanarak öldürmüştür. makineli tüfek, silahı hedeflemek için yapay zeka kullanıyor ve fakhrizadeh'in konvoyunu vurmak için bir operatörün komutu ile kamera beslemesi arasındaki 1.6 saniyelik gecikme süresini yapay zeka aracılığı ile gidermiştir.

    2020'de yapılan abd ordusu birliği toplantısında ghost robotics, tüfek silahlı dört ayaklı bir insansız hava aracı sergilemiştir.

    video tüm karamsarlığına rağmen umut verici bir son ve mesaj ile bitiyor. birleşmiş milletler "slaughterbot"ları yasaklamak üzereyken birbirini öldürmek üzere olan iki insan silahlarını bırakarak "slaughterbot"un kendilerini öldürmesini önlüyor ve birleşmiş milletlerin yasak kararı ile sonlanıyor.

    videonun sonundaki durumun gerçekleşmesi, sürmekte olan, konvansiyonel silahlar sözleşmesinin gözden geçirilmesi için yapılan altıncı konferansa bağlı.

    videoyu yayınlayan yaşamın geleceği enstitüsü ve uluslararası kızılhaç komitesi (icrc) gibi kuruluşlar devletlerin güç kullanımında yeterli insan kontrolü ve yargısının korunacağı, yasal olarak bağlayıcı kurallar getirilmesini talep ediyorlar.

    özetle birinin öldürülüp öldürülmeyeceğinin kararını yapay zekaya bırakmak yerine insan yargısına emanet etmemiz gerektiğini belirtiyorlar. bunun sağlanması için de bazı tür otonom silahların tamamen yasaklanması gerektiğini ve kalanların kullanımının da katı bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini belirtiyorlar.

    eye in the sky filminde birinin ölümüne karar verip vermemenin bir insan için ne kadar zor olduğu konusu işleniyor. bu kararı yapay zekaya bırakmak faydadan çok zarar getirebilir zira yapay zekaya insani duygular yüklemek mümkün değildir.

    george mason university'den zachary kallenborn, "otonom drone sürülerinin otonom silahların en riskli türlerinden biri olduğunu ve otonom nükleer silahların kullanımına sebep verebileceğini" söylüyor.

    otonom silahların kontrolünü kaybetme ihtimali ile nasıl başa çıkabileceğimizi öğrenmek ancak kullanımlarına ilişkin yasak ve kısıtlamalar aracılığı ile kullanım hızını yavaşlatarak gerçekleşebilir.

    insanlık, kimyasal ve nükleer silahlar gibi kitle imha silahlarıyla nasıl başa çıkacağını, icatlarından yüz yıldan fazla bir süre geçtiği halde çözebilmiş değildir. bu tür silahların kullanımının yasaklanması erişimi zorlaştırmış ve yayılmalarını oldukça yavaşlatmıştır. benzer bir uygulama otonom silahlar için de yapılabilir.

    kaynak: popular mechanics

  • tebliğlerini(?) yaptıktan sonra en fazla birkaç sözlü münakaşa yaşayıp evine döneceklerdir

    fakat

    bir cuma namazı çıkışı cami önünde "allah yok, din yalan, yüzyıllardır kandırılıyorsunuz." diye tebliğ(?) yapmak isteyen birinin akıbeti ne olur? en fazla birkaç sözlü münakaşa yaşayıp evine mi döner yoksa kafası vücudundan mı ayrılır?

  • peşin not: kayseriliyim.

    ağzına kadar zır cahil dolu şehirdir. sadece konya değil; kayseri, kırşehir, niğde, nevşehir... komple iç anadolu birbirinin aynıdır. gençleri tofaşçı, apaçi polat alemdar, büyükleri 'yalarun'cu, tayyip babacı akp seçmenidir. yazları sıcak ve cahil, kışları cahil ve soğuktur.

  • kuzen şamil'in her fırsatta üzerinde çeşitli deneyler yaptığı oyuncak bir köpeği vardır. (önce sıcak suyun içinde bekletip sonra buzlukta dondurmak gibi)

    zavallı köpeği bu kez sıkı sıkıya sargılara sarılmış bir şekilde bulan annesi şamil'e sorar;

    - oğlum ne bu köpeğin hali, yine naptın zavallıya?
    - anne bu eskiden ömerdi, şimdi de ezel yaptım ben onu.
    - !?!

  • 1970'ler beşiktaş... yıldız teknik üniversitesi'nin iki öğrencisi, annem ile babam, muhtemelen bir eylemde, aynı çevrenin içinde karşılaşırlar. bölümündeki tek kadın öğrenciymiş annem, istanbullu, hırslı bir kadın. babam bildiğiniz köylü çocuğu, odtü'den kaçmış ytü'ye gelmiş.
    bir gün annem vapurda beşiktaş'tan üsküdar'a geçerken bir olay yaşanır: faşistler annemi vapurun pervanesine atarlar, kurtulur, karaya çıkarılır, orada da üstüne saldırırlar. neyse, eve gelir, dedem geç kaldığı için kızmış, "ne olursa olsun bu sofraya 7'de oturulacak" der, annem ertesi gün evden kaçar. rahat hareket edebilmeleri için evlenmişler, arkadaşları öyle dedi. bir de babamın anneme abbasağa parkı'nda evlenme teklif ettiğini biliyorum. günler geçer; çok kısa bir sürede evlenirler. beşiktaş'ta bir sürü hatıraları var, bazı günlerde, bazı duvarlarda görülebilen... "bak biz burdayız" diye kırmızı kırmızı göz kırparlar bana... hep olay, hep debdebe...
    günlerden bir gün annem çalıştığı fabrikaya gider, gece nöbetçi. trafoda bir yangın çıkar, bir işçi içeride kalmış, annem girip, kurtarır adamı, kendisi yanar... 10 gün yaşar, sonra ölür ankara'da... öldüğünde 25 yaşında...
    bana da bu hikâye kaldı; bazen bir insanı kurtarmak devrim yapmaktır... bazen bir insanı kurtarmak dünyayı kurtarmaktır...
    bir insanı, düşüncesi, ırkı, dili, dini fark etmeksizin sevmek, hiç tanımadığı bir insan için canını verebilmek...