ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
özür dilerim ile kusura bakma arasındaki fark
-
"hiç" ayracıyla ortaya çıkar.
"hiç kusura bakma!" diye bir laf var ama "hiç özür dilerim," diye bir laf yok malumunuz.
kelime oyunlu cin farkları da inceleyerek şöyle açıklayabiliriz;
özür dilerim => affedilme dileğidir. alttan alma metodudur.
samimi de olabilir yapmacık da olabilir ama nihayetinde bir çabadır.
kusura bakma => üstten bakma sinyalidir. affedilme dileği ve çaba içermez.
affedersen ekime, affetmezsen kasıma kadar mealli bir duruş, bir umursamazlık, bir vurdumduymazlık, bir adamsendecilik...
muadili bir örnek vermek gerekirse "iyi çalışmalar" ile "hadi sen bak işine kolay gelsin" arasındaki fark gibi biraz da bu. fazla açıklamaya gerek yok, anlatılmaz yaşanır farklar bunlar. anlamıyorsanız, demek ki o farkı yaşamamışsınız, hadi yine iyisiniz...
ayyıldız tim'in sinovac.com'u hacklemesi
-
salak saçma işler.
sktch.in'de çizilen ekşi sözlük nick'leri
john oliver'ın ak-saray yorumu
-
cihan reisin üzerinden atıp rte'nin önemli yerlerini ezdiğini daha yeni fark ettiğim video. kafalara "lan yoksa? acaba?" şeklinde sorular getirip cb'nin şuan ki ruh hali, devamlı iktidar olmak istemesi, maskulen ve huysuz tavırları beni garip garip düşündürmüyor değil.
oktar babuna
-
"biz adnan beyle 1987 yılında akıl hastanesinde tanıştık" dedi ve bence son noktayı koydu.
20 yıldır ölü halde teknesiyle dünyayı gezen adam
-
tekne de 40 metre değil 40 feet'tir. o da yaklaşık 12 metre eder.
kuru yük gemisi mi lan bu.
tanrının büyük patlama olması
-
tanrı hep bilginin sınırı oldu. dün gök gürültüsünün nedeni bugün büyük patlama...
kürtçe
-
abd'de böyle eski kafa amerikalılar vardı. biz türkçe konuştuğumuzda bizi uyarır "burada ingilizce konuşacaksınız burası amerika!" derlerdi. demeye cesaret edemeyenler de garson aracılığıyla bize uyarı yollarlardı (bkz: arby's/@ssg). normalde varlığından haberimizin bile olmadığı bu insanlar bir anda gözümüzde cahil, ayrımcı ihtiyarlara dönüşürlerdi. aklımızda öyle yer ederlerdi. ama abd'deki fark oranın cahilinin baya yaşlı olmasıydı. biz ise türkiye'de o cahil ihtiylarların gençliğine denk geldik şansımıza. neyse iki üç kuşak sonra biterler herhalde.