hesabın var mı? giriş yap

  • durakta bekliyorum. durakta 3-5 kişi var. karşıdan belli vücut geliştirmeyle uğraşmış biri sırıta sırıta geliyor. durakta oturan birinin yanına gidiyor. eski tanıdık olduklarını tahmin ediyorum. diyalog şöyle gelişiyor:

    kaslı genç: selim naber ya tanıdın mı beni ?
    duraktaki genç: ilyas sen misin olm? nolmuş böyle sana ya? kasilyas olmuşsun resmen ehe ehe. *

    ne adamlar var ya. allah belanı vermesin selim. düşündün mü bunu daha önce ne yaptın. ben tutamadım kendimi güldüm orada şahsen. herkes güldü gerçi.

  • öncelikle tavuk suyuna çorba tadında bir entry giremeyeceğim için bu başlığın takipçilerinden özür dilerim.

    efendim, maalesef 10 aylık kızımı iki gün önce havale geçirdiği için hastaneye kaldırdık. ateşten kasılmış, dudakları morarmış kızımın başında damar yolu açmaya çalışan, oksijen veren, soğuk kompres yapan insanlar falan... manzara tarif edilemez, allah kimsenin başına vermesin. neyse... iki gün hastanede yattıktan sonra bir kaç saat önce eve geldik. kızım şimdi yan odada annesinin kucağında mışıl mışıl uyuyor... herşey yolunda... dahası ateşini her kontrol ettiğimde ateşinin 36,5 derece ve buna yakın bir değer gördüğümde sevinçten ateş ölçeri kıçıma sokasım geliyor. o derece. ben ömrümde mutluluk nedir hiç tatmamışım meğerse be...

    evet, gülümsetmek kelimesinin hafif kaçtığının farkındayım. belki yanlış başlığa yazmışımdır. aramaya inandım ama benzer bir şey bulamadım. "öyle bir sevinmek ki sevinçten ateş ölçeri kıçına sokmak" diye bir başlığa da sözlüğün ihtiyacı olmadığını düşündüm. sevincime verin, idare edin.

  • dc comics’in altın çocuğu, günümüzün süper kahraman konseptininin temelini atan çizgi roman ikonu. geçtiğimiz yetmiş yılda yaratılan birçok süper kahramanın ilham kaynağı. stan lee’nin yarattığı marvel evreni büyük öneme sahiptir belki ancak bugünkü çizgi roman sektörünü ortaya çıkaran en önemli unsur superman karakteri ve dolayısıyla siegel & shuster ortaklığıdır.

    yazar jerry siegel ve çizer joe shuster ikilisi efsaneyi yarattıklarında henüz 18 yaşındaydılar. 2 haziran 1932’de yarattıkları superman şimdiki halinden çok farklıydı. şeytani bir telepat olan "super-man" fiziksel olarak lex luthor’u andırmaktaydı. kendisine sadece siegel tarafından çıkarılan bir fanzinde yer bulabilen super-man 1933 yılında bugün bilinen superman’e dönüştürüldü. superman’in kendini gizlemek için kullandığı clark kent kimliği ise o zamanların ünlü aktörleri clark gable ve kent taylor’ın isimlerinin birleştirilmesiyle oluşturuldu. siegel ve shuster ikilisi bu karakteri yayınlatabilmek zorlu bir serüvene girişti. o yıllarda kimse superman’in değerini anlayamadı. nihayet 1938’de action comics’in ilk sayısında superman kendisine yer bulabildi. dc comics 130 dolar gibi cuzi bir ücret karşılığında çizgi roman tarihinin en popüler karakterinin haklarını sonsuza kadar eline geçirmişti. jerry siegel ve joe shuster sefalet içinde bir hayat sürerken superman’in popüleritesi artmakta, dc comics milyon dolarlar kazanmaktaydı. daha sonra açılan davalardan da istenilen sonuç alınamadı, 70’lerde jerry siegel yıllık 7000 dolar maaşla çalışan bir posta memuruyken çizer joe shuster neredeyse kör olmak üzereydi. 1975’de düzenlenen kampanyaların da etkisiyle dc comics ikiliye ömürlerinin sonuna kadar yıllık 20.000 dolar maaş ödemeyi, sağlık giderlerini üstlenmeyi ve bastıkları tüm superman eserlerine “superman created by jerry siegel and joe shuster” ibaresi eklemeyi kabul etti. yasal mücadele daha sonra da devam etti, fakat joe shuster 1992’de, jerry siegel 1996’da hayatını kaybetti. ömürlerini zar zor yayınlatabildikleri karakterlerinin getirdiği servetten pay sahibi olamadan tamamlasalar da mücadeleleri torunları tarafından devam ettirilmekte. siegel ailesi geçtiğimiz aylarda superman’in yayın haklarının yarısını elde etti.

    superman en çok değişime uğrayan çizgi roman karakterlerinden biridir. abd’deki çizgi roman çağları ya da dc comics’in kriz serüvenleri bu değişiklikler için altyapı hazırlar. amerikan çizgi romanının ilk çağı sayılan altın çağda superman kal-l adını taşımaktadır. babası jor-l krypton gezegeninin havaya uçacağı konusunda diğer kriptonluları uyarır fakat ciddiye alınmaz. bunun sonucunda oğlu kal-l'i bir uzay mekiği ile beraber dünya gezegenine yollar ve kendisi eşi lora ile beraber krypton’da kalır. kal-l birinci dünya savaşı sırasında dünyaya ulaşır ve john ile mary kent çifti tarafından bulunup yetiştirilir. kent çifti bu mucizevi bebeğe clark kent adını verir. clark dünyalı annesi ve babası öldükten sonra süper güçlerini insanlara yardım etmek için kullanmaya karar verir. metropolis’e taşınır ve clark kent olarak daily star’da muhabir olarak çalışırken superman olarak insanların yardımına koşar.

    altın çağ sona yaklaşırken dc yeni döneme ayak uydurmak amacıyla geçmişi silerek baştan başlama kararı alır ve karakterleri modernize etme yoluna gider. bunun sonucunda ileride “kriz” hikayelerinin ana unsuru olacak olan multiverse ortaya çıkar. yeni karakterler ve yeni versiyonlar earth one adı altında dc’nin ana evrenini oluştururken eski, silinen karakterler ve eski versiyonlar bir paralel evren olan earth two’da yaşamaya devam ederler. superman’de bu doğrultuda iki karaktere ayrılır; kal-el ve kal-l. earth-2 altın çağdaki hikayeye sadık kalır, aradaki farkı belli etmek için kal-l’in saçına da biraz beyaz atılır. superman’in olgun hali olarak göze çarpmaktadır. daha sonra 50’li yıllarda kal-l lois’e gizli kimliğini açıklar ve evlenirler. kal-el’in (ana evrendeki superman) ise lois’e gizli kimliğini açıklaması 90’lara denk gelmektedir.

    bu değişikliklerle beraber gümüş çağ başlar. supergirl, brainiac, bizarro gibi superman mitolojisinin önemli bazı karakterleri bu dönemde ortaya çıkar. ayrıca superman'in kurucu üyelerinden biri olduğu justice league of america'da bu çağda kurulur. 60'larda superman'in yenilenen köken hikayesi yayımlanır. superman, yani kal-el, kriptonlu jor-el ve lara var-von'un tek oğludur. yine altın çağda anlatıldığı üzere gezegen yok olmak üzeredir ve yine jor-el'in uyarıları ciddiye alınmaz. bunun sonucunda kripton'dan ailesiyle beraber kaçmak için bir uzay mekiği yapmaya başlar fakat yeterli zamanı bulamaz ve mekik ancak kal-el ve lara'yı alacak yeterlilikte kalır. lara oğlunun kurtulma şansını arttırmak için kendisini feda eder. mekik dünyaya ulaştığında jonathan ve martha kent tarafından bulunur. kal-el'e clark adını veren çift onu kendi oğulları gibi büyütür. güçlerini keşfetmeye başlayınca martha kent onun için bir kostüm hazırlar. clark kent, superboy adını alır ve daha sonra legion of super-heroes'a katılır. jonathan ve martha kent öldükten sonra metropolis üniversitesinde gazetecilik okur ve ardından daily planet'ta çalışmaya başlar. bu dönemin bir başka özelliği de marvel’ın güç kazanması ve rekabetin artmasıdır.

    bronz çağda superman ve kökeni üstünde çok oynama yapılmaz fakat spin-off’lar ve uyarlamalara ağırlık verilir. christopher reeve'li superman filmleri bu dönemde çekilmeye başlanır. ayrıca superman bilindik muhabirlik kariyerinden ayrılarak lana lang ile beraber haber sunucusu olarak televizyonda çalışmaya başlar. earth-two'da ise kal-l lois lane ile evlenip daily star'da baş editör olur ve kara zor-l (power girl) ortaya çıkar. bronz çağ fazla gelişmeye sahne olmaz ama sonlarına doğru gelen crisis of infinite earths başta multiverse olmak üzere birçok şeyi kökünden değiştirir. crisis of infinite earths serisinin temel amacı multiverse düzenini yok etmektir. paralel evrenler ve karakterlerin paralel evrenlerdeki versiyonları (örnek; kal-el & kal-l) karmaşaya yol açtığı için dc bundan kurtulmaya karar verir. anti-monitor adlı bir villain hemen hemen tüm alternatif evrenlerin yok olmasına yol açar. kalan alternatif evrenler ise earth one’da birleşir. kal-el'i tek superman ve tek kriptonlu yapmak isteyen dc ana evrendeki supergirl'ü ve earth two'daki superman'i (kal-l) yeni dünyanın tarihinden siler. evrenleri yok olmasına rağmen kal-l ve lois hayatta kalmayı başarır. lex luthor'un earth-3'teki iyi versiyonu olan alexander luthor jr. sayesinde evreni yok olduğu sanılan superboy prime’ı da yanlarına alarak bir cennet boyutunda yaşamaya devam ederler.

    crisis on infinite earths'un ardından post-crisis diye tabir edilen dönem başlar. dc yine birçok karakterini silmiş, birçoğunun da köken hikayesini değiştirmiştir. bunların arasında tahmin edilebileceği üzere superman de vardır. altın çağ sonrası olduğu gibi modern çağda superman tekrar baştan yazılır. gümüş çağdaki superman yeni dünyadan silinir. alan moore imzalı “whatever happened to the man of tomorrow?” hikayesi gümüş çağdaki superman’in emekliye ayrılış macerası olarak görülmekte. modern çağdaki superman’in en büyük farkı güçlerinin büyük ölçüde azaltılmış olmasıdır. altın çağ sonrası superman'i yeniden yazarken güçlerini arttırma yoluna giden dc comics, modern çağda aksini tercih eder. bunun başlıca sebebi aşırı güçlü bir superman'e hikaye yazmanın zor olmasıdır. köken hikayesi ise bu sefer fazla değişime uğramaz. yine jor-el tarafından yok olmakta olan kripton gezegeninden dünyaya gönderilen ve jonathan & martha kent çifti tarafından yetiştirilen kriptonun son oğludur, fakat bu sefer gençliğinde superboy kimliğine sahip değildir. dc bu sayede superboy hikayelerini de evrenden siler. ayrıca kent çifti önceki dönemlerin aksine yaşamlarını sürdürürler (ancak aralık 2008 tarihli brainiac serisi finalinde jonathan kent hayatını kaybetti). başka büyük bir değişiklik lex luthor üstünde yapılır. önceleri bilimadamı olan lex luthor milyarder bir iş adamına dönüştürülür. yeni köken hikayesinde clark kent liseden sonra smallville'den ayrılarak daily planet’ta çalışmaya başlar. lois’e ilk görüşte aşık olmuştur fakat lois superman’e hayrandır. uzun süre clark’ı görmezden gelen lois daha sonra ona aşık olduğunu anlar. superman’in lois’e gizli kimliğini açıklaması da bundan sonraya denk gelir. crisis on infinite earth sonrası yapılan değişikliklerin mimarı büyük oranda john byrne'dır ve bazı fanlarca değişikliklerin aşırı bulunması nedeniyle eleştirilirken bazı fanlarca da en iyi superman köken hikayesinin yazarı kabul edilir. yine bu dönemde alternatif bir evrende (matrix'in evreni) kriptonlu suçlularla karşılaşır. superman onları öldürmek zorunda kalır ve duyduğu suçluluk duygusundan dolayı kendisini uzayda sürgüne yollar. geri döndüğünde ise lois’e gizli kimliğini açıklar ve evlenme teklif eder.

    satışların istenen düzeyde gitmemesi nedeniyle dc piyasaya dikkatleri çekecek bir hikaye sürmek zorunda kalır. 1992’de yayımlanan the death of superman adlı epik macera superman'in doomsday ile savaşırken ölmesini konu alır. superman’in ölümü tüm dünyayı etkiler, görkemli bir cenaze düzenlenir. ölüm hikayesinin satışları arttırmasından memnun olan dc dört yeni “superman” çıkarır ortaya. bunlar; superboy, steel, hank henshaw* ve eradicator*'dur. superboy, superman'in ile lex luthor'un dna’sı birleştirilerek ortaya çıkan bir klondur ve çıkanlar arasından en büyük popüleriteye o ulaşır. cyborg superman ise çok güçlü bir villain'a dönüşür. beklendiği üzere gerçek superman bir süre sonra ölümden döner ve nihayet 1996'da lois ile clark evlenir. hayata dönüşünden sonra superman elektromanyetik enerjiye dönüşmeye başlar ve gücünü kontrol altına almak için özel bir kostüm giymek zorunda kalır. cyborg superman tarafından iki bedene ayrılan superman bir süre sonra eski kostümüne ve güçlerine kavuşur. 2004'te superman için superman: birthright adlı yeni bir köken hikayesi daha yazılır. smallville'i andıran bu köken hikayesi de infinite crisis’ten sonra silinir.

    infinite crisis sırasında kal-l (earth-2 superman) kendisi için bir hapse dönüşen ve lois’in (earth-2) hastalanmasına yol açan cennet boyutundan kurtulur. alexander luthor jr. kal-l'i lois'i kurtarmanın tek yolunun earth-2'yu geri getirmek olduğuna ikna eder. çaresiz kalan kal-l bunu kabul eder. luthor jr.’ın fortress of solitude'da inşa ettiği bir makine sayesinde earth-2 geri gelir ve kal-l ile lois'i oraya gönderir. lois başlarla iyileşmiş gibi gözükse de kal-l'in kollarında ölür. öfkeden çılgına dönen kal-l, kal-el'e (modern superman) saldırır ve wonder woman müdahale edene kadar iki superman çarpışır. multiverse'u geri getirmenin milyarların hayatına mal olacağını öğrenen superman(ler), luthor jr. ve superboy prime ile karşı karşıya gelir. superboy prime, superman'in silver age'deki güç seviyesinde olduğu için iki superman onun karşısında zorlanır fakat superboy prime’ı kızıl güneşe sürükleyerek yenmeyi başarırlar. ağır yaralanan kal-l kuzeni power girl’ün kollarında can verir. böylece çizgi roman altın çağının superman'i ve lois'i son vedalarını ederler.

    infinite crisis sonrası superman güçlerini tamamen kaybeder. bu dönemde gazetecilik kariyerine ağırlık veren clark kent bu yolla lex luthor’a büyük zarar verir. up up and away’in dördüncü bölümünde güçleri geri döner ve zamanla artar. hiçbir zaman gümüş çağdaki seviyesine yükselmese de yine dc evreninin en güçlü karakterlerinden biridir. halen devam etmekte olan superman serilerinde de infinite crisis sonrası superman yer alır. daha önce yazılan birthright adlı köken hikayesi silindiği için şu sıralar yeni bir köken hikayesi üstünde çalışılıyor. 2009’da piyasaya çıkacak olan superman secret origin, infinite crisis sonrası superman’i anlatacak ve superman'in kesin köken hikayesi olacak. infinite crisis öncesine göre en önemli fark clark kent’in superboy kimliğinin geri getirilmesi gibi gözüküyor. infinite crisis sonrası gerçekleşen bir başka önemli olay ise brainiac serisi sonrasındadır. superman ilk defa gerçek brainiac ile karşılaşır ve ondan kandor’u geri alır. kandor dünya üzerinde, kuzey kutbu'nda büyür ve bunun sonucunda dünyada yüz bin civarı superman ile aynı güçleri paylaşan kriptonlu yaşamaya başlar.

    superman’in en büyük başarısı zamanın süzgecinden başarıyla geçmiş olmasıdır şüphesiz. 30’lu yıllarda yaratılmış olmasına rağmen 2000’li yıllarda popüler kültürün en önemli parçalarından biri olmayı sürdürmektedir. nesillerin ve ortaya çıkardıkları trendlerin farklılığı göz önünde bulundurulduğunda bu gerçekten çok büyük bir başarıdır. mesela superman üstünden espiri yapmak peşinde koşan insanlar onun kostümünden dem vurur, fakat günümüze kadar yaratılan binlerce çizgi roman kahramanında o kostümden ilham alınmıştır. özellikle kıyafetin, kurgusal evrenlerde ya da gerçek hayatta, ne kadar hızlı moda değiştirdiği düşünülürse superman kostümünün 70 yıldır super kahraman tasvirini karşılaması karşısında saygı duyulmalıdır.

    bazı çizgi roman okurları ve superman'i sadece uyarlamalardan takip edenler tarafından yapılan bir eleştiri superman'in fazla "kusursuz" olmasıdır. superman’e dışarıdan, gerçek dünyadan bakmak yerine onu içinde bulunduğu kurgusal evren çerçevesinde değerlendirmek daha mantıklı olur. kal-el ailesini, ırkını ve gezegenini kaybetmiş bir karakterdir. kent ailesi tarafından şefkat görüp bir dünyalı gibi yetiştirilse de daima onlardan ayrı bir yeri olduğunun farkındadır. superman’i diğer birçok çizgi roman kahramanından ayıran en belirgin özelliklerden biri maskesini gizli sivil kimliği üzerinde taşımasıdır. diğer kahramanlar "insan" olarak doğup daha sonra "insan üstüne" dönüşürken o insan üstü olarak doğmuştur ve kendisini insana dönüştürmek uğraşındadır. clark kent kimliği de bu uğraşın bir yansımasıdır. çok güçlü olduğu için de eleştirilir, fakat güçleri onun için bir avantaj olduğu kadar dezavantaj da sayılır. spider-man'den aşina olduğumuz "büyük güç büyük sorumluluk getirir" sözü superman için de fazlasıyla geçerlidir çünkü dc dünyasının en güçlü karakteri olarak sayılabilir, dc evreninin ise en güçlü karakterlerinden biridir. işte bu sebeple superman'i batman gibi sorunlu bir karakter olarak tasvir edemezsiniz. (öyle tasvir edildiğinde ortaya nasıl bir sonuç çıkacağını merak edenler superman: speeding bullets adlı elseworld sayısına göz atabilirler) hayatı kusur sahibi olmaktan çok uzaktır fakat bu kusurların karakterini etkilemesine izin vermek gibi insani bir lüksü yoktur ve bu şikayet etmeksizin taşımak zorunda birçok yükten sadece biridir. en büyük korkusu ise bilinen zayıflıkları olan kriptonit ya da büyü değil, sahip olduğu güçler veya dünya dışı kökenleri nedeniyle insanların kendisinden korkması ve kendisini dışlamasıdır. bunun yanı sıra tanrısal boyutlardaki güçlerine rağmen insanlara yardım etmek için elinden bir şey gelmediği durumlarda daima kendisini suçlar. düşmanları da birçok kez onun bu korkularının üstüne odaklanmışlardır.

    kısacası sanıldığı kadar boş bir karakter değildir superman, derinliğini yansıtabilecek iyi bir yazar tarafından yazıldığında okuması daima keyiflidir. son dönemde geoff johns & gary frank ikilisi çok güzel işler çıkarmaktalar, takip edilmeliler. geçmiş hikayelerden özellikle superman: for tomorrow, superman: for all seasons ile alternatif gerçekliklerde geçiyor olsalar da all star superman ve kingdom come serileri superman'i anlamak açısından yararlı olabilir. ayrıca peace on earth, for the man who has everything, whatever happened to the man of tomorrow ve what's so funny about truth, justice and the american way sayıları da tavsiyemdir.

  • bizim peder hoze takmış kafaya, evlendirecek beni, benim arkadaşları yakalamış onlarla dertleşiyor.

    -söyleyin şu arkadaşınıza da evlensin artık.
    +ya x amca bizim söylememizle evlenir mi o hiç?
    -evlenir evlenir, bizim yaşar'ın kızı var izmir'de onu alsın, yaşar çok iyi arkadaşım benim.
    +ya bakalım senin oğlan kızı beğenecek mi x amca?
    -beğenir, ne beğenmeyecekmiş.
    +ya bakalım kız senin oğlanı beğenecek mi?
    -beğenir, ne beğenmeyecekmiş.
    +bakalım babası kızı verecek mi bizimkine.
    -verir verir, adam çok iyi arkadaşım, sarhoş demez, kumarbaz demez verir kızını, kırmaz beni.

    adam malını biliyor abi.

  • tabi siz gelinlikle gittin kefenle dönersin diyen baba istersiniz.hayatınıza bi eş değil köle alınca babasının kızına her daim sahip çıktığını görmek rahatsız edici olabilir.

  • şu anda bizim evde var ve yaklaşık 8 saattir eve gitmeyi bekliyorum. öyle bir şey. yüz tane bile yerim. çerez niyetine. en sevdiğim koruk suyu ile yapılanı. karar verdim 35 tane yiyeceğim. 40 tane de olur. böyle ezilmiş gibi oluyor ya onları daha çok seviyorum. böyle ezik gibi. ince yani biraz. iyi ki doğmuşum bence, yoksa bunu nasıl yerdim ki. doğmasam midem bile olmazdı, midem olmasa yemek yiyemezdim. ağzım bile var. çok şanslıyım. iyi ki de antepli olmuşum işte. aferin babama. gidip tebrik edeceğim ama önce dolmaları yiyeyim. yolda başıma bir şey gelmese bari. kaza filan geçirsek iyileşene kadar dolmalar bozulur çok saçma olur. neyse anneme derim hastaneye getirir. gene de yerim yani. ok sorun yok.
    bizim evde dolma var yıhyıh. istesem hepsini yerim ve istiyorum. güzel şeyler sona bırakılmaz. hemen yenir. çünkü ölebiliriz.

  • got kadar evlerimiz oldugundan mutevellit ozguvenle ilgisi olmayan gudu.

    su asagilik kompleksinden vazgecin bi olom. ulan bir nesil oncesinin odasi bile olmazdi da dösegi orta yere sermez miydi bu ozguvensiz dediginiz millet.

    bi haltı da "bilmem kim soyle yapiyo, biz boyle. o zaman bizde bi bozukluk var" diye yorumlamayin be ya.

    ayrica yatagi ortaya koyunca haliyi gotumuze mi sokacaz afedersin.

    edit. edep.

  • kısaca diyor ki ;

    eğer dolar almak isteyenler ile dolar bozdurmak isteyenler çok olursa elimizde dolar veya tl yok diye geri çevirmek olmaz. ben size bir miktar dolar ve tl vereyim. piyasa işlem hacmi yüksek olur da yine yetişmezse elinizdeki miktar rahat olun ben size daha veririm.

    bunu yapma sebebine gelince ;

    eğer bankaların ellerinde vatandaşa veya yatırımcı kişilere verecek dolar veya tl olmazsa bugün git yarın gel mi diyecek, hayır. banka diyecek, eyy diğer bankalar bende tl yok veya dolar yok. bana borç verir misiniz ? onlarda diyecek veririz ama sen ne vereceksin. faiz vereceğim diyecek. borç verecek banka bu sefer olmaz diyecek normal faizle vermem bu parayı normal faizden daha fazla faiz öde ki alasın parayı. bu sefer paraya sıkışan öbür banka gelecek diyecek ki " kim ne veriyorsa ben beş fazlasını veriyorum. " böylelikle faizler uçup gidecek.

    kısaca mb 2001 krizinde gecelik borç verme faizlerinin %7500'ler seviyesine çıkması gibi bir durumu önlemek istiyor. o zamanlar sabit kur rejimi olduğu için merkez bankası sürekli rezerv bozdurarak doları sabitliyordu. elinde para yoktu ve bugün yapılanı yapamadı. ancak bugün bu hamleyi yapabiliyor ancak bu duruma ne kadar dayanabilir orası muamma.

  • gençlerin anlayacağı dilde yazmaya çalışacağım.

    dedem, babamı ağaca bağlayıp, kemerle dövermiş.
    babam bunu bize yapmadı. (ama 360 derece döne döne temiz dayağını yemişliğim vardır. her aklıma geldiğinde yeşilçam figüranlarına benzetirim kendimi. slow motion dönerek yere düşüyordum.)
    evet, babam bizi ağaca bağlayıp dövmedi, çünkü kişisel işletim sistemi bunun yanlış olduğunu anlamış ancak dayağın kötü olduğunu anlayacak kadar güncelleme almamıştı.

    babamlar yemek yerken, tabağa et sayılı konurmuş. mesela 2 şiş kebap yapılırsa, adam başı bir tike... babam bunu da bize yapmadı. bol bol verdi ama her yediğimiz yemek için, "beleş ekmek var yer misin?" dedi. yine aynı mesele, işletim sistemi aç yatmanın kötü olmasını anlamış ancak boğaza dizmenin yanlış olduğunu anlamamıştı.

    doğuda çok çocuklu ailelere horanta denir. birey değil, aile değil, insan değil... horanta... kelimenin sertliğine dikkat lütfen. zorunlu ihtiyaçların karşılanması yeterli bir ahır ismi gibi... bu yüzden özel ihtiyaçların için para, aile içinde paylaşılan bir şey değil, şahsen kazanılması gereken, özgürlük anahtarı bir şeymiş. babam da genç yaşta çok çalışmış, çok çalışmış, çok çalışmış. öyle bokunu çıkarmış ki, saat 09:00-21:00 arası bir iş yapmış, 21:00 - 02:00 arası ek iş... geceli gündüzlü çalışmak özgürlük getirmiyor. peki ne getiriyor?
    sinir,
    hakkının yenildiği hissi,
    dünyanın ağzına sıçma arzusu.

    babamın işletim sistemi bu tempoya 15 yıl kadar dayanmış. sonra?

    işte tam burası, bu başlığın tanımına geliyor. eğer, ortadoğu bataklığında ve cahilce büyüdüysen, eğer ninen, dedene göre, nazım'ın dediği gibi, öküzden sonra değerli geliyorsa, eğer lokman sayılırsa, çok genç yaşta insani şartların çok üzerinde çalışırsan çöküyorsun. bu çökme(fiziki değişimleri kapsadığı kadar) karakteri, aile değerlerini, sevginin önemini de kapsıyor.

    çöküyorsun! su veren itfaiye'ye, işine yaramayan papazın kilisesine, gogen'e sana ve bana... her şeye çöküyorsun.

    ben babama kızgın değilim ama benim versiyonum da ona karşı sevgi duymamayı bana öğretti. hayatımda huzurla uyuduğum ilk gece, evlendiğim gündür. gram'ı bile değerli bir şeymiş evdeki huzur. varsa kıymetini bilin dostlar.

  • bir gazetecinin "tek bir kitapla şair olunur mu?" sorusuna "tek bir kitapla peygamber olunuyor da şair niye olunmasın?" cevabını vermiştir.