hesabın var mı? giriş yap

  • 39 derece ateşle yatan 6 yaşındaki yeğenim dedesiyle konuşmaktadır:

    dede:
    -gel kızım sana bir okuyayım da, allah şifa versin benim güzel kızımaa.

    dede içinden duasını okur bitirir. torun sorar:
    -okudun mu dede?
    -okudum kızım.
    -ne yazıyormuş?

  • avac'in sitesine göre şu anda faz 3'de olan 4 tane hiv aşısı var.
    https://www.avac.org/vaccines/basics
    1-hvtn 702 or uhambo
    2 hpx2008/hvtn 705 or ımbokodo
    3-hvtn 706/hpx3002 or mosaico
    4- prepvacc

    bunlardan ilki(hvtn 702 or uhambo) 2020 şubat ayında başarısız olduğu açıklandı. fakat hala hasta takip işlemleri yapılmaktaymış.

    dördüncü aşı(prepvacc) ise faz 3'e covid-19 sebebiyle başlayamamış. bu bir aşı ve prep hapının birlikte kullanılmasından oluşan bir çalışma.

    sanırım şu anda en çok umut vaaden aşı "ımbokodo" aşısı. bu aşıya katılan 2,600 kişinin hepsi kadınmış ve bu sene tüm katılımcılar aşılanmış. bu aşı sadece afrika'da uygulanmakta ve arkasında johnson & johnson şirketi gibi bir dev de var. sonuçları 2023'de açıklanması bekleniyor.
    https://www.csrwire.com/…ne-with-the-imbokodo-study

    3. aşımız da mozaik denilen bir aşı ve imbokodo aşısı ile aynı metod ile geliştirilmiş. ancak bu aşı afrika'da değil orta asya, avrupa ve amerika gibi ülkelerde denenmekte. ve yine imbokodo aşısının tam tersine sadece erkeklerde özellikle geyler üzerinde denenmekte. bu aşının da 2023'de açıklanması bekleniyor.

    bu arada türk çiftin başında olduğu biontech şirketinin de preklinik bir çalışması varmış. aynı korona aşısında olduğu gibi mrna bazlı aşı. dileyen şuradan bakabilir; https://biontech.de/science/pipeline

    ********************************
    tedavi konusunda da çeşitli gelişmeler var. mesela bağışıklık sisteminin göremediği gizli hiv rezervuarlarını gizlendikleri yerden çıkaracak ve anti viral tedaviye cevap verecek şekilde onları hedefleyecek çalışmalar var.
    https://medicalxpress.com/news/2020-07-hiv.html

    benzer bir hiv rezervuarı çalışması da mevcut; https://medicalxpress.com/…l-immunotherapy-hiv.html
    bu çalışmada da car t hücreleri yeniden programlanıp, t hücrelerinin hiv'li hücreleri tanıyıp yok etmesini sağlıyor.

    yine sadece crispr teknolojisi ile değil ancak hem anti viral tedavi hem de crispr'ın birlikte kullanımından hiv'i yok edebilecek çalışmalar da mevcut.
    https://www.nature.com/…les/s41467-019-10366-y#sec2

    yine aynı makaleyi konu alan türkçe bir içerik için;
    https://bilimfili.com/…-genomdan-tamamen-temizlendi

  • adı uğur olan arkadaşımın arkadaşı biriyle tanıştık. uğur eski kuyumcu ve müteahhit ama alkolden pavyondan 2 apartman ve kuyumcu dükkanını yemiş. şimdi sürünüyor. kafa adamdı allah var.
    birgün uğur beni aradı. ala kafam bozuk geleyim mi sende kalsam olur mu dedi. olur gel abi dedim.
    elinde 2 tane battal boy pazar torbasıyla geldi. yemek falan getirdi zannettim sevindim. meğer içeriz diye 10ar tane bira getirmiş. ben zaten bira sevmem. neyse 1 saat falan oturduk ben 1 tane içtim. o 4 tane devirdi. telefon geldi. 1 saate gelirim dedi gitti.
    1 saat sonra yine battal boy bi torbayla geldi. bu sefer de 10 tane bira almış. dolabı açtı. "e amk sen ne içtin duruyor malzeme ben bitirdin zannettim de aldım!" dedi. dolapta 25 tane bira var. o ara dershaneden arkadaşlar aradı. biz geliyoruz diye. uğur dershaneden arkadaşın arkadaşı. gelin dedim uğur da var.
    meğer uğur o bir saatte bunların yanına gitmiş. gelin alanın keyfi yok adam bi bira içemedi demiş.
    neyse bizim ekip geldi.2 tane 100lük rakı, 20 tane bira. 5 6 çeşit meze de yanlarında.
    caner dedi gurban olduğum tadın yokmuş ondan geldik. (caner neşet ertaş hastası. aynı memleketten olduğu için konuşmasını taklit ederdi)
    sonra derdimin olmadığını anlatmaya çalıştım. ama yok adamlar anlamıyor.
    1 saat oturduk öyle. neyse kapı çaldı. caner açtı kapıyı.
    saz ekibi getirmiş. bir de çiğ köfteci.
    biri çiğ köfte yapar. 2 kişi aşık atışması yapıyor. ben dumur haldeyim. kafam da gitti biraz. sonra bana sen de söyle hadi dedi. adam gitti bilmediğim bir türküye girdi sazla. baktım baktım. izmir'in kavaklarını söylemeye başladım. nedense söylerken efkar sardı beni. 5 aydır eve gitmiyordum. bitirdim ben. sazcı birisi dedi. hoca memleletini özlediysen biz gönderelim seni. öğrencisin sonuçta. sbi yok falan diyorum ama sallayan yok. bizim caner, muhasebeci abi ve adını unuttuğum sazcı kayboldu bi ara ortadan. bu arada ertesi gün dersane tatil, okulda da dersim yok.
    geri geldi canerler. hadi kalkın gidiyoruz. dediler. ben noldu demeye kalmadan bindik arabaya 4 kişi. (totalde 9 kişiydik 5 kişi gelmedi)
    dedim nereye gidiyoruz. ses yok. en son polatlıya geldik. caner dedi. gardaşım izmir'e gidiyoruz. anayla babanın elini öpüp geri gelcez" abi şaka mı yapıyorsunuz diyorum. yok adamlar ciddi. bu arada saat gece 3 falan. abi ne gerek var deli misiniz diyorum. sallayan yok.
    neyse yolda arabayı dönüşümlü kullandılar.saat 9 gibi izmir'e geldik. eve çıktık. caner, x abi ve kantinci. (isim spesifik olay isim vermeyeyim) kapıyı çaldık babam açtı. adam salak oldu. tansiyon hastası zaten. annemi çağırdı. çığlıklar kıyamet gibi. annem hemen kahvaltı hazırlamaya başladı. hepsini çok severdi annemler. caner "gurban olduğum anam yorma kendini. ala sizi özlemiş ondan geldik. zaten yol uzun. bir iki saat oturup gideriz." dedi.
    neyse oturduk kahvaltı yaptık. annem babam ağlıyor. caner de hisli adam onun da gözleri doldu. ben de ağlamaklıyım. hala rüyada mıyım diyorum.
    neyse öğlen 1 gibi çıktık yola. evden 2 koli erzak koydular. gidiyoruz.
    muhasebeci dedi ki. ya hazır buraya kadar geldik bi de istanbul'a mı gitsek? ben yok artık dedim istanbul ne alaka? ama tek anormal benmişim ortamda.
    gittik amk. ordan istanbul'a gittik. çiğ köfte alıp ankaraya döndük. sabah saat 7de vardık. 8de derse gireceğiz. patronu aradı muhasebeci. beyler üçümüz de izinliyiz. dedi. kantinci boynu bükük halde dersaneye gitti.
    meğer olayı caner, muhasebeci ve patron organize etmiş. beni mutlu etmek istemişler.

  • sinifinin hem yasca en kucugu hem de en minyonu olan kizim, bir cocugun onu itip kakmasina cok bozulmus. oyun hamurunu amacsizca yogurup donuk gozlerle duvara bakarken ilk hayat dersini ozetliyor:

    - bazi insanlar cok kotudur baba. onlar bizi itip dusururler. biz onlara "beni itmeni istemiyorum" deriz, ama yine iterler.

    - (sarilip opulur, sevilir, rahatlatici sozler soylenir ama nafile)

    - ayrica ogretmenlerimize soylemek hic ise yaramaz cunku onlar kotu insanlara iyi insanlar gibi davraniyorlar. o yuzden bizim o insanlari kendimiz itmemiz gerekir. yoksa cok uzuluruz. (burada sesi titriyor, gozleri doluyor ve ben yesil dev hulk oluyorum)

    not: itenin ismini aldim ve ona laflar hazirladim. bittin oglum sen. yarin sen de bir hayat dersi alacaksin: her kusun eti yenmez!