ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
le cola gençlik festivali
-
bim tarafından düzenlenen, +1'imle katılacagım möthiş festival.
27 mart 2024 pfdk sevk kararları
-
bir futbol federasyonu düşünün ki karar almak için mahalli idareler genel seçimlerini bekliyor. muhtar adayı gibi oturmuş pazar gününü hesap ediyorlar. fıkra gibi aq.
her yeni gün rezillikte bir adım daha ileri gidiyor adamlar...
liverpool kalecisiyle yanlışlıkla yapılan röportaj
-
akla metin tekin'in anısını getirmiştir. 1983 ocak. donanma kupası. beşiktaş - galatasaray maçı. metin tekin henüz tanınmıyor.
metin 2 gol attığı maçta stattan çıkar. babasıyla vapur iskelesine doğru yürürler.
yoldan geçen taksici: genç! beşiktaş galatasaray maçı kaç kaç?
metin: 2-2
taksici: beşiktaş'ın gollerini kim attı?
metin: ben attım
taksici: yauw sana adam gibi soru soruyoruz kardeşim.
der. bozulur ve gider.
anımız şurada: https://www.youtube.com/watch?v=xlzbp-mp3vq
bülent serttaş'ın klibindeki efkarlı papağan
-
türküyü söyleyen bülent serttaş'tan daha efkarlı olması, "nerelere gidem kimlere soram getti gönlümün yarısı gettiiii" şeklinde kafa sallamasıyla "acaba bülent serttaş burada kendi hislerini anlatmıyor da aslında papağana mı tercüman oluyor" dedirten heyvanat.
metrobüste silah çeken polis
-
beni şaşırtmamış, ve şaşırtmadığı için gelecek adına korkutmuştur.
kimse kusura bakmasın hayatta bi halt olamamış daha sakalı bıyığı terlememiş, eline silahı verilmiş, her yaptığı yanlışta sırtını sıvazlanan gençlerin olduğu bi kurum artık emniyet.
geçen piknikte bi tanesi de ailesiyle gelmiş. belli genç, kara kuru, aptal bişey. silahı takmış beline. t-shirt ten görünsün diye takla atıyo. karşı masada kızların olduğu bi grup var. bi ara seslenecektim kızlara, gördük diye bağırsınlar da bu salak kendini vurmasın yanlışlıkla diye. ya dedim biz başımıza bişey gelince polis diye aslında bunu mu çağırıyoruz? bi karete figürleri falan yapıyo. bak mahalle arası kurslarda bile sarı kuşak vermezler o kadar berbat. o kadar saçma, anlamsız, gereksiz. baştan ayağa cehalet bi genç.
sivilde değil eline silah, ağaç dalı vermeyeceğimiz bi çok genç işsize emanet edildik. mini mini seçim yatırımlarımız canımızı ve malımızı koruyor, bu da beni korkutuyor.
son bir şey daha berkin elvan hala uyuyor.
bir işten sonuç alana değin o işi gizlemek
-
adeta hayat felsefem. kafamda planladığım işi gerekleştireceğim güne kadar yakın arkadaşlarım ve akrabalarım dahil kimse bilmesin diye özel çaba gösteriyorum. sanki dayanamayıp söylersem işin büyüsü bozulacak ya da çomak sokmak isteyen birileri olacakmış gibi geliyor hep. garip tabii...
ayasofya'nın duvarlarını kazıyan ziyaretçiler
-
1500 sene önce yapılmış mühendislik harikası bir yapının duvarlarını günümüzde kutsal ve şifalı diyerek kazıyıp yemek üzere poşetleyen insanlar. siyasal islam 20 senede nereden nereye getirdi bu güzel ülkeyi.
e-devlet alt-üst soy bilgisi sorgulama
-
her taraftan erzurumluymuşuz. ramazanda agresif olmam genetikmiş, ben şeker düştü diye zannediyordum.
iklimler
-
altın portakalda az önce galasından çıktığım mükemmel film. ağrı'da kar, istanbul'da eski beyoğlu -ah kaldırımlar artık öyle değil- kaş'ta yalnızlık. insanlar tanıdık. varoluş kanıtlaması için kullanılan kadın ki serap. ve hiç gelmeyen bahar. filmden sonra tek yapılması gereken sırılsıklam ıslanarak yürümekti az bilinen bir şehirde. antalya 'iklim'ine bana bu olanağı sağladığı için teşekkürü bir borç bilirim.
mcdonald's
-
zaman zaman tuhaf çalışan monologlarına tanık olduğum hazır yemekçi.
geçenlerde bir şubesinde sipariş ettiğimiz hamburgerler 15 dakika geçmesine rağmen hala gelmemişti. kasadaki kız en sonunda "siz gidin; ben masanıza getiririm" diye bizi gönderdi.
elinde hamburgerlerle geldiğinde gecikmenin sebebini sorduk. kız aynen şöyle dedi:
"valla ben de bilmiyorum ki... dalacam bigün hepsine zaten!"
kızını koruyan babaya 12 yıl hapis verilmesi
-
helal olsun babaya,
kızının hayatı için ömründen 12 yıl değil 24 yıl verse ne olur...
ayrıca baba ceza infaz kanuna göre 7 yıl sonra serbest kalmış olacak,
ancak kalan ömrünü kızının hayatını kurtarmış olmanın huzuruyla yaşayacaktır.
inşallah üst mahkeme veya yargıtay bozar da buna bile gerek kalmaz. kanımca bozacaktır,
zira;
savcı kasten yaralamadan ceza istemiş,
hakim kasten öldürmeden vermiş,
hukuken ve vicdanen olması gereken nefsi müdafaa.
sabah 9 akşam 5 hafta sonu tatil 2500 tl maaş
-
neredeyse tüm batı avrupa'nın çalışma şartlarında, hatta daha fazla, çalışıp 2500 lira para kazanmaktır. bir de buna asalaklık, rahatlık, tembellik, ücretli işsizlik diyen çıkabilir bu memlekette. çünkü bizim ülkemizde patron arkadaşlar bir insana üç kuruş maaş veriyorsa gece gündüz, haftasonu çalıştırmalı, asgariden sigorta yapmalı - ya da hiç yapmasa daha iyi, 2500 lira verdiği için ruhunu bile satın alabilmeli. yoksa ne olur? hop başka ülkeye taşınır, sizi işsiz bırakır, ekmek vermez. ekmek parası kazanacaksanız evinize makul saatte dönmeyi, ailenizle de vakit geçirmeyi düşünmeniz asalaklıktır, tembelliktir, işe yaramazlıktır.
2000 liralık döner hesabı
-
adam galiba benim hayalimi gerçekleştirdi ve döneri bütün haliyle satın alarak ısıra ısıra yedi.
öyle bir geçer zaman ki (dizi)
-
şaka maka o vakitler istanbulda 3 tane zengin taşaklı adam var bunlardan birisi cemile'ye (hikmet karcı), öbürkü aylin'e(soner talaşoğlu), öbürkü de salak berrine(hakan) aşık. bunlar da hala camsız evde oturuyo heyhat
camları varmış