hesabın var mı? giriş yap

  • osmanli padisahlari ozellikle 15. yy dan itibaren turk soyundan gelen asil ailelere mensup kisilerle evlenmediler.

    bunun temel sebebi elbette kizini aldiginiz ailenin yukselecegi statüdur. osmanli hanedani tarih boyunca kendisine alternatif olabilecek bir klik yaratmaktan dogal olarak cekinmistir. bunun bazi istisnalari olmakla birlikte ( az sonra deginecegim ) padisahlar genel olarak cariye denen saraya köle olarak girmis , hediye olarak sunulmus veya satin alinmis , tutsak edilmis kadinlar icerisinden haremlerini olustururlardi.

    bunun en onemli istisnalarindan biri ikinci osman (bkz: genc osman) in seyhulislam hocazade esad efendi nin kiziyla evlenmesidir. genc osman hakikaten devrinin onunde bir hukumdar ancak hem yaşi cok genc hem de yasadigi devir tam bir kurtlar sofrasi . 13 - 14 yaslarinda hukumdar olup , yenicerinin en cafcafli en gozu kara ve pervasiz donemlerinde daha biyiklariniz bile terlememisken , tutup ordunun basinda sefere gitmeler (bkz: hotin seferi) , orada yeniceriyi begenmeyip ben bunlari kaldiricam hacca gitme bahanesiyle de yenisini kurucam falan demeler pek akıl kari isler degil tabi. ancak nihayetinde ne kadar zeki olsa da kendisi henuz daha cocuk sayilabilecek bir yasta oldugu icin yeniceriler icin kolay bir hedef oldu diyebiliriz.

    neyse biz hatunlardan konusuyorduk. bunun bir ornegi daha vardir osmanli tarihinde. sultan abdulaziz 1863 te yine tarihte gorulmemis is yapip buyuk buyuk dedesi yavuz sultan selim den sonra ilk defa misir a giden osmanli padisahi olmustur. yavuz un da oraya savasmak ve fethetmek amaciyla gittigini dusunursek bir osmanli padisahinin durduk yere kalkip taaaa misirlara gitmesi baya ilginc olmus tabi. o siralarda misir hidivi olan ismail pasanin guzelligi dillere destan olan bir kizi varmis , tevhide sultan. iste sultan aziz bu hanima vurulmus ve onunla evlenmek istemis . 1866 da bayram ziyareti vesilesiyle istanbul a gelen ismail pasa nin kizini orada gormus ve cok begenmis. o yillarda misir hidivlerinin ve cesitli valilerin pasalarin istanbul a bayramda seyranda gelip el etek opmesi seyahet etmesi olagan bir istir. sultan karsi taraftan da ayni duygulari hissedince evlenmek istemis ve bu durumu sadrazam kececizade fuad pasa ya bildirmis.

    bi kere o yillarda osmanli - misir iliskileri cok fazla degisken iceriyor. sultan aziz in babasi ikinci mahmut ve hidiv ismail in dedesi olan kavalali mehmet ali pasa doneminden kalma bi ton problem var. tabi bir de dis gucler ingiliz mudahelesi vs derken osmanli - misir düzlemi cok kaygan ve kirilgan. misir o yillarda resmiyette osmanli topragi olmakla birlikte fiili olarak bagimsizliga cok yakin veya hafiften ingiltere ye bagli bile denilebilir.

    cok uzatmadan devam edecek olursak sultan aziz tevhide sultan la evlenmek istiyor. tabi babasi hidiv ismail pasa nin bunu reddetme luksu yok. koskoca padisah kizinizi istemis bundan buyuk devlet kusu mu olur ? kendisi de bunu biliyor ve bunu bir firsat olarak goruyor.

    ancak bu mutlulugun karsisina bi anda sadrazam fuad pasa cikiyor. saraydan gelen evlilik talebine ; "böyle bir izdivac devletin başına sıkıntılar açar . sultanın kayınpederi makamına yükselecek olan ismail paşa bundan böyle her istediğini yaptırir , prenses tevhide de evlendikten sonra her kafası estiğinde mısır a gidip ailesini ziyaret edemeyeceğinden huzursuzluklar doğar, boşanma gibi bir durum söz konusu olursa da prensesin başka biriyle evlendirilmesi hoş karşılanmaz " diyerek padişahın isteğine taş koyar.

    simdi bugunun kafasiyla dusununce koca padisahin evlilik istegine kici kirik sadrazam kim oluyor da karisiyor diyebilirsiniz ancak o isler oyle olmuyor. bugun bile mesela ingiliz kraliyet ailesinin evlilikleri ingiliz kabinesinin onayindan gecer. kraliyet ailesi uyesiyseniz oyle caninizin istedigiyle evlenemezsiniz. mesela kralicenin amcasi olan sekizinci edward in evliligine ingiliz hukumeti izin vermeyince adam tahttan cekilmis bunun uzerine bugunku kralice ikinci elizabeth in babasi tahta cikmistir. tarih ilgincliklerle ve kelebek etkileriyle doludur. kral edward bi kadin icin tahti birakmasa suan kralice olan elizabeth muhtemelen uzak bir kalede az unlu , hanedana uzak akraba bir ingiliz soylusu olarak örgü falan örüyor olacakti. ama gel gor ki kralice oldu ve 100 yasina merdiven dayamis durumda.

    her neyse biz sultan aziz e donersek tabi hukumete ragmen bu evlilik gerceklesmemis ve sultan aziz askini kalbine gommus ancak sadrazam fuad pasayi da affetmemis ve sadrazamliktan el cektirmistir.

    sonuc olarak osmanli hanedanina bir ailenin gelin vermesi demek o ailenin durduk yere guclenmesi ve diger beyler vb aristokrat aileler arasinda haksiz rekabet saglamasina yol acacagindan bu tarz evlilikler gerceklesmemistir diyebiliriz.

  • 1995 yılında hitnet yazılarımdan ilkini (bkz: #2940055) yazarken kullandığım saçma bkz'lara bakıp "içinde en saçma sapan şeylerin bile en ince ayrıntısına kadar var olduğu bir bilgi kaynağı olabilir mi?" diye düşünüp "yok be imkansız ahahha" diye gülüp geçmiştim.

    1997 yılında disq'in irc'den yolladığı douglas adams'ın the hitchhiker's guide to the galaxy romanını bilgisayar ekranından okudum. "e ilk ben akıl etmemişim ki bunu" dedim.

    1999 yılında ise internet'te içerik yayınlamanın zorluğu yüzünden ekşi sözlük'ü birkaç saate kodlayıp 16 şubat gecesi yayına geçirmiştim. o sırada ilk entry ne girsem diye düşünürken masamın üzerinde klavyenin yanında duran penaya gözüm takılmış ve #1'i yazmıştım.

    bugün ekşi sözlük'ü her ay 19 milyon kişi ziyaret ediyor. her gün douglas adams'ın tüm romanlarının toplamı kadar içerik giriliyor. şimdi 1995 yılında düşündüğüm şeyin hayal edemeyeceğim kadar büyük boyutlarda gerçekleştiğini görüyorum. biz "2010'da sözlük" diye başlık açıp "mars'tan entry girilir hahah" gibi fantaziler kuruyorduk. 2010'u fırladık geçtik back to the future'daki geleceğe geldik bile.

    20 yıl önce gülüp geçtiğim bir hayalin, hayal bile edemeyeceğim kadar büyük bir boyutta, hayal edemeyeceğim sonuçlara vesile olmuş olması beni her sene daha çok şaşırtıyor, hayran bırakıyor. her seferinde konunun benle pek de ilgili olmadığını daha iyi anlıyorum. ekşi sözlük'ün kültürü ve dinamizmi bir toplumun yıllardır açlık çektiklerinin, içine attıklarının dışavurumundan geliyor, benzersiz bir mizahla harmanlanıyor. pek çok şeyini tasvip etmediğim oluyor, kızdıklarım oluyor. ama bu dinamizmin bir benzerini başka mecralarda görmüyorum. tamamen bize ait, bizim kusurlarımızı eksiksiz taşıyan, bizi eksiksiz anlatan bir ortam.

    umarım hikayemizin katipliğine uzun yıllar devam eder. 12 yıl önce dediğim gibi bir gün aniden ortadan kaybolsa bile sonrasında torunlara bahsedecek acayip bir masalımız olacağı kesin.

  • messi mi yoksa c. ronaldo mu sorusunun cevabıdır.

    yıllar sonra düzeltme: bu sorunun gerçek cevabı ali rıza sergen yalçın'dır. leyla ile mecnun hatırlattı bana sağolsun. bu da benim terbiyesizliğim olsun.

  • he amk 20 milyon insanı öldürelim demiş. acaba attığınız gol olmasın biraz nüfus kontrolü yapın, 3 çocuk zırvasının peşinden koşmayın yoksa daha beter oluruz demeye getirmiş olabilir mi?

  • bir zoofil, bir sadist, bir katil, bir nekrofil ve bir mazoşist akıl hastanesinde aynı odaya kapatılırlar. birkaç zaman sonra sıkıntıdan patlayan zoofil:
    - keşke bir kedi olsaydı ne güzel becerirdik diye hayal kurmaya başlar.
    bunu duyan sadist:
    - evet önce becerir sonra da ona işkence ederdik diye sürdürür.
    katil heyecanla:
    - o lanet olası kediyi önce becerir, sonra işkence eder, sonra da öldürürdük der.
    nekrofil şuh bir edayla:
    - ahh harikasınız! o kedi şimdi burada olsaydı önce becerir, sonra işkence eder, sonra öldürür ve tekrar becerirdik diye devam eder.ardından bir anda derin bir sessizlik olur. herkes mazoşiste döner. mazoşist gözlerini sırayla diğerlerinin yüzünde gezdirdirir ve dudaklarının arasından sadece şu çıkar:
    -miyav!

  • zahmete girip takımla istanbul'a gelmesine de gerek yokmuş, oklahoma'dan atsa yine sokar pezevenk.

  • -kırmızı yarra yering.
    +maalesef efendim..
    -o zaman beyaz yarra yering.
    +o da yok maalesef..
    -gidin bulun..amınıza korung..

  • turkiye'de kendilerinden ne once ne de sonra denenmemi$ bir $ov anlayi$i, bir taktik kurguyla program yapan ikili.. aslen cenk durmazel ve erdem uygan'dan murekkeptir.

    programlarinin ilerleyi$ plani plansizliktir ve pek hazirlik yapmadan geldikleri bellidir.. serbest du$u$, dogaclama, absurdizm konularinda ustad seviyesinde i$ yaparlar ve saglam bicimde soguk kanli adamlardir.

    ilk kez televizyon ekranlarina ciki$lari zannederim (hatta eminim) satel'de olmu$tur.. sali, per$embe ve cuma gunde iki$er saatten absurd mizansenler falan yaptilar ettiler. o siralar kent fm'de her gun 3 saat program yaptiklarini duydugumda deh$ete du$mu$tum..

    kaliteli bir hayal gucu, hizli bir hazircevaplilik formulleri olsa gerektir. bir keresinde canli yayina katilan sinirli bir izleyiciyle gecen;

    - bir saattir izliyorum sinirlerime hakim olamadim. bence programiniz cok bayagi, cok ucuz!
    - efendim biz programimizi herkes alabilsin diye ucuz yapiyoruz

    diyalogu olayi ortaya koymaktadir.

  • episode ii
    a: oğlum canım çok o çikolatalı tatlıdan istedi al akşam gelirken..
    m: canın saolsun annem ismi ne ama hangisi?
    a: hani o içinde kurabiye gibi şeylerden varya
    m: ismi anam ismi??
    a: profifiterol amaan söyleyemiyorum ondan işte
    m: profiterol o anne söyle bakalım
    a: profififerol işte her ne haltsa..
    m: profit de anne..
    a: profit..
    m: hah şimdi erol de anne
    a: erol..
    m: şimdi anne düşünki erolun lakabı profit..çağır bakalım erolu.
    a: profit erol
    m: bravo anne bi daha çağır erolu.
    a: profit erol
    m: hangi tatlıdan istiyorsun anne?
    a: profit erol..
    m: tmm anam akşama alırım sana..