hesabın var mı? giriş yap

  • kira öderken her ay maaşımın yarısını çöpe atıyorum gibi hissettiğimden hayalini kurduğum şey. kiradayken evin içine bir şey yaptıramazsınız, mutfak dolapları hilton banyoların anca hayalini kurarsınız, kendi eviniz olduğunda hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek sizin elinizdedir. ama hesap yapıyorum yapıyorum olmuyor, kredi çekerek falan olacak iş değil. ancak eline belli bir miktar toplu para geçecek bir yerden, o şekilde olur ancak. bu ülkede bu şartlarda çok çok zor, allah isteyen herkese nasip etsin, biz şimdilik ancak hayalini kurarız.

  • sözlükte gezinirken başlığı gördüm dedim ne salak salak başlıklar. sonra girdim film olduğunu öğrendim dedim ne salak salak filmler izliyorlar. sonra önümde açık televizyona baktım salak salak birşey konuşuyorlar. köşede filmin ismine baktım 5 başlı köpekbalığı. dedim ne salak salak filmler izliyorum.

    edit:salak olduğumu keşfettiğim başlık

  • görücü usulü ile doğal seleksiyonun önüne geçilip, aşk çocuklarının doğmasının engellenmesidir.

  • başlık esasında yüksek hesap ödedikten sonra yemeğe çıkılan kıza ilk bakış olmalıydı da. malum karakter sorunu. malum sözlük olayları v.s

    o bakış var ya o bakış... tek bakışla bir sürü şey anlatma durumu. ''ahhh seni hınzır ödedik kol gibi hesabı'' bakışı :)))

    neyse ilk kez yemeğe çıkma durumu. yenmiş-içilmiş. sorular-cevaplar. iki tarafın da biraz kendini kasması. cool tavırlar. kaçamak bakışlar derken... hesap gelir. hesap açılır ve 220 tl. işte o an iç ses devreye girer; ''höh 220 tl?? ''öhöm bozmamalıyım.'' ''bozulmuş gibi görünürsem cimri der '' ''ne cimrisi ya 220 tl'den bahsediyoruz.'' ''yok be abi güzel geceydi, değdi yani'', ''hoh 220 tl ve daha gecenin başlangıcı sayılır'', ''yok yok bozma sen yine de.'' ''bozması mı var ya hesap kol gibi.'', ''ortak ödeyelim derse kabul eder mi?'' ''yok lan daha ilk çıkış, kız valla eve döner.'', ''dönsün ya'' ''yok lan yok dönmesin, belki sonraki hesapları o öder'', ''yok yok ödemez bu, ödeyecek tip yok'', ''oğlum ya şu mekan 220 tl hesap ödenecek mekan mı, keşke az içseydim.'', ''karttan 110 çekin, 100 tl nakit vereyim desem fakir mi lan bu der mi?'' ''der lan kesin'', ''e oğlum kredi kartına da faiz biniyor''. ''maçı da kaçırdık iyi mi, oğuzhan da kadrodaydı'',
    ''neyse ödeyim hesabı da, sonra böyle yerlerden hoşlanmıyorum samimi değil yalanını atarım bidaha gelmeyiz'' ''aha geliyor garson.''

    hesap ödenir. ve yüksek hesap ödedikten sonra kıza ilk bakış atılır. dünyanın en yalancı gülümsemesi bu bakışa eklenir. yıkılmadım ayaktayım algısı verilir.

  • denememek ve en önemlisi vazgeçmektir.

    yaratma güdülerinde bilişsel yöntemleri savunan wolfgang köhler'in "iç güdüsel öğrenme" * olarak açıkladığı bir kavram vardır. bu kavram istediğiniz şeylerin etrafında devamlı dolanıp ona bir anda ulaşmayı yani aydınlanmayı öngörür. en başta fark edemediğiniz ya da araştırdığınız konu bir anda içinize doğarak önünüzde belirir.

    devamlı bir konu üstünde uğraşırken beynimizde yeni nöron bağlantıları kurulur ve beynin nöroplastik yapısı gereği yeniden yapılanır. siz o işle uğraştıkça aslında hiç bir gelişme olmuyor sansanız da gelişiyorsunuzdur. işte burada "vazgeçme" kavramı devreye giriyor. sizin farkında olarak işe yaramadığını sandığınız konu üstünde kendinize "işe yaramıyor, en iyisi vazgeçmek" komutunu gönderiyorsunuz ve yaratıcılık orada bitiyor. nöroplastisiteyi her alana uygulamak mümkün. negatif bir kavram olarak obsesyonlar da böyle kazanılıyor, pozitif anlamda bilgi de böyle kalıcı hale geliyor. yani davranışınız neyse beyniniz ona göre tekrardan yapılanıyor. kısaca neyi devamlı yaparsanız o olursunuz diyebiliriz.
    (bkz: nöroplastisite/@karanlikruya)

    kohler çalışmayla da bunu ispatlamıştır. maymunu bir odaya kapatır ve tepeye muz asar. çevreye de sandalyeler, eşyalar ve sopa koyar. maymun en başta ne yapacağını bilemez, inatla muza zıplar ama ulaşamaz, ardından sandalyeyi alır üstüne çıkar ve yine zıplar fakat yine başarılı olamaz. denemeye devam eder. çünkü açtır ve güdülenmiştir ve diğer eşyayı sandalye üstüne koyar, yine ulaşamaz. en sonunda 2 eşyayı üst üste koyup sopayı da kullanarak muza ulaşır.

    demek ki işe yaramadığını düşünsek bile o işte bir şey yaratmaya devam etmeye çabalamamız gerekir.

  • dün ilkokuldan mezun oldu yazmış damat berat. hangi okul acaba? bizim buradaki ilkokullar geçen hafta kapandıydı.

    mesaj kutusu patlama editi: günübirlik bulgaristan'a gittim geldim mesaj yağmış, hepsini okuyamadım henüz.

    özel okullar nisan ayında 1hafta tatil verdikleri için 1hafta geç kapanıyormuş.
    mevzubahis okul da piyasadaki özel okullardan farklı olarak kapısında polis bekleyen ve gbt yapmadan içeriye almayan, yıllık ücreti geçen sene 90 bin tl olduğu söylenen kısacası buymuş: https://www.nunokullari.com/…s/nun-ilkokulu-kampusu

  • (bkz: yüksel yılmaz) 'ın pegasus etiketiyle çıkan yeni romanı. yerli bilimkurgu alanında önemli bir kalem. tabi ki yeni romanıyla diğerleri kitaplarının çok ötesine gitmiş. yerli bilimkurgu adına üretmeye devam etmesi gereken önemli bir kalem.

  • gelmiş geçmiş en samimi ve en tatlı kadınların listesi yapılsa ilk 10 a girecek birisi belki de.

    dinozorluğuna övgüsünü ne güzel anlatmış;

    "çağımıza uymak zorundayız palavrasına da hiç mi hiç inanmıyorum. eğer yaşadığım çağın en yüce ideali köşeyi dönmekse; eğer yaşadığım çağ toplumsal adaletsizlik üstüne kuruluysa; eğer yaşadığım çağ inandığım her şeyi yadsıyorsa; eğer yaşadığım çağa bayağılık ve çirkinlik egemense ben böyle bir çağa neden ayak uydurmak zorunda kalayım? tam tersine baş kaldırırım, direnirim böyle bir çağa karşı. bu yüzden dinozorlukla suçlanmam da vız gelir bana. çünkü ben dinozoru tarih öncesi çağların nesli tükenmiş bir hayvanı olarak değil; geçmişin doğruluğu kanıtlanmış ve yadsınamaz değerlerini yeni sentezler yaparak geleceğe taşımayı amaçlayan bir yaratık olarak tanımlıyor, dinozorluğumla övünüyorum."

  • -hayattan beklentin nedir.
    -bir ev, bir araba, mutlu bir aile yasantisi, (omrumun sonuna kadar kiclarini yikayip bakmak zorunda kalacagim) sevimli 2 tane cocuk. yani genel olarak bunlar. (ne bekliycem mina koyiim. yeteri kadar parayi kaldirip istifayi basmak ve sizin gibilerin olmadigi yerlere yelken acmak.)