hesabın var mı? giriş yap

  • gördüğüm kadarıyla, eksikleri şunlar olan konsol:

    ** m.2 ssd yuvası şu an için aktif değil. dahili ssd sadece 825 gb ve bunun 667 gb'ı kullanıcıya kalıyor.

    elinizde usb depolama yoksa, 667 gb ciddi bir sorun. usb depolama varsa, ps4 oyunları bunun üzerinden oynanabilir. ayrıca, ps5 oyunları usb depolama içinde saklanabiliyor. oynayacağınız zaman dahili ssd veya m.2 ssd'ye aktarılıyor.

    ** 2k çözünürlüğünde çıkış vermiyor. 2k monitörlerde 1080p olarak çalışıyor.

    ciddi bir eksiklik. zira 4k tv'niz olsa bile, bazı oyunları düşük input lag veya 120 hz için monitörde oynamak daha iyi oluyor. ayrıca, ps5 birçok yeni nesil oyunu 2k@60 fps çalıştıracak güçtedir. 2k monitörde, her zaman native çözünürlükte çalışacak ve 60 fps verebilecekti.

    xbox tarafında geçen nesilden beri 2k desteği var.

    ** dolby atmos, dolby vision ve free-sync desteği yok.

    ciddi bir eksik değil. atmos zaten eklenecektir. ama xbox'ta geçen nesilden beri olan özelliklerdi.

    ** web browser yok.

    günümüzde pek önemi yok ama yine de ihtiyaç duyulabilir. mesela demon's souls remake gibi detaylı oyunları oynarken, wiki'deki bilgileri okumak için her seferinde telefona bakmak yerine hızlıca browser'a geçmek güzel olabilirdi.

    ------------
    ------------

    donanıma gelirsek:

    ps5'te, 10.3 tflops'luk rdna 2 mimarili bir gpu var. bunun pc tarafındaki karşılığı, rx 5700 xt'nin overclock uygulanmış ve ray tracing desteği iyileştirilmiş hali denebilir. dolayısıyla, yeni nesil oyunları 4k@60 fps çalıştırma ihtimali yok. sadece yeni nesili değil, rdr 2 gibi oyunları da full detayda 4k@60 fps çalıştıramaz.

    ancak cpu ve depolamadaki gelişmeyi düşününce, ps5'in genel durumu ps4'ten daha iyi. ayrıca, xbox series x'le arasında büyük bir fark yok. series x'in 12.1 tflops'luk gpu'su sadece %18 daha hızlı. bunun oyunlara yansıması daha da az olacaktır.

    tabii ps5'in 9.2 tflops çalıştığı durumlar da olacaktır ama gpu'ya yüklenen çoğu senaryoda 10.3 tflops'u koruyacağını sanıyorum.

    not: flops değerini, mimariler aynı olduğundan dolayı, kafa karıştırmamak amacıyla kullanıyorum. farklı mimarili gpu'lar tflops vb. ile kıyaslanmaz. farklı mimarideki shader'ların performansı sadece testlerle anlaşılabilir. bazı durumlarda, mimari aynı olsa da tflops değeri fikir vermeyebilir. tmu sayısı, rop sayısı, bellek band genişliği ve bellek optimizasyonları, aynı mimari içinde de farklılık gösterebilir.

    çok detaya inilirse, aynı mimarideki shader performansını bile sadece flops değeriyle ifade etmenin doğru olmadığı görülür.

  • geçen yine metrobüs bekliyorum hiç boş gelmiyor. neyse bir tane geldi tek kişilik bir boşluk vardı lego gibi girdim oraya. tetriste çubuğu bekler gibi beni bekliyormuş meğer. neyse gidiyoruz çok şükür binebildim falan diyorum.

    metrobüsle durak arasındaki sınırı benim, yanımdaki dayının, en uçtaki şişman abla ve diğer kapının yanındaki zayıf bir abinin ayakları çiziyor. akıncı beyi gibi en uçtayız. 300 spartalı gibi elimizde mızraklar adam girmesi imkansız. sonraki durakta kapılar açıldı. inen yok. duraktakiler kedinin ciğer bakışı gibi büyük bir beklentiyle bir bize bir ayaklarımıza bakıyor. girecek ufacık bir boşluk bir aralık arıyor.

    sonra kalabalığın içinden bıyıklı bir dayı geldi. şöyle bir baktı. 4'ümüz adama bakıyoruz. benim gözüm zayıf abide. içimde dayanın aslanlarım dayanın diyorum. sonra duraktaki bıyıklı dayı tahmin ettiğim gibi zayıf abinin oraya sıçradı. ama orada boşluk yok. girmesi imkansız. sıçradı geri düştü. sonra bir daha atladı. bu sefer tutundu. zayıf abi bildiğin jilet gibi kapıya yabıştı. o yabıştıkça biz zip gibi rarlanıyoruz. ama durmuyor bıyıklı dayı. adam sığ havuzda yüzmeye çalışır gibi körüğe kadar imkansız bir şekilde ilerledi. zayıf abi artık kapıyla bütünleştiği için büyük bir gedik oluştu kapıda. sonra umutla bekleyen insanlar walkind dead'deki zombiler gibi hurraa kapıya yüklendiler, açılan o delikten abartmıyorum bi 8 9 kişi girmiştir.

    bu sırada ben oluşan tsunamilerle kendimi nefes nefese tekerlek üstü koltukların orada buldum. gözlerim bizim ekibi aradı ama hepimiz metrobüsün farklı noktalarına savrulmuştuk artık. zayıf abi ise metrobüs şehidi olarak kutsal şehadet şerbetini içmişti. seni unutmayacağım zayıf abi.

  • "ama onlar ekmeğinin peşinde, aralarında iyi olanlar da var"cıların az sonra damlayacağı başlıktır.

  • normal olandır.

    para duruduğu yerde hegün %10 değer kaybettiği sistemlerde, hiperenflasyon durumunda gerçekleşir.

    herkes parayı şimdiden harcama, alabileceğine alma yarışına girer. bunda garip olan hiçbirşey yoktur.

    tem kavacık kavşağında köprüden önce son çıkış yazıyor ya. he şu anda kriz o noktada, az kaldı ama o kavşak geçildi geçilecek. işte o zaman görürsün kimse bir şey satın alabiliyor mu, evde aç aç oturuyor mu..

    bu krizden çıkmanın artık tek yolu da, erken seçimdir. başka da hiçbir çözümü yoktur.

  • ilkokul 1 deyim, okul saat 12:30 da basliyo ve ben gec kalmisim, saat 12...evde bi tane masa saati var, o saati alıyorum, 11:45 yapıyorum ve bir oh çekerek hazirlanmaya devam ediyorum. saat tekrar 12 olunca ben tekrar 11:45 yapiyorum, işim bitip saat tekrar 12 olunca cıkıp okula gidiyorum ama nedense herkes erkenden derse başlamış bile...

  • keşke sevdiğim bir adam olsa da yapsam dediğimdir.

    bir kadın sevdiği adama yemek yapmayı bir ağırlık bir yük olarak görüyorsa, bir adam sevdiği kadına yardım etmeyi hayatından almak, zamanından çalmak olarak görüyorsa bitmişiz biz.

    ne kadar bitkin olursam olayım sevdiğim bir insana yemek yapmak benim iş stresimi alır, yorgunluğumu unutturur. özellikle o kişi yemeği beğendiğini söylediği an, işte o an dünyalar benim olur.

    ve bunu erkeğe hizmetçilik olarak görmem. paylaşmaktır bu, sevdiğim adam da eminim ev içinde bir şeylere ortak olmuştur. o da birşeyler yapıyordur.

    zaten sevdiğiniz adama yemek yapmak batmaya başladıysa siz bir düşünün derim o ilişkiyi. helvasını yemeye az kalmış belli ki!!!

  • twiter'dan bir yorum:

    erbakan'ın kızı da şeriat istiyodu. miras ortaya gelince, şeriata göre yarım pay almamak, medeni kanuna göre eşit pay almak, için kardeşini mahkemeye verdi.

  • herkesin babasının kendi inancına, anlayışına göre değişen sözler.

    benim için yıllar yıllar önce, denizden bulup çıkardığım 250,000 lira ( biz küçükken 250,000 lira vardı mavi, o zaman en az 3 gofret 1 big babool alınabilecek bir paraydı, arkadaşlar bilir) sonrasında babamın söylediği sözlerdir.

    elimde heyecanla koşturarak yanına gitmiştim, 'bak denizde para buldum, gidip bakkaldan neler alıcam şimdi' diyerek. babam elimden o parayı alıp bana cebinden çıkardığı başka bir 250,000 lira verip, ' bir daha sakın kendine ait olmayan, başkasının kazandığı parayı alma, senin kazanmadığını harcamak haramdır, paraya ihtiyacın olduğunda bana söyle ben sana vereyim' demişti.

    üstünden belki 15 yıl geçti, ben hala unutmadım. büyüdüm, adam oldum, çalışmaya başladım, para içinde olduğum bir işim var, fırsatım olsa milyonları/trilyonları hortumlarım ama gel gör ki yerde gördüğüm 1 lirayı bile alıp harcayamıyorum.

    aynısını çocuğuma tembihleyecek miyim? ilk öğrettiklerimden biri olacak.

  • bu nasıl tikky bir baraj ismidir dedim duyduğumda, önce bağdat caddesine yaptılar sandım.

  • bu yılki favorimin taner olduğu program. yarışmıyor, riske girmiyor, dedikodu yapmıyor, afedersiniz ziki daşağı yaymış tatil yapıyor. en sevdiğim insan tipi. taner kazanmalı. smslerim senin.