ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
seray sever'in dadı ücretlerine isyan etmesi
-
seray sever'deki dadı düşmanlığı yeni değil. gülben ergen'e az çektirmemişti.
portekiz milli futbol takımının berberi
-
sanırım takım içerisinde bir cristiano ronaldo'ya bir de kendisine sınırsız özgürlük verilmiş.
son derece idealist olduğu bir gerçek.
antónio alberto bastos pimparel (beto)
fabio coentrao
miguel lopes
joão pereira
miguel veloso
raul meireles
nélson oliveira
hélder postiga
cristiano ronaldo
arkadaşlar uyardı, bunlar babadan oğula nesil herhalde ..
luis figo
edit: "o luis figo değil halil sezai" diyenlere saygım sonsuz..
sadece evli erkeklerin bildiği gerçekler
-
entrylerin çoğunluğu bıkkınlıkla dolu. insan biraz kafa yorsa evliliğin bi rutinden ibaret olduğunu anlar. ne sanıyordunuz ki?
bu size taa çocukken öğretilen bi şey. küçükken hiç mi evcilik oynamadınız? kızlar o oyunlarda neyse evlenince aynısını yapıyor.
''ben meğersem yemek hazırlıyormuşum, sen de o sıra işten gelmişsin. bu da senin iş çantanmış. kapıyı çal şimdi'' gibi cümleleri hiç mi duymadınız çocukken? bak o oyunlarda bile ne olacağı üç aşağı beş yukarı belliydi. o oyunlarda bile talimatı kadından alıyordunuz. evlenince de alacaksın. gerçi doğru, evcilik oynamaktan çoğu zaman sıkılırdı çoğu erkek çocuğu. hemen doktorculuk oynardı. evet. sizin de ne olduğunuz taa çocukkenden belliymiş.
bugünü de bu haklılığımla bitiriyorum.
edit akbayram: ben hic evlenmedim. sadece iyi gozlemliyorum.
karpuza yalandan vurup anlıyor gibi yapmak
-
bir algı operasyonu.
az önce marketteydim, karpuz seçiyorum. lakin pek anlamam. ortam sakinken karpuzları incelemeye başladım fakat bir anda müşteriler etrafımı sardı. karpuz bakanlar falan da var. hemen o esnada bütün cesaretimi topladım ve “pat pat” karpuzları tokatlamaya başladım. karpuzdan karpuza geziyorum, suratımda memnuniyetsiz bir ifade ile. ama iç dünyamda ne yaptığıma dair bir fikrim yok. derken karpuzun birinde karar kıldım, alıp sağına soluna baktım. “heh tamam aradığım karpuz sesi bu” dercesine tezgahtan uzaklaştım. geride kalanlarda “bu adam bu işten anlıyor” izlenimi bıraktığıma yemin edebilirim ama ispatlayamam.
aldığım karpuz mu nasıldı? tabi ki dandik.
taharet alırken telefonu dona koymak
-
acaba sadece ben mi yapıyorum diye merak ettiğim eylemdir. tuvalet esnasınca, maillere baktınız, ekşi sözlük okudunuz sıra geldi temizlenmeye, eğer evde değilseniz telefonu koyacak bir yer yoksa, kaçınılmaz son.
edit: ulan kimse yapmıyormuş, ne pis adammışım ben. vurun.
edit 2: noolur, beğenip favlamayın. bu kara leke ile debeye gircem nerdeyse, gitti kız gibi profil.
debe editi: tüm ricalarıma rağmen bu boktan entryimi debeye sokup profilime kara leke çalan yazar arkadaşlarıma ince bir sitem gönderiyorum.
debe editi 2: işbu entryimi kendi entryleri ile destekleyen, entry girip kendini rezil etmek istemeyen ama bana özel mesaj atarak yalnız olmadığımı hissettiren onlarca yazar arkadaşıma teşekkürlerimi sunuyorum.
jean-claude van damme'lı volvo reklamı
-
fikrini benden çaldıkları besbelli olan vidyo:
(bkz: iki tır arasına bacakları açarak tutunup gitmek)
van damme yapınca" ooo süper, vay harika" biz yapınca dengesiz hayalperest.
edit: reklam metin yazarı değilim, ilk cümlemdeki anlatım bozukluğundan da anlayacağınız üzre.ona anlatım bozukluğu değil, cümlenin ırzına geçmek denir gerçi.
her öpüşmede bulaşan 80 milyon bakteri
-
vucudumuzda bulunan toplam bakteri sayisinin milyonda birine tekabul eder.
bu yuzden pratikte hepimiz bokuz.
yiğit özgür
-
misafirlikte seker dagitma seansi... kucuk cocuk sekeri almaktadir..annesi :
-oglum..tesekkur ettin mi zuhal teyzene?
cocuk : tesekkurler zuhal teyze..
zuhal teyze : yuru git len!..baskasinin lafiyla..
cocuk: kes sesini!..
anne : a - a!! e bicim konusuyorsunuz ayol birbirinizle?..
zuhal teyze : bu iti bir daha getirme buraya..
cocuk : zuhal kaldirma beni ayaga !!..
şenol güneş
-
konuşulanlara göre milli takım için düşünülen ilk isimmiş. galatasaraylı biri olarak söylüyorum beşiktaşlılar başkanıyla, taraftarıyla birlik olup hocalarına sahip çıksınlar. uzun zamandır uğraştıkları bu yeniden yapılanmalarının içine sıçılmasına izin vermesinler.
beşiktaşlılar bana katılır veya katılmaz bilmiyorum ancak son yıllardaki başarıların en büyük payı şenol hocanındır. onun için ne pahasına olursa olsun şenol güneş'in tff yakınlarından dahi geçmesine izin vermeyin bu saatten sonra.
edit: bazı arkadaşlar fatih terim döneminde aynısını bize yapmışlardı şimdi sıra beşiktaş'ta gibi mesajlar attılar. bakın konu ne olursa olsun başkalarını aşağı çekmek yerine kendiniz yukarı çıkmaya çalışın, bu tarz düşünce yapısı hiçbir zaman başarı getirmez.
sıçtık kelimesinin mesleklerdeki terminolojisi
-
ben sözlük değilim evladım.
(bkz: ingilizce öğretmenliği)