hesabın var mı? giriş yap

  • 100 watt'a kadar şarj olan cihazları kapsayacak yasadır. cep telefonu ve tabletler, kulaklıklar, taşınabilir oyun konsolları, taşınabilir hoparlörler, e-okuyucular, şarjlı klavye ve fareler, navigasyon cihazları, araç kameraları, dijital kameralar ve bunun gibi cihazların hepsi kapsam dahilindedir. üzerinde, doğrudan prize takılabilen kablosu olan cihazlar ise yasadan etkilenmeyecek.

    avrupa birliği'nin kablosuz şarjı standartlaştırmak için süren çalışmaları da mevcuttur ancak bu yasa bunu kapsamamaktadır.

    yasa 602 kabul, 13 ret ve 8 çekimser oy ile kabul edilmiş olsa da kararın yürürlüğe girmesi için birkaç aşama daha bulunmaktadır. ancak bu yaz imzalanan geçici anlaşma ile bu aşamaların hızlıca aşılacağı ve formalite olduğu düşünülmektedir.

    bir sonraki aşama avrupa birliği'nin üst yasama organı olan avrupa konseyi'nin yasayı (yasadan daha çok direktif diye anılıyor) onaylaması olacak. önümüzdeki birkaç hafta içerisinde bu onayın alınacağı ve kararın avrupa birliği resmi gazetesinde yayınlanması bekleniyor. resmi gazetede yayınlanmasının ardından direktif 20 gün içerisinde resmi avrupa birliği politikası statüsüne erişecek.

    avrupa birliği üyesi ülkelerin bu kararı kendi ülkelerindeki ulusal yasalarına aktarmak için 12 ay, uygulamaya geçirmek için ise bir 12 ayları daha olacak. 2024 yılının sonunda, avrupa birliği sınırlarında satılacak tüm bu cihazların usb-c soketi ile üretilmesi gerekecek.

    laptop üreticilerinin ise ekstra iki yıl süresi olacak, yasayı uygulamak için 2026 yılının sonuna kadar süreleri olacak ancak birçok üreticinin bu süreyi beklemeden adaptasyon sağlayacağı düşünülüyor.

    yasanın tüketicilere yıllık 250 milyon euro'luk bir tasarruf yapma avantajı sunacağı düşünülüyor. satın alınacak cihazların enerji gereksinimleri kutuları üzerinde daha net ve anlaşılır bir şekilde belirtilecek. bu sayede tüketiciler ellerindeki şarj adaptörünün değerlerinin, satın alacakları cihaz için yeterli olup olmadığını daha kolay anlayabilecekler.

    adaptör değerlerinin karmaşaya neden olabileceği (90watt'lık bir diz üstü bilgisayarı 5 watt'lık bir adaptör ile şarj etmeye çalışılabileceği gibi) düşünülse de watt değeri yüksek bir adaptör kullanarak bu durumun önlenmesi mümkündür.

    85 wattlık şarj sağlayan bir adaptör ile maksimum 40 watt gücünde şarj olan bir cihazı şarj etmek istediğinizde, cihaz adaptörden desteklediği maksimum değer olan 40 watt'lık enerji çekecektir. şarj entegresi ya da pile hasar verme gibi bir durumda karşılaşmamak için bakmanız gereken volt değeridir. bu tip adaptörlerin volt değeri ise uzun süredir standart haldedir.

    örneğin apple, iphone 8 ve üzeri cihazları hızlı şarj etmek için 18w, 20w, 29w, 30w, 61w, 87w ya da 96w adaptörleri kullanabileceğiniz bilgisini resmi sitesinde paylaşmaktadır. yine de apple gibi firmalar, daha çok adaptör satıp, kablo satışından alamadıkları karı adaptör aracılığı ile alabilmek için daha yüksek volt değeri gerektiren cihazlar üretirse kimse şaşırtmayacaktır.

    avrupa birliği'nin girdiği bu süreç abd'de üç demokrat senatörün (bernie sanders, elizabeth warren ve ed markey) abd'de benzer yasalar getirilmesi çağrısında bulunmasına neden olmuştur. bu tip tüketici dostu yasaların (yukarıda yazdığım gibi sonraki aşama kablosuz şarjlar olacak) daha fazla karşımıza çıkacağı bir süreç içerisine girmiş gibi gözüküyoruz.

    kaynak

  • "boğaziçi" demeye devam edeceğiz, ayrıca bütün "arena" statlarının adını tekrar "atatürk" yapıp, 3. havaalanını "atatürk" yapıp, adı hacı-hoca olan bütün yerlerin adını cumhuriyet değerlerine uygun adlarla değiştireceğiz.

  • henüz herhangi bir filmi izlemediğim yönetmen. ama rahatlıkla yönetmen diyorum, çünkü bir kere işine saygı duyan bir adam olduğu belli.

    iyi çeker, kötü çeker bilemem, ama bir iki popüler isim haricinde filmlerinin castını saygıdeğer oyunculardan kurar. bir filmden kazandığı parayı diğerine yatırır.

    sinemaya adım attığından beri ben bu adamı bırak televizyondaki magazin programlarında, gazetenin magazin sayfasında bile görmedim. iktidara yakın olduğunu tahmin etsem de, bundan pekala çıkar da sağlayabilecekken, bir gün olsun siyasi görüşünü benim burnuma sokmadı.

    türk sinemasının önce işine ve sinemaya saygı duyan insanlara ihtiyacı var. kırmızıgül bunu karşılıyor. biz daha işin niteliğine takacak durumda değiliz.

  • dün neredeyse tüm günü annemle beraber hastanede geçirdik. artık eve dönüş zamanı geldiğinde annemi hastanenin açık otoparkına çıkardım ve birlikte ağabeyimin arabayı getirmesi için beklemeye başladık. ikimiz de çok yorgunduk. tüm enerjimizin tükendiğini düşündüğümüz sırada, kar beyaz tüylü, bal rengi gözlü güzeller güzeli dişi bir sokak köpeği belirdi on metre kadar önümüzde. tam da o sırada hastaneden çıkan, kendine insan diyen bir çift, onlara hiç sokulmadığı halde, bu güzeller güzeline tekme attılar. gördüğüme inanamadım. tam ikinci tekmeyi atmaya yeltenirlerken, tüm enerjisinin bittiğini düşünen ben kendimi bunu yapan insan müsveddesine bir güzel haddini bildirirken buldum.

    hayvanların, özellikle de sokak hayvanlarının ne kadar akıllı varlıklar olduklarını gözlemleyenler iyi bilir. bu gördüğümüz güzel varlık da elbette öyleydi. hiçbir zarar vermediği halde, ona tekme atılmıştı ama o şiddet gördükten sonra dahi saldırmayı ya da havlamayı seçmeyerek bir asalet sergiliyordu adeta. üstelik benim onu savunduğumun da farkındaydı. bahsini ettiğim yaratık çift oradan uzaklaştıktan sonra hafif öne doğru eğilip, sağ elimle, sağ dizime vurarak yanıma çağırdım. koşarak yanıma geldi. usulca başını uzattı. araba gelene dek elimi üzerinden hiç çekmedim. o esnada tesadüfen kuzenim yanımıza geldi. o da hiç iğrenmeden, elini uzatıp bu tatlı kızı sevdi. gün boyu kaybettiğim tüm enerjim yerine gelmişti. onu severken, ona kötü davranan herkes adına, ondan özür diledim. tabii bana kendimi iyi hissettirdiği, annemi gülümsetebildiği için de bolca teşekkür ettim.

    sokak hayvanlarının tümünü ayırt etmeksizin çok seviyorum ve asla onlardan iğrenmiyorum. iğrendiklerime gelince, onlar yukarıda satır aralarında açıkça yazıyor zaten.

    edit: imla takıntısı

  • timsah derisinden değil de kaplumbağa kabuğundan yapılsaydı almayı düşünebileceğim ceketimsi. buna bir daire parası verdikten sonra, bari evim sırtımda diye kendimi avutabilirdim.