hesabın var mı? giriş yap

  • osmanli doneminde kacak calisan ruhsatsiz meyhane.

    istanbul'un fethinden 19. yuzyila kadar gecen dort yuzyil boyunca istanbul'da devlet izni ile acilan sayisi sinirlanmis meyhanelere gedikli meyhane; bakkal, manav, asevi, iskembeci, tursucu dukkanlari gibi icki satma izni olmayip gizli calisanlara da koltuk meyhanesi denmistir.

    koltuk meyhaneleri, dukkanin asil musteriler tarafindan gorulmeyen bir kosesinde, daha cok kayikci, hamal, tellak gibi ayak takimindan isret duskunlerine gizlice icki sunardi.

    17. yuzyilda vakanuvis ibrahim pecevi (1572-1650) tarafindan kaleme alinan "pecevi tarihi"nde evine icki sokmayan devlet buyuklerinin, katiplerin ve memurlarin gizlice gittigi koltuk meyhanelerinin de bulundugu belirtilir. bunlara "kibar koltugu" denir. son ornekleri istanbul cemberlitas cevresinde gorulmustur.

    cumhuriyet doneminde, ayakta, tezgah uzerinde, bardak hesabiyla ucuz icki icilip tek tur mezeyle yetinilen salas yerlere, ruhsatli olsun olmasin, koltuk meyhanesi denmeye devam edilmistir. izmir yoresinde bu tur yoksul isi meyhaneleri daha cok ermeni esnafin islettigi anlatilir.
    ---
    (alıntı: rakı ansiklopedisi)

  • havacilik sektorunu dolmus ile karistiranlar tarafindan elestirilmektedir.

    senin biletinin barkodunu sisteme giremeyecek, nasil alsin seni ucaga? bos koltuk var hadi gec yine iyisin ;) mi diyecek. ucak dusse yolcu listesinde adin yok. ucagi kaciracak teror eylemi yapacak olsan orada oldugunu bilen yok.

  • burdur antalya karayolu üzerinde bulunan bu mağara burdura 10 km uzaklıkta bulunmakla beraber türkiye'de gösteriye yani turizme açılan ilk mağara unvanını da elinde taşır.

    mağara tarihçi ve yazar olan osman koçıbay’ın araştırmalarına göre ilk defa moruk dayı lakaplı mustafa koçay tarafından 6 mayıs 1931 yılında keşfedilmiştir. ilk keşifte mağara içerisinde 117 metre gidilmiştir ve içinde göller bulunduğu anlaşılmıştır.

    daha sonra yıllar 1952'yi gösterdiğinde prof. dr. temuçin aygen tarafından tekrar ve bu sefer bilimsel çalışmalar eşliğinde keşfedilmiştir. 1965 yılına kadar çalışmalar sürmüş ve daha sonrasında mağara turizme açılmıştır. mağarada yapılan son çalışmalarda mağaranın uzunluğunun 8 bin 350 metre olduğu tespit edilmiş ve türkiye’nin haritalanmış en uzun mağarası olduğu tescil edilmiştir.

    tabi mağara bu kadar uzun olmasına rağmen gezilebilen alanın 330 metredir. bu 330 metre içinde tam 9 adet göl bulunur(en azından ben çocukken öyleydi yanlış sondaj çalışmaları ve tarım alanlarının yanlış sulaması sonucu artık yoklar) başlıca gölleri gezi parkurunun en sonunda bulunan büyük göl(en son ziyaretimde büyük göl hala durmaktaydı), başta bulunan dilek gölü(para atıp bir çok dilek dilemiştim) ve orta bölümde bulunan gazlı göldür. mağara içindeki kayaçlar bölgede en çok bulunan kireç taşından oluşur ayrıca mağara içinde 1 metrelik uzunluğa 10.000 ile 15.000 yılda oluştuğu tahmin edilen sarkıt ve dikitler bulunmaktadır ve bazılarının 4 metre boyda oldukları bilinmektedir(genel olarak böyle şeylerin değerini bilmeyen bir millet olduğumuzdan bir çoğuna zarar verip yazılar yazılmıştır)

    neyse mağara ile ilgili bir efsanede mevcuttur. efsaneye göre sagalassos(burdurda bulunan bir antik kenttir mutlaka gezin derim) kentinin kalbur üstü ailelerinin başında gelen titus flavius severianus neon kızı asume’yi kendileri gibi soylu bir ailenin oğluyla evlendirmiştir. fakat yeni evliler bkavga gürültü içindelerdir. bunun üzerine titus flavius severianus neon, kızı ve damadını cezalandırmak için onları insuyu mağarasının en uzak yerine hapsettirir ve yanlarına yiyecek, içecek dahil olmak üzere hiçbir şey vermez. asume ve eşi zamanla mağaranın içinde bulunan göldeki şifalı sudan içerek hayatta kalırlar ve bu esnada da birbirlerini sevmeye başlarlar.

    sonra o kadar birbirlerini severler ki ruhları parlak bir yıldız gibi parlamaya başlar, içlerindeki pür sevgiden oluşan bu ışık sayesinde çıkış yolunu bularak mağaradan çıkarlar. işte o gün bugündür mağarayı ziyaret eden çiftler hiç ayrılmayacaktır. son*

    büyük göl
    görsel-1
    görsel-2
    görsel-3
    görsel-4
    görsel-5
    görsel-6
    görsel-7

  • üstteki yazar realiteden o kadar uzak ki tam olarak neye yakın bir türlü anlayamadığım başlık,her argümanına bir cevap mutlaka var ama (bkz: burasi turkiye) burda at,avrat,silah emanet edilmez.toplu taşıma hiç de öyle avrupadaki gibi rahat bir ulaşım yöntemi değil.sana ütopyanda tatlı rüyalar

    çok sayıda yazarın ısrarı üzerine gelen edit:şükela modu kullananlar için üstteki yazar: (bkz: #92175541)

  • yaklaşık 1,5 saattir halk tv'de konuk olan tip genel başkanı

    son zamanlarda o kadar popüler oldu ki, cumhurbaşkanı adayı olsaydı muharrem'in 3 gündür toplayamadığı imzayı 2 günde toplardı eminim.

    konuşması güzel ve birleştirici. aday olmak varken, potansiyel oyu da varken aday çıkarmadı ve millet ittifakı'na desteğini belirtti. önceliğimiz akp'nin gitmesi diye bas bas bağırıyor ve ona göre de davranıyor. öte yandan 5 sene önce tayyip'in karşısında aday çıkan muharrem efendi cumhur ittifakı'nın ekmeğine yağ sürmekle meşgul.

    bir oyum dedeme bir oyum tip' e

    not: alemin gözü yaşlı erkan baş da beşiktaşlı.

  • zamanında televizyonda görmüştüm; bir turiste tecavüz etmek isterken yakalana eleman, neden böyle birşey yaptın sorusuna:
    - kız güldü beğendi zannettim abey.
    demişti. sanıyorum yere bakarak yürümesi nasıl bir toplumda yaşadığının ayna görüntüsü olabilir.

  • arkadaşlar bu yazılı olmayan kuraldır.

    şampiyon olduysan kendi semtinde eğlenirsin. rakip takımın semtinde eğlenemezsin. beşiktaş'ta, kadıköy'de bu kutlamayı yapamazsın. bu budur. sen şimdi trabzonspor taraftarı olarak bağdat caddesinde şampiyonluk kutlarım dersen senin oradaki amacın şampiyonluk kutlamak değil gövde gösterisi yapmak. bunu da sana yaptırmazlar. yapamazsın yani. etik değil.

    not: beşiktaş.

    edit: trabzona mı gidelim mesajları alıyorum.

    bağdat caddesine de gitmeyiver bir zahmet. istanbul'da semt mi bitti?

  • üniversiteyi bitirdiğim sene bir tanıdığımız beni kanada'da yaşayan yeğeni ile tanıştırmak istedi. aracı ile tanışma ve kanada'nın uzaklığı vs. derken düşündüm taşındım aman alt tarafı bir tanışma diyerek kabul ettim. iletişim bilgilerimi verdim ve bana ulaşmasını istedim. ancak adamdan birkaç hafta hiç ses çıkmadı. sonra dediler ki bayram tatilinde geliyor arife günü kızılay'da buluşun. ok dedim.

    bir yandan hiç gidesim yok bir yandan adamı merak ediyorum. giyindim, hazırlandım ve buluşma yerine gittim. oturdum bir kahve söyledim bekliyorum derken telefonum çaldı, yurtdışı numarası. etrafa bakınıyorum geldi göremedi de arıyor diye. açtım telefonu bir kadın sesi, byk hanım siz misiniz diyor. ben ne oluyoruz yahu diyorum içimden. evet falan derken dedi ben x'in ablasıyım! neyse geldi karşıma oturdu. ben soruyorum x nerede diye. cevap şu: x hala kanada'da yarın gelecek!

    hemen o saatte kızılay'da olan ablamla kardeşimi aradım buraya gelin dedim. çünkü tek başıma bir yere kımıldayamayacak kadar şaşkınlık içerisindeyim. neyse bizimkiler geldi biz dört kadın oturduk sohbet ediyoruz ama bu işte bir yanlışlık var. en son dayanamadım ya dedim hayırdır ne oluyor burada. ablası dedi ki: x seninle önce benim tanışmamı istedi. bizimkilere dedim kalkın gidiyoruz. neyse kalktık biz mekandan indik aşağı.

    olay burada kapandı mı, hikaye burada bitti mi peki? hayır! bir baktık çıkış kapısının önünde orta yaşlı bir çift. kadın dedi ki: annemler de merak ettiler de seni görmeye geldiler! ablam kahkahayı patlattı, kardeşimin kolundan sertçe çektim hadi gidiyoruz diye. öylece ortamı terk ettik.

    biz eve ulaşmadan olayın haberi gitmiş. neymiş ben saygısızlık yapmışım bizim tanıdığın kanadalı akrabalarına. lan???

    randevulaşmayı umduğum kişinin bütün ailesi ile randevulaştım sözün özü. ik gibi çöktüler başıma. mülakata almaya gelmişler, açıkçası ben yazılı bir sınav da bekledim ama o kadar abartmak istememişler sanırım.

    yıllarca ailede alay konusu oldum, bir daha da hiç kimsenin beni tanıştırmak istediği birisi olduğunda ok demedim. ben o hatayı yaptım cicim thank you diyerek yolladım.