hesabın var mı? giriş yap

  • yabancı gerizekalı değil böyle bir vaade kanıp gelsin. yabancı bilir ki bugün kendisi için değiştirilen kanun yarın tekrar değiştirilip kendisine silah olarak döner. ekonomiden anlamıyorsunuz onu anladık bari biraz konuşmayı da bilseniz.

  • kim nereden almış, nerede stokta yokmuş gibi sikko bilgiler almak isteyenlerin sözlükte takip edebileceği telefon modeli.

  • bi gün tartıştık hatunla, çok sinirlendim, tam o an göz göze geldik telefonumla, karar verdim, çakıcam duvara. çok sinirliyim olm, çok artisim, kuzeyim adeta, gıli gıli salihim, rıza babayım, gecelerin yargıcıyım. lan sonra bi aklıma geldi daha ödenmemiş en az 7-8 taksidi var ibnetorun, baktım hatunun telefon eskilikten ölecek, kaptım kızın telefonunu fırlattım duvara, paramparça oldu lavuk. tamam çok havalı olmadı ama rahatladım acayip, yattım uyudum mışıl mışıl.

  • bu bağımlılık bilim dünyasında da belli bir tartışma konusudur..özellikle sütün ve sonra peynirin bağımlılık yaptığına dair birçok çalışma vardır;hatta sütteki kazeinden gelen opiatların bebekler üzerinde sakinleştirici bir etki yarattığı ve anne-bebek bağında rol oynayabileceği öne sürülmüştür. peynir ve süt örneğinde bağımlılık, süt proteininin sindiriminden elde edilen protein parçaları olan kasomorfinlerde yatmaktadır ve kasomorfinlerin ayırt edici özelliği, “opioid etkiye” sahip olmalarıdır.
    bilindiği üzere de “opioidler, beyindeki opioid reseptörleri üzerinde morfin benzeri etkiler yaratan doğal veya sentetik maddelerdir ..“ işte tüm bu bilgiler ışığında peynirde bulunan kasomorfinlerin vücutta opiate benzeri bir etkiye sahip olmasının zamanla bir bağımlılık hissi yarattığına dair çıkarımlar vardır…

    yine de bilimsel olarak yapılan araştırmaların genel görüşü ; insanlar üzerinde peynirin bağımlılık oranının düşük olduğu yönünde ki syndey üniversitesi’nde profesör tim gill ‘e göre de” peynir kasomorfin içermesine rağmen, bu maddenin insan vücudu üzerindeki etkisi ihmal edilebilir düzeydedir.”
    her ne kadar profesörler ve bilimsel araştırmalar genel olarak insanlardaki peynir bağımlığını ciddiye almasalar da yapılan anketlerde de görüldüğü üzere peynir severler kesinlikle en tutkulu yiyecek meraklılarından birisidir ki resmi olmamasına rağmen dünya çapında 2 tane büyük çaplı ulusal peynir festivali vardır..(20 ocak,4 haziran)
    ------------
    görüldüğü üzere sözlükte de baya peynir fanı var ; ancak isviçre'de bu işi başka boyuta taşıyan , peynirlerine led zeppelin dinleten bir peynir meraklısı var ; “wampfler”… normalde bir veteriner olan ve hobi olarak ünlü isveç peyiri emmental peyniri üreten wampfler, eylül 2018 den beridir emmantal peyniri yaparken tekerleklerin üzerinde peynirlere led zeppelin dinlettiriyor...

    wampfler’in kendi söylemlerine göre “bakteriler, peynirin tadının oluşumundan, olgunluğunu etkileyen enzimlerden sorumludur. nemin, sıcaklığın veya besin maddelerinin tadı etkileyen tek şey olmadığına inanıyorum ;sesler, ultrason veya müzik de fiziksel etkilere sahip olabilir.”yani yaptığı peynirin lezzetini olumlu yönde etkileyebileceğini düşünüyor...
    wampfler bu fikrinin ilhamını ; bilim dünyasının bitkilerin müzikle gelişimi ile ilgili çalışmalarına ve annelerin doğmamış çocuklarına müzik dinletmesinden aldığını ifade etmiştir…

    wampfler bu iddiasında yalnız da değil ; bern'deki sanat üniversitesi müzik direktörü michael harenberg “ilk başta şüpheci yaklaştık” diye itiraf etti. “sonra ses dalgalarının etkilerine, sesin katı cisimler üzerindeki etkisine bakan bir sonokimya denen bir alan olduğunu keşfettik.” ( koç üniversitesi'nin konu ile ilgili çalışması)

    kendi tutkusuna olan desteğini hem akademik hem de halk bazında peynir tutkunlarından da bulan wampfler, çalışmasını genişletip her türlü müzik türünü ayrı ayrı incelediğini de sözlerini eklemiştir (a tribe called quest'den mozart’ın the magic fluteüne kadar ve favori lezzet tahmini hiphop peyniriymiş.)

    ---------

    wamfpler'in peynirlerine led zeppelin dinletmesine dair medyada çıkan haberler ;

    japantimes
    playing led zeppelin to make cheese
    cheese better if it listens led zeppelin (usatoday)

  • ispanyol altın çağı yani 1540-1660 arasında avrupayı titretmiş olan ispanyol piyade nizamıdır. günümüz tugay örgütlenmesinin atasıdır. tercio kastilya köylülerinden devşirilen 10-15 sıra derinliğinde bir kargıcı* karesi ve bu karenin kanatlarını koruyan arkebüzcülerden oluşmaktaydı. tıpkı model aldığı makedon falanjı gibi tercio da 4 metreyi geçen mızraklarıyla (la lanza) savaş alanında aşılmaz, demirden bir çit teşkil ediyordu. tercio nizamı 16. yüzyılın süvari ağırlıklı ordularını hemen her sefer bozguna uğratmayı başardı. ilk önce fransız din savaşlarında tabancalı süvarilerden oluşan huguenot ordularını ezerek fransa'da katolikliğin devamına hayati bir destek sağladı; ardından nihai sınav olarak osmanlı ordusuyla karşılaşma geldi. haçova meydan muharebesinde habsburg ordusunda bulunan iki tercio karşısında osmanlı tarihinde görülmemiş şey oldu: sipahiler ilk defa bozulup yüzgeri ettiler. eğer habsburg ordusu osmanlı kampını yağma etmek için disiplinini bozup dağılmasa padişahın dahi esir düşmesi mümkün olabilirdi. bu savaş osmanlı-avrupa ilişkilerinde dönüm noktası oldu. felemenkli milis askerler gibi daha düşük kalitede piyade güçleri de tercio karşısında ezilip gitmekteydi.

    ancak tercio'nun da önemli bir zayıflığı vardı: çok masif, dolayısıyla ağır hareketli ve manevrası güç bir birimdi. özellikle yoğun top ateşi altında ciddi zarar görüyordu. tercio'nun sınırlarını ilk defa felemenk başkomutanı maurits van oranien zorladı. maurits ordusundaki ateşli silah kullanan asker miktarını ikiye katladı ve bunları daha küçük ve esnek birliklere bölerek tercio'ya karşı başarılı şekilde kendini savundu. felemenk reformlarını bir başka protestan monark, isveç kralı gustav adolf da benimsedi. bunun üstüne bir de kendi icadı olan ucuz, küçük kalibreli ve hızlı ateşli sahra topunu ekledi. 1631 yılında otuz yıl savaşlarının en önemli çarpışmalarından olan breitenfeld muharebesinde tercio'nun yenilmezliği efsanesi gustav adolf tarafından yıkıldı. ne var ki ispanyollar sahra topunu kendileri de benimseyerek ve bunları düşman topçusunu susturacak bir karşı topçu atışı için eğiterek durumu eşitler gibi oldular. isveçliler savaşın sonraki safhalarında ispanyol ordusu karşısında ciddi yenilgilere uğradılar. ne var ki tercio'nun üstünlüğü fransızlara karşı yaptığı 1643 rocroi muharebesinde kesin olarak yıkıldı. bu savaşta fransız başkomutanı prens condé tercioları dağıtan güçlü bir top ateşiyle beraber ispanyol topçusunu susturan bir süvari hücumunu koordine etti. ardından fransız cuirassierleri top ateşi altında çözülen tercioları kılıçtan geçirdiler. yaklaşık elli yıl boyunca avrupanın en seçkin ordusu olmuş bulunan ispanyol flanders ordusu bu savaşta yok oldu.

    rocroi'dan sonra tercio bir hücum birimi olmaktan çıkarak bir savunma birimine dönüştü. ancak bu fonksiyonunu louis xiv'ün büyüttüğü ve reformdan geçirdiği fransız ordusu (ki modern ordunun ilk örneği sayılmaktadır) karşısında koruyamayınca nihai olarak terkedildi.

    tercio günümüzde ispanyol yabancı lejyonunun ismi olarak kullanılmaktadır.

    kaynak:

    geoffrey parker, the military revolution, 1976

    dr pierre picquet'nin tercio hakkındaki internet sayfası: http://www.geocities.com/ao1617/index.html

  • bordromdaki gelir vergisi kesintisi kalemine bakıp kahrolmama sebep olmuş "vergicik".

    bu ülke maaşlı çalışanlar sayesinde var oluyor resmen.

  • lol örgütlenmişler dedi ya la. abi iyi misin sen? önceden planlanmış, katılacağın ilan edilen miting, açılış vs. değil bu, insanların haftalar, aylar öncesinden bilet aldığı, kiminle seyahat edeceklerini bilmediği bir ulaşım aracındasın. üstüne kimse sana sesini yükseltmezken çocuk azarlar gibi avazın çıktığı kadar bağırıyorsun. lütfen sakin ol, gözlerindeki ışıltıyı kaybetme.*