hesabın var mı? giriş yap

  • ilk 10 dakika: 10 çay kaşığı şeker almış vücudunuza girer (günlük alınması gereken şeker miktarının tamamı). fosforik asit tat alma duyunuzu keser ve aşırı şeker yüklemesinden dolayı kusmanızı engeller.

    20 dakika: kan şekerinizde ani bir yükselme olur, yüksek miktarda insülin patlamasına neden olur. karaciğeriniz vucudunuzdaki şekeri yağa çevirerek buna bir yanıt verir. bu sadece bir kaç dakika içinde olur

    40 dakika: kafein absorbsiyonu tamamlanır. göz bebeklerniz büyür. kan basıncınız yükselir, karaciğeriniz kana daha fazla şeker pompalamaya başlar. beyninizdeki adenozin reseptörleri rehaveti önlemek için bloke olur.

    45 dakika: beyninizde dopamin salgısı artar. bu tıpkı eroinin vücutta yaptığı tepkimelere benzer.

    60 dakika: kafeinin diüretik özellikleri baş gösterir (tuvalet ihtiyacı). bu da vücutta depolanmış kalsiyum, magnezyum ve çinkonun da suyla beraber dışarı atılması demek.

    bir süre sonra şeker ihtiyacını tekrar duymaya başlayacaksınız, kendinizi halsiz ve bitkin hissedeceksiniz. vucüdunuzda kola ile alığınız bütün su tekrar dışarı atıldığı için sussuzluğunuz tekrar hissedeceksiniz. şeker ihtiyacını takiben, kafein isteği de başlayacak... (bkz: kısır döngü)

    yazının orijinali için: http://www.healthbolt.net/…-drink-a-coke-right-now/

  • sayesinde imamlari allahin adami zanneden insanlar oldugunu ogrendigimiz olay. halbuki ne guzel demis diyen islamda din adami diye bir sifata yer yoktur.

  • topla oynamayı çok seven iki dakka toptan ayrı kalamayan tiptir. ulan bi pas verir saniyesinde topun kendine emanet edilmesini ister. sanırsın ki sahanın en iyi oyuncusu.
    bu lavuk kanattan yaldır yaldır koşmaya ve topu kaleden çok uzak noktalara dikmeye bayılır. kısıtlı olan futbol dağarcığında tersee ve saaal en önemli yerleri kaplar. daha az bağırmasını telkin ediyoruz.

    debe editi: canıyla kanıyla defans yapıp topu istediği yere atmasına izin verilmeyen gönül dostlarına selaam olsun.

  • çok ilginç bir maç. niye diye soracak olursanız şöyle ki:

    konyaspor geçen hafta gençlerbirliği'nden 5 yedi, ondan önceki hafta da galatasaray'dan 5 yedi.

    gençlerbirliği ile galatasaray bu hafta karşılaştı. 1-1 bitti.
    haftaya beşiktaş-galatasaray ve ondan hemen sonraki hafta da gençlerbirliği-beşiktaş maçları var. kısaca öyle işte. hep bunlar birbiri ile oynuyor gibi.

    entrylerimin sonlarını getiremiyorum :(

  • askerlerin savaş sırasında kendini güvende hissetmemesi ve öleceğini düşünmesi sonucu ortaya çıkan psikolojik kişilik bozukluğudur.

  • hakan şükür'ün anlattığı bir hikaye vardı: uğur tütüneker'in jübile maçından önce fatih terim kadroyu yaparken uğur'a "kaç dakika oynarsın?" diye sorup "valla bir 45 dakika oynarım hocam" cevabını alınca "oğlum 45 oynayacaktıysan bırakmasaydın?" demiş...

    son maçta 60 sayı atıp basketbol bırakılır mı lan allahsız!

  • bütün turnuvalar gibi bu turnuvaya da kötü başladık. ama kötü devam edeceğiz diye bir şey yok. ayrıca arda ispanyol futbolunu iyi biliyor. daha iyi konsantre olup takıma liderlik edeceğini düşünüyorum.zaten ispanyollarda çek cumhuriyeti maçında formsuz olduklarını gösterdiler. tahminim 7-8 tane yeriz.

  • balkan savaslarında dedelerim batı trakyadan onun ataları yüzünden göç etmek zorunda kalmiş ve söylendiği kadarı ile zenginlermiş bende kendisine dava açabilir miyim?

  • televizyonu parcalamaya giderken fakir olduğunu hatırlayıp yari yolda vazgeçen abi yarmistir.*

  • konuyla yakından alakalı yeni bir çalışma yapılmış ve yalnız insanların beyinlerinde temel farklılıklar olduğu keşfedilmiş, bazı beyin alanları hacimleri ve diğer bölgelerle kurulan iletişim ağının değişkenlik gösterdiği bulunmuş.

    araştırmacılar 40.000 orta yaş ve üzeri gönüllü katılımcının mri* görüntüleri, genetik bilgileri ve katılımcıların kendilerini yalnız hissedip hissetmediklerini de içeren kendi kişisel psikolojik değerlendirmelerini incelemiş ve bu bilgileri veri tabanında açık erişim ile dünyadaki diğer bilim insanlarının da kontrolüne sunmuşlar.
    farkın kendini gösterdiği alanların default network merkezli olduğu bulunmuş.
    default network derin düşüncelerin, anıların, gelecek planlamasının, hayal kurmanın ve empatinin dahil olduğu bir dizi beyin bölgesine denir. bu bölgeyle geçmişi hatırlar, geleceği tasavvur eder, şimdinin mevcut olandan farklı versiyonlarını hayal ederiz.
    yalnız insanların default network bağlarında normalden daha güçlü bağlar kurulduğunu, daha da ilginci default networkteki gri madde hacminin daha geniş olduğunu, hipokampus'tan aldığı sinyalleri d.n.'e ileten sinir liflerinin yoğunlaştığı bölge olan forniksin ise daha güçlü bir formda olduğunu keşfetmişler.

    bu bölgelerin ve işlevlerinin yalnızlıkla pozitif korelasyonunun sebebi olarak yalnız kişilerin hayal gücünü daha fazla kullanması, geçmişteki anılarını daha sık düşünmesi ya da yalnızlıklarının üstesinden geleceklerini umut etmeleri olduğu konusunda bir tahmin yapılmış.
    bu varsayımlara katılmadığımı da belirteyim. mamafih 40.000 orta yaşlının ortalamasında yalnızlığı kendi tercih etmeyenlerin oranı daha fazla olabilir.
    başlık asosyal olmak çünkü, tercih edilen bir durum yani.

    daha sonra yalnızlığın problem olduğundan bahsediliyor. yaşlı insanların yalnız olmasının demans (bunama) riskini arttırdığını gösteren eski çalışmalar varmış. fakat bu çalışmalar interneti kullanmayan yaşlı nüfusla yapılmış araştırmalar. şimdinin insanları yaşlandığında internet kullanıyor olacaktır ve yalnız ama internet kullanan yaşlıların bu araştırmalardan oldukça farklı sonuçlar gösterme ihtimali oldukça yüksek.
    orhan veli kanık - yalnızlık eserinde yalnızlıktan korktuğunu dışa vuruyor. mesela orhan veli'nin bunama ihtimali varmış araştırmalara göre ama yalnızlığı özellikle tercih edenleri (asosyalleri) hedeflemiş araştırmalar değil bu çalışmalar.

    velhasıl yalnızsan beyin yapın ve çalışma şekli muhtemelen biraz farklı.
    araştırmada söylenmemiş ama vice versa.
    "yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. insan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder.”
    carl jung ( 1875 – 1961 )
    --------
    kaynak