dolmuşta para üstü geç gelince yaşanan tedirginlik

• tek başınıza bindiniz, en arkaya yerleştiniz, paşa paşa 20 milyonu gönderdiniz, para üstü bekliyorsunuz. ee? herkesin para üstü geldi, sizinki gelmedi. hemen ortaya atılıp, "benim 20 milyon üstü vardı" diye bağırmak çiğlik olabilir, zira belki de şoförün bozuk parası bitmiştir, öbür cepten para çıkarıp denkleştirecektir. "biraz daha bekleyelim bakalım" denir. ışıklarda filan beklerken şoförün ne yaptığı gözlenir. lakin şoför hiç de bozuk para arar gibi görünmemektedir. mal mal etrafa bakmaktadır. acı gerçekle karşı karşıya kalınmıştır. şoför 20 milyonu unutmuştur. şimdi ta en arkadan bağırmak gerekecektir. belki şans yüzümüze güler diye biraz daha beklenir ama, ı- ıh. hareket yok. şimdi sıra ses tonunu ayarlamaya gelmiştir. öyle bir ses tonu tutturmak gerekir ki ne dolmuş o davudi sesle inlesin, ne de şoförün duyamayacağı kadar tiz bir ses çıksın. gerekli ayarlamalar yapıldıktan sonra ses koyverilir. eğer şoför duyduysa en önemli aşama geçilmiştir artık. yok eğer duymadıysa kriz derinleşir. olaylar gelişir.
• tıp literatürüne "metin fidan tedirginliği" olarak geçmiştir.
• şöförün üstünde bozuk para yoksa ve eğer karşı tarafa ^* geçiliyorsa panik yapmamak gerekir zira para üstü köprüde bozdurulduktan sonra verilir.eğer o zaman da verilmezse şöföre hatırlatma yapmak gereklidir.
• dokuz milyonluk para ustu icin erkenden sarlamak her ne kadar çiğlik olsa da kabul edilebilir bi çiğlik olacaktir. peki ya 100 bin lira icin hatta 50 bin lira icin bu tedirginligi yasamak.
  
  - sofor bey, bizim elli bin vardi, gelmeyen.
  - aman da aman.
  
  edit: altı sıfır atılınca yarak gibi olmuş bu çok afedersin... sik gibi olmuş...
• entel olmayıp halkın bağrından çıkanların yaşamadıkları bir hissiyattır. onlar dolmuşun son durağa gitmesini bekleyip, şoförle birahaneye da kahveye giderler, arada lafı dolandırıp mevzuya getirip "hoca be. bizim bi 20 milyon üstü vardı. hacılamaya gelmeyelim. yer mi anadolu çocuğu" derler. sonra olaylar gelişir.