• içerisinde bulunduğum sabırtaşı yazarların alımıyla yaşanan sorunların biçare yazarların alımıyla yeniden ortaya çıktığı oluşum.

    (bkz: sabırtaşı yazar olmaktan utanmak/@vinca)
  • ekşi sözlük'ü, yönelimi ve idealleri belli bir kitle hareketiymiş gibi düşünme yanılgısına sözlük yazarı bir kere de olsa düşer. buna bağlı olarak bu kitle hareketinin, şaşmadan izlendiğinde bir yere varacak olan raydan saptığını düşünebiliyorsunuz. gerçekte bunun böyle olmadığını, sistemin nasıl işlediğini inceleyerek anlayabilirsiniz. bir kere burada yazar olarak görünüp, ekşi'nin bozulduğunu düşünen kişilerin hiçbiri ekşi sözlük oluşumundan ve gelişiminden sorumlu değil; dahası hiçbirinin sözlükle ilgili fikri önemsenmiyor. içinizden hiçbiri, ekşi sözlük'ün yarın kapanıp kapanmayacağına ilişkin bilgi sahibi değil. yarından bile daha erken bir vakitte, belki ben bu entiriyi "yolla"madan ekşi sözlük'ün başındakiler, ondan para kazananlar siteyi kapatabilirler. sizler bu oyunun bir parçası gibi görünmekle birlikte, aslında oyunun kendisi için hiçbir anlam ifade etmiyorsunuz.

    ssg'nin para oyuncağı hareket ederken gelip, patron edasıyla bile gelecek planlarını size açmıyor. sizin fikrinizi sormuyor. sizi ciddiye almıyor. bunun ekşi sözlük'ün işlerliği bakımından gerekli olduğunu da düşünüyorum; zira ekşi sözlük'ün seyredeceği yolu sizler belirleseydeniz, onu bir düzenden ziyade kaos ortamına sürüklerdiniz. çünkü "siz" homojen bir yığını temsil etmiyorsunuz, normalde birbirinizi boğazlayacakmış gibi entiri girerken de bu düşüncemin sağlamasını yapmış oluyorsunuz. nitekim ekşi sözlük'ün bozulduğunu düşünen kişiler olarak, kendi kapasitenize göre aykırı fikirlerin mevcutluğundan güç alıyorsunuz. sanki sözlüğü yönlendirebilecek yetkiye sahipmişsiniz, sanki geçmişte herhangi bir zaman diliminde ekşi sözlük'ün geleceği üzerinde etkili olabilmişsiniz gibi, şimdi de onun çürüdüğünü düşünerek kurtarmaya girişemezsiniz. daha doğrusu, girişebilirsiniz ama girişiminizin hiçbir anlamı olmaz; görmüş geçirmiş biri olarak söylüyorum bunu, bu sayfalar sözlük kardeşliğinin en görkemli otisabi'sinin bile sözlük müdahilliğini (örn. ekşi sözlük kolektif ignore list uygulaması ; müteselsil sözlük account'u ; ekşi sözlük amdan götten başlık itlaf ekibi/@otisabi vb.) yedi yine doymadı. sizlerin "çürüme", "bozulma", "troller yüzünden okunamaz hale gelme" gibi tespitleri de sözlüğün tozlu raflarındaki klasörlerin içinde yer alarak database'i şişirmekten öteye gidemeyecek. ben ciddiye alınmamanın ya da söz sahibi olamamanın bir sıkıntı oluşturduğunu düşünebilirim ama bana göre asıl sıkıntı, böyle bir yetkinsizliğin farkına varamamaktan kaynaklanan had bilmez arzularla ekşi sözlük'ün mevcut durumunu değerlendirmeye kalkışmakta. o hâlde durumun farkına varıp, onu kabullenmek, onu nafile yere değiştirmeye çalışarak önemsemekten daha makûldur.

    bugüne kadar burada yazan kişilerin ekşi sözlük'ün ekşi sözlük olmasında tek tek katkıları, burada hiç yazmamış olanların yazmaları durumunda sağlayacakları katkılara eştir. ben en azından böyle olduğunu düşünmek istiyorum. açımlayayım. bir kere ekşi sözlük "say" dense, tek tek sayılamayacak kadar çok yazarı bünyesinde barındırıyor. kimin ne kadar katkı yaptığının ölçülmesi, söz konusu kişilerin zihninin kontrol edilmesi kadar güçtür. zira yöneticiler sürekli birilerini kayıtlı okurluktan çaylaklığa ya da çaylaklıktan yazarlığa dönüştürerek, söz konusu kişilerin sözlüğe sağlayacakları katkıları doğrudan yönlendirebilirler (bana kalırsa kayıtlı okurluk nanesi çıktığı andan itibaren ekşi sözlük bu belirsizliğin esiri olmuştur; eskiden daha köşeli ve belirgin bir kitleyle yoluna devam edebiliyordu. şimdi bir ünlü sözlükte hesap edinir, asıl kimliğine laf atar; sonra medya önünde ekşi sözlük'ü bu yazılandan ötürü kınar. bu, çok mu na-mümkün?). bu benim veya başka bir sözlük yazarının sözlükten atılması kadar önemli bir netice doğurur; zira eskiden yazmayıp yeni durumda yazma imkânına kavuşan her bireyin sözlüğe ne katkı vereceğini bilmiyoruz. bunu hesap edemediğimiz gibi, değişkenliğini hem nicelik hem de nitelik olarak koruyan mevcut yazar kadrosunun toptan değiştirilmesi sonunda bile yeni gelenlerin ekşi sözlük'ü nereye götüreceğine ilişkin bir bilgi sahibi değiliz. ben buradan şöyle bir sonuca varıyorum:

    ekşi sözlük bir netice, bir ürün, bir meyve, bir varılan şehir, bir koparılan çiçek, bir ölümdür. ekşi sözlük buraya kolektif bir bilincin sürüklemesiyle gelmiş gibi duruyorsa da, bu gelmişlik aslında başından itibaren tesadüfîdir. ssg ne kadar başarılı bir yönetici ya da spekülatör olursa olsun, onun bile kontrol edemeyeceği bir sanal realiteden bahsediyoruz. ekşi sözlük bir gazete, dergi ya da televizyon kanalı olsaydı kolektiflikteki gizil gücün bir anlamı olurdu; ancak para ödemeden, neredeyse sıfır emekle, sadece tuşlara tıklayarak (kimi kere gazetenin sayfalarını çevirmek bile zordur değil mi?) ulaştığınız ve size bazı özel durumlar dışında, ne kadar katkı sağladığı bile belli olmayan getirileriyle bu ortam sanal okyanustaki ıssız bir adadan ötesi değil.

    burası sanki kadim bir şehirmiş de, siz de onun -başka memleketlerde yaşayanlardan sizi ayıran- vatandaşlık haklarıyla donatılmış bireyleriymiş gibi düşünüyorsunuz. oysa bu ıssız adanın sakinleri, bedene sıkışmış ruh gibi, -gerçekten de- nicklerinin ardına gizlenmiş gerçek karakterlerden oluşuyor. ve bu gerçek karakterler bir gün bu oyunu oynamaktan sıkıldığında, içinde sıkışık kaldığı bedenden kurtulan ruh gibi, nicklerinden sıyrılarak gerek moderasyonun izniyle gerekse yönlendirmesiyle başka başka nicklerle gelip burada başka bir oyunun parçası olabilir. benim neredeyse 6 senede oluşturduğum jimi the kewl kimliğimden sıyrılıp, başka bir kimlikle sizleri kandırmam 2 dakikamı alır. spekülatif bir başlık açarak hakkımda bir günde onlarca yazı yazılmasını sağlayabilirim; çok basit:yeni spekülatif nickimle 2 yaşındaki kızların başını örtmesi gerekliliği şeklinde bir başlık açmam demek, bunun en azından o gün boyunca beni ekşi sözlük'te meşhur kılması, sözlüğe giriş çıkışlarda da -istatistiği tutanların rahatlıkla görebileceği gibi- artışın gözlemlenmesi demektir. bu durumda bu şer yuvasından para kazanan ssg, benim yeni spekülatif kimliğimi, 6 senede oluşturduğum eski, köhnemiş kimliğime tercih edecektir. çünkü ben onun cebine dolaylı yoldan da olsa para kazandırmış oluyorum. böyle bir durumda, -şimdi olduğu gibi- "sözlük çok bozuldu" diyenler çıkar; ama onlar için sözlük tıklanıp birkaç dakika belki birkaç saat, belki gün boyu, belki bir hafta boyunca, belki aylarca... hiç fark etmez, kısıtlı zamanda eğlenmek, zaman geçirmek anlamını taşırken; sözlüğün sahibi olan ssg için sözlük bir yatırım olarak kalacaktır. siz uykunuz gelince, sözlüğü kapatıp yatıyorsunuz; oysa girişler çıkışlar, reklamlar, şunlar bunlar bu mekanizmanın 24 saat, haftanın 7 günü işlediğini gösteriyor. yani sözlük dinamik şekilde işlerken, ondan gelecek gelire bel bağlayanlar için "uykum geldi, yatıp uyuyorum" deme imkânı yoktur. ekşi sözlük benzinlik gibi, 24 saat açık. "ekşi sözlük çok bozuldu!" nidanız da "petrol ofisi çok bozuldu!" nidasını andırıyor. bu benzinliği kurarlarken size sormadılar, yıkarken de sormayacaklar. hiç düşünüyor musunuz, bu kadar bozulduğuna kanaat getirdiğiniz sözlüğün senelerden beri "sürekli" açık olduğunu? bunu göz-ardı etmemek lâzım, zira sözlük kime ne kadar katkı sağlayacağı belli olmadığı kadar, ne zaman sonlanacağı da belli olmayan bir markadır.

    bu "süreklilik" kendi içinde bir "son" yaratacaktır ama o "son"un ne şekilde geleceğini önceden kestirmek güç, zira dediğim gibi ssg'nin bile kontrol edemeyeceği kaypaklıkta bir zeminde "sürekli" açık kaldığı için, konjonktürden bağımsız olamaz. gün gelir talep olmaz ya da talepler karşılanmaz; gün gelir sözlük başka bir vecheye bürünür; gün gelir pat diye kesilir; işte biz bunu öngöremeyiz, patron bile öngöremez. etiyle, kemiğiyle, kanıyla yaşayan insanların bile yarını belirsizken, ne kadar çürüdüğü anlaşılamazken tutup böylesine kaypak bir zeminde seyreden bir sanal ortama don biçmeniz tümüyle sizin kendi işgüzarlığınızdan kaynaklanıyor. sanki bugün şikayet ettiğiniz, trol diyerek aşağıladığınız kişilerin, yere göğe sığdıramadığınız nazmiye demirel, ibrahim tatliseks ya da delikan17 gibi nickleri kullanan kişiler olma ihtimali yokmuş gibi davranıyorsunuz. dediğim gibi ben de 6 senede oluşturduğum bir sanal karakteri, 2 dakikada başka bir spekülatif karakterle örtebilirim. önce şövalye ruhunu andıran bir veda yazısı yazarım, hesabımı kapatırım (sözlükte bu şekilde yazılmış veda yazılarına bakın; bunlardan bir kısmı nick değiştirdiklerini itiraf etmiş olabilir, ayrıntıya gerek yok, olayın kabası önemli) ve 3 sene önce bir şekilde edindiğim diğer hesapla ortamı canlandırırım ve ssg'nin cebine birkaç banknot da ben koymuş olurum. belki şimdi şikayet edenlerden küfür yerim ama unutmayın ki, hiçbir küfür hedefine ulaşmaz, ulaşsa küfür olmaz (özdemir asaf böyle diyebilirmiş, ama dememiş, ben diyorum).

    kontrol edemediğiniz ve edemeyeceğiniz bir halatı tutmaya kalkışmayın. sanal ortamın izin verdiği kaypaklığa uygun olarak, ekşi sözlük önünüze ne koyarsa ondan yemeye devam edin. ve kimin hangi nickle ve karakterle neyi yazmış olduğuna, bana güveniyorsanız eğer, çocuk gibi kanmayın. eskiden 24 saatini sözlük başında geçiren insanların, 5 dakikalık bir veda yazısıyla daha reel bir yaşama adım attığını düşünebilecek kadar saf olmayın. çok dansöz var mı bilmiyorum ama çok bukalemun olduğu kesin; böyle hyper bir ortamda da bukalemunluk geçer akçedir. yukarıda bir yerde dediğim gibi, bu oyunun bir parçasıymış gibi görünseniz de, aslında sizin ekşi sözlük'te hiçbir değeriniz yok. bunu daha da pesimist olun diye demiyorum, aksine optimist bir tevekkülün, bir içe dönüşün komplike takıntılarınıza çare olacağını sanıyorum. işe kabullenmekle başlayın.
  • kollektif tepkinin yanlış tezahürü derken de tam kastedilen işte bu. ssg'nin çıkarlarını hesap etmek gerekliliği bir yerde. buranın ticari kaygılarla yürüdüğünün, biz yazarların babasının hayrına işlemediğinin bilincinde olmak ayrıca. deniliyor ki (ben diyorum ben eheh) trollerden yüzünden buradan soğuyorsan, soğudunu belli et be kardeşim. bana veya trole değil bizzatihi ssg'ye. bu kadar rahatsız oluyorsan trol trol trolölö diye bıdı bıdı etmek yerine, girmezsen şu sözlüğe.. görüceğiz ssg ne yapıyor.. ne zenci bırakır ortamda, ne kayser soze, ne peder zickler. sözlük formatına troller yazamaz diye kural bile koyar.

    soğuyorsan yukarıdaki çarpıya basacaksın bitecek.. tivıtır mivitır takılacaksın.

    zaten yapılabileceği anlatmıyorum da işte yapılması gereken benim yazdığım. elbette sinirler bozulmadan, olanlara aldırış etmeden buralarda takılmak, elde kalanlardan yapılabileceğin en iyisi yazar ve sözlük için.
  • cliff burton öldüğünde bitmişti zaten olayı. aaa pardon lan yanlış başlık bi dakka..
  • türkiye mozaik halinde ve ekşi sözlük de onun minimalize edilmiş hali. kavgacısı, sapığı, eliti,fakir anarşik(!)lere karşı elit olmadam elitist olmayı seçeni, buraya sadece eğlenmeye, gırgıra geleni, kendini böyle yerlerde ispatlamaya çalışanı (eldeki tek mecra bazen bu olduğundan kelli), aklındaki sorulara cevap arayanı, soru soranı, cevap vereni, hayatı seveni, kendine inanmayanı, tanrıya inanmayanı (aynı şey zaten çoğu zaman ama neyse konumuz bu değil şimdi), devrimcisi, sosyalisti, kapitalisti, politik dışı gündem arayanı.. her şey işte. tek unutulmaması gereken buranın bir sözlük olması değil, ekranı kapatıp kendinde gördüğün manzaradan hoşnut kalıp kalmadığın.
    buraya geliş amacınla örtüşüyorsa ekşi sözlük tam bir hayat bilgisi dersi.
  • üzerinde güneş batmayan internet sitesi.
  • cılkı çıkmıştır. eskiden (eskiden diyorum. 6. nesil bir yazarım haziran 2004 den beri buradayım) pc başına geçildiğinde ekşi sözlükte entry girme anı heyecanlı idi. sözlük gerçek vasfı olan kutsal bilgi kaynağı olma özelliğini yitirmemişti, yani saftı.

    ama artık bu özelliğinin yanına başka durumlarda eklendi. mesela ego tatmini, mesela ilgi çekmek pahasına aptalca başlıklar açma, mesela dinci veya laikçi veya atmosferik yarrak metalci olmadığı halde, kendini o düşüncedeymiş gibi gösterip ultra salaklıkta başlıklar açıp karşı tarafın olabildiğince antipatisini kazanmak, ortalığı kızıştırmak ve ondan sonra da peşinden onlarca entry girilmesine engel olamamak.

    eskiden sözlük de yazarım dendiğinde piyasada bir havası vardı. hem ekürilerinin çoğalması, hem de bu tür durumlara sözlüğün gebe olması onu türünün en iyisi olduğu halde sallandırmaya başlamıştır. bu çok açık bir gerçektir.
  • dokuzuncu nesil biçare yazarlardan biri olarak, entry kalitesinin epey düştüğünü hissettiğim oluşuma verilen isimdir. birkaç haftalık yazar olmama rağmen on yıldır her akşam takip ettiğim yerdir burası. hatta normal hayatta anlamını bilmediğim şeyleri bile google a veya wikipedia ya değil ekşisözlüğe sorarım. fakat bazı entrylerin din, siyaset, cinsellik ve spor tartışmalarından ibaret olduğunu görünce ve hatta "ne kadar komiğim değil mi?" çırpınışlı entrylere rast gelince düşünmeden edemiyorum :

    `bu saçmalıklar, ne kadar önemli entrylerin yerini işgal ediyordur kimbiliroysa ki unutmamalı ;suyun parasını ödeyebiliyor olmak, onu har vurup harman savurma özgürlüğünü vermez`.
  • sozlukle ilgili sikayetlere aslinda yonetim cevap vermistir fakat cogu kisi bunu gorememekte. entry kalitesi dustukten sonra bir duralim once bir duzeltme yapip sonra yolumuza devam edelim dememistir bu sozlugun yonetimi. onun yerine daha da fazla yazar alalim, hatta alirken de ugrasmayalim topluca aliverelim demistir. bu da onceligin kalite degil hit oldugu gerceginden baska birsey degildir. gun gelir yeni yazar olmak isteyenler giden yazarlardan daha az olur iste o zaman birseyler yapilir. ama o noktadan eskiye geri dondurulebilir mi iste orasi supheli.
hesabın var mı? giriş yap