monkey man

• çekimler kötü, hikaye uyduruk, dövüşler tam bir j.wick taklidi. patel yazmış yönetmiş ama değişik bir tat yakalayamamış. her detayı birden sunayım diyip arka arkaya sıralayınca iş acemice olmuş ve ortaya hint usulü john wick çıkmış. uzatmış durmuş konuyu. gereksiz yere dram ve flashbackler mevcut. lüzumsuz bir film.
• sanırım, hollywood yetkililerine başkanım beni al diye seslenmek istemiş olduğunu düşündüğüm, 2024 yılı dev patel yapımı filmdir.
• hikayesi conan the barbarian (1982) filminden aşırılmış. conan'da, thulsa doom ve adamları conan'ın köyünü basar, babasını ve annesini öldürür. conan köle olarak satılır, bir kafes dövüşçüsü olur, kaçar ve thulsa doom'un tarikatını dağıtır, finalde "seni ben yarattım, sen benim oğlumsun" diyen doom'u öldürür.
  
  burada thulsa doom olmuş baba shakti, monkey man de conan işte... köyün tarikat tarafından basılması, liderin kötü yardakçıları, anneyi kaybetme travması, kafes dövüşlerinde yetişme detayı, intikam vs. aynı olay örgüsü...
• sinemada izleseydim farklı olur muydu bilmiyorum ancak iyi bir ses sistemi ve büyük bir ekranda 2160p izledim; cık…
  
  bir iki aksiyon sahnesi dışında hiç bir skimi yok. onlar da meh.
  hatta sıkıldım bile!
  film içinde göndermesi bile var ancak jw ile mukayese dahi edilemez.
  
  6/10
• bir başka gerçeklikten uzak intikam pornosu
• ne yazık ki vasatı aşamayan bir filim. konusundan aksiyonuna, dövüşlerine, kurgusuna dek her şeyi başka filmlerden alınma. misal bir dövüş sahnesini izliyorsun, "the villainess'takini hatırlatıyor", silahla vurulup denize düşme sahnesini görüyorsun, "aa bourne ultimatum'u hatırlatıyor" diyorsun, bazı dövüşler ve sahneler the raid'i hatırlatıyor, sıklıkla john wick akla geliyor. yani özgün bir tarafı pek yok. aksiyon ve dövüş filmlerini alıp memleketine uyarlamış patel. bunun dışında sorun heyecanlı olacak sahnelerde bourne'da kalması gereken shaky camera'yı sıklıkla kullanması. bu lanet kamera kullanımı heyecanı öldürüyor, sahneyi gerilimli hale getirmiyor sanıldığının aksine. bir diğer sorun da slow-motion ve şimdiki anla geçmişteki anları miksleme mevzusunda aşırıya kaçması. 2 sahnede 1 elemanımızın travması tetikleniyor, geçmişten parçalar ekrana geliyor. aksiyonda sürekli slow-mo kullanma da heyecanı gebertenlerden olmuş. ama burada durup bir sahneyi övmeliyim. karaktere afakanlar basıp da kendisini dışarıya attığı sahnenin kurgusu oldukça iyiydi. ocaktaki ateşle geçmişte köyündeki ateşi mikslemesi, ortamdaki bedenlerle köyündekileri karıştırması ve nicesi... bu sahne oldukça iyi ama sorun bunu sık tekrarlıyor.
  
  bir başlangıç olarak vasat olsa da patel ileride daha iyi filmler yapabilir. ama "ben aynı zamanda senaristim de. tek başıma yazabilirim" dememeli, deneyimli senaristlerle çalışmalı. john wick'e dönersek... hayır, jw'den iyi değil. yapmayınız etmeyiniz, jw'nin dövüş, çatışma ve aksiyon sahneleri çok daha iyi. zira jw yüksek bütçeli bir hollywood filmiyken bu film çok zor şartlarda meteliğe kurşun atılarak çekilebilmiş bir film. o yüzden acemice bulunmasının bir sebebi de bu aslında. öyle işte.