112 entry daha
  • düşünce özgürlüğü üzerine değişik düşüncelere kapılmış bir kaç yazar var bu ülkede. bunlardan biri; ermeni bir roman kahramanının gözünden türkiye’ye küfür ederken; zihninde oluşan altyazıların cehennem sıcağında ki bir topluluğa ulaşmasında ki basit mutluluğu duyumsayamıyor. odasında ki tüm posterler toplanmış ve artık müzik çalmıyor.otobanlar ülkesi veya rosselini'nin sigara içişinden söz etmiyorum. didaktik olanın çokça toplumsal gevşemenin hiçsel bir ahlakı olarak görüldüğü post modern gevezeliklere gebe kalmışken. denizi özlemekle, o denizin boğulduğu ülkeyi özlemek arasında ki kalp bağını küçümsemeden; sadece bir düz mantıktan söz etmek istiyorum. south park'ın amerikan ana yasasında ki küfür etme özgürlüğünü sömürmesinden yola çıkan ilk okul 4 çizgileriyle, yaşlandıkça faşist bir tutumun esiri olan hamsun'un müthiş aşk mektupları arasında bir yer bu. celine'in sonsuz şaşkınlığı. ve bir cesaret anı; o yazarın bana verdiği ilham: ben de bir kitap yazıp; o kitabın uzaylı kahramanıyla günümüzün bir kadın yazarı arasında tuhaf ve erotik bir hikaye ağı yaratmak istiyorum. bunu fikir özgürlüğüne sığınarak yapacağım. bu kitapta yazılanların gerçek kişiler ve kurumlarla hiç bir al...vs...vs. adı "piç, baba ve yeşil adam" olacak. bukowski'nin "sapık"ında olduğu gibi, okuyanların morali bozulacak, bana küfür edecekler. beni dava edecekler. benimle değil, bana gülecekler...

    bu ülkeyi kendi malıymış gibi görenlerden hazzetmiyorum. kuşlar için sınır tedirginliktir. tüm uzaya çıkan astronotların dile getirdiği gibi, oradan her şey: "bütün" hiç bir şey iktidarın değil. hiç bir şey iktidar değil. kimlik sana onların verdiğidir. bir insan olarak doğdun, sonra türk, ermeni, ugandalı oldun. bunlar sana ait değil-içinde-/ama dışında da bir girdap var ne yazık ki. tuhaf moda akımları-bu ülke de, bu ülkeye küfür etmek/para ve ün demektir. ben para ve ün istemiyorum. yapmak istemediğim şeyleri, gitmek istemediğim ülkeleri düşündükçe yoruluyorum.

    19 ocak 2007 cuma günü bir arkadaşım bıçaklandı. sanırım önünü kesenler kolunda ki saati beğenmemiş. "damarı ıskaladı." dedi. şaşkındı. ölseydi üniversite mezunu, sıradan bir insan olarak ölecekti. siyasi kimliği yoktu. altın bir saati olmadığıda ortaya çıktı. cnn veya bbc ona geçmiş olsun demedi.

    tarihi hatırlamıyorum. bir kaç sene önce, ispanya'da arabaya iki ermeni çocuk aldım. onlar benim türk, ben onların ermeni olduğunu bilmiyordum. yanımda ispanyol bir kız vardı. o hiç bir şey bilmiyordu. altı kilometre sonra herkes, herkesin kim olduğunu çözmüştü. ermeni çocuklar resmen titriyordu; onları beynini yıkayan eğitim sisteminin psikolojik uzantılarından resmen tiksindim. onları kente bırakıp, kendi şehir haritamı verdim. bir kaç alternatif hostal önerip iyi tatiller diledim.

    makedonya'da uziyle girilmez işaretini önemsemedim. yanımda silah yoktu. balkanlarda kendimi hiç yalnız hissetmedim. ispanyollar, fransızlar amerikalılar için resmen ayrım göz burkuyordu. tek siyah amerikan başkanı david palmer ve boktan bir filmde morgan freeman'dır. hollywood sosyolojik boyutta olayı eşitler. uykuda uyanan bilinç altıdır. bir imgenin felsefi açılımından kırılan tarih fikri bir kuşağı korkusuzca uyutabilir. ingilizlerin sömürgelerinde küfür ettiği insanlar gördükçe(-okudukça demiyorum. ben burada deney imlemediğim bir şeyi yazdığım anda sen onu tutuşturabilirsin. benimle aynı fikirde değilsen de yakacaksın bu kelimeleri; ama bir dur soluklan hele, çünkü ben kimseyle aynı fikirde değilim. midem hariç-) veya fransızların gömlek cebinden sana bakan üçüncü gözlerini...

    bir irlandalı bana dedi ki: (derby'de 74'te insanlar öldürüldü, bu bir zorunluluk, yani bana diyecek, merak edecek) "siz ermenileri kesmişsiniz. hepsi ölmüş." "vallahi" dedim "bu konu hakkında pek bir şey bilmiyorum. bir çok ermeni komşum var ve onlarda bana bir şey çıtlatmadılar. yurda dönünce arkadaşlara sorup seni ararım" tabi aklıma gelmedi, eğer bu bir soykırımsa nasıl komşularım oluyor, beraber basket oynuyoruz, dondurma yiyip, kızlara sulanıyoruz. yaş küçük henüz. -tabi şu an daha saf ve daha aptalım- ama medya yok, bir refleks oluşmuyor. kıçı kırık avrupa birliği henüz saçını taramakta. banyodan yeni çıkmış; üzerinde bir şey yok...

    paradigmanın faşist bir dikeyin kanadından kanamış olmasının ekşi kelimeleri bu diyorsun. hain bir cinayetle ne ilgisi var?

    merak etme bir ilgisi yok.
229 entry daha
hesabın var mı? giriş yap