172 entry daha
  • depreme hazırlık diye bir şey vardır. bu depreme de hazırlıklı olmak gereklidir. senden benden bahsetmiyorum tabii, devletin hazırlığından bahsediyorum ve bunun nispeten de olsa yapıldığını iddia ediyorum.

    öncelikle pek çok kereler duymuş olduğumuz kentsel dönüşüm projeleri var. her ne kadar hükümeti ve pek çok icraatlarını tasvip etmesem de toki'nin yaptığı işleri beğeniyorum. ciddi ciddi çalışıyor adamlar. bildiğim kadarıyla cumhuriyet tarihinde yapılandan çok daha fazla miktarda konut yaptılar şu son 10 yılda. alt ve orta gelir grubu için yaptığı konutları işçilik açısından pek beğenmesem de taşıyıcı sistem tasarımlarını ve depreme dayanıklılık adına tespit edilen malzemeleri* bir inşaat mühendisi olarak yeterli buluyorum. üst gelir grubu konutları ise zaten sorunsuz ancak bunların hemen hepsi şehir merkezine uzaklar.

    benzer şekilde kiptaş'da istanbul için ciddi bir yapılanma sağlıyor. bu yapıların hemen hepsi sağlam yapılar. dışını, içini, yerini, tipini, otunu, bokunu beğenmeseniz de sağlamlığına laf etmek yanlış olur. depreme hazırlık için yapılabilecek en doğru adımlar atılmaktadır. ayrıca toki ve kiptaş haricinde büyük firmaların yaptığı konutlar da mevcut ve ne yazık ki evet, onlar da şehir merkezine uzaklar.

    bize düşen kısım ise bellidir. eğer canımıza önem veriyorsak şehrin göbeğinde oturma fikrinden vazgeçeceğiz. tamam pek çok kişi için zorunlu durumlar var ancak zorunlu olmadığı halde; sırf daha az yorulayım, yollarda vakit kaybetmeyeyim diye düşünerek şehir içinde oturmaya devam eden insanlar çok çok çok fazla. metrobüs güzergahına yakın ya da ulaşım açısından çok sorunlu olmayan bölgelerde mis gibi toplu konutlar var. hiç de öyle düşündüğünüz gibi varoş ortamlar değil pek çoğu. en azından şu an oturduğunuz evlerden sağlam ve güvenliler. kapılarında bekçi, etraflarında çitler var. otopark sorunu yok. yani sadece deprem için değil, standart yaşam için de gerekli güvenliği ve konforu sağlayan yapılar bunlar.

    hayatımın yaklaşık 25 yılını mecidiyeköy'de geçirdim. son 5-6 yıldır şehir merkezinde yaşamıyorum. şehir merkezinden uzaklaşmamın en büyük sebebi bu dandik binalardır. sırf ben değil, ailem de sayemde şehir dışında yaşıyorlar. şehir dışı dediğime de bakmayın ayrıca, her yere tek toplu taşıma aracıyla ulaşabileceğiniz yerler bunlar.

    örnek vereyim, daha iyi anlaşılsın. 3 sene boyunca başakşehir'de oturdum. verdiğim kira ile istanbul'un merkezinde oturabileceğiniz yerler köpek bağlasan durmayacak formatta yerlerdi. ya iğrenç izbe bodrumlar ya da karanlık giriş kat dairelerdi. azıcık zora katlandım ama geceleri rahat uyudum en azından. şu anda başakşehir'den daha da uzak bir yerde oturuyorum ve başakşehir'den daha az kira ödüyorum. avantajlarım ise şunlar: öncelikle can güvenliği, açık kapalı yüzme havuzu, basket sahası, tenis kortu, 24 saat güvenlik, otopark, temiz hava, bol gıda... v.s.

    tamam bu işler garanti değil elbet. ölüm her an kapımız çalabilir ancak biz ölümden ne kadar uzak durmaya çabalıyoruz bir de ona bakmak lazım. hiç düşündünüz mü bunları? can güvenliğiniz için günde belki 1-2 saat fazla yol yapmayı göze alabiliyor musunuz? alamıyorsanız boşa söylenmeyin bence.

    dip not: yukarıda söyledim ama gene tekrar edeyim de yanlış anlaşılma olmasın. şehir merkezi dışında oturması ciddi derecede zorluklar yaşatacak insanlara değil lafım. sikinin keyfine gülbağ'da, beyoğlu'nda, kadıköy'de falan oturup "barlara, avm lere, stadyuma, denize yakın ama abi yeaa" kafasındaki insanlaradır. kusura bakmayın ama oraların yıkılıp yeniden yapılanması pek mümkün olmadığı için kentsel dönüşüm yapılıyor ve şehir merkezi dışa kaydırılıyor zaten. oralara sıra gelmesi en az 20 yıl yani. o zamana kadar da oralar şehir merkezi olmaktan çıkmış bile olabilir.

    dip not2: istanbul avrupa yakası için sağlam konut bölgesi önerileri isteyen kişiler mesajla ulaşabilirler. elimden gelen yardımı ya da yönlendirmeyi yaparım.
8774 entry daha
hesabın var mı? giriş yap