• recep tayyip erdoğan'ın köln'de almanya'da yaşayan türklere yaptığı konuşmada yaptığı saptama. yürekten katılıyorum, asimilasyon bir insanlık suçudur ve durmadan işlenmektedir. nerede mi: tabii ki papua ve yeni gine'de.
  • bu iddiayı yaparken tayyip'in kaygılarını iyi anlamak gerek. kendisi gurbetçi türkler'in türklük bilinçlerini yitirmelerinden değil maneviyat* değerlerini kaybetmelerinden korkmaktadır. bunu daha en baştan not olarak belirtelim ve konuya girelim.

    öte yandan, anti-asimilasyon gerzeklerinin devri çoktan kapandı. 1970'lerin sonundan itibaren avrupa solunun argümanlarından biriydi bu, çok kültürlü yaşam saçmalığı. 2000'lerde bu politika paralel toplumlar olarak avrupa'nın götünde patlayınca, anti-asimilasyon pıtırcıklarının sesi kesildi tabi. bugün almanya'da okullarda türkçe konuşmak dahi cezaya tabi. halbuki en baştan, daha oturaklı bir program izlenseydi, türk toplumunda vücut bulan ve gelişmenin önünü tıkayan olgulara çok kültürlülük adına müsade edilmeseydi, şimdi oradaki türkler de iki arada derede kalmış, çürümüş bir toplum görüntüsü vermeyecekti. şanslı bir türk'ün kaderi liseyi terk edip babasının kebabcı dükkanında işe başlamak ya da ortalama bir türk'ün kaderi ise işsizlik parası ile geçinip, sokaklarda çekirdek çitletmek olmayacaktı.

    ha, tabi asimile olmadılar ya, o süper işte!

    bugün, 50 senedir almanya'da yaşayıp, almanca'nın ve dahi almanya'nın a'sından haberdar olmayan bir kitle varsa bunun sebebi sadece çok kültürlülük palavrasıdır.
  • kendini dünya nın merkezinde tanımlayınca kabul etmesi zor gelen iddia. nedir yanılgı? asimilasyonun sadece türklere yapıldığı ve türklerin bunu kötü bir şey gibi algılayarak kendilerini koruma adına, savunma güdüsü ile asimilasyona set çektiği yanılgısıdır. zorunlu seçmeli asimilasyon kötü bir şeydir. üstelik "aktif " asimilasyon tarihi çok gerilere gitmeyen, modernizmin getirdiği merkezileşmenin, kerameti tekleşmede arayan yanlış bir anlayışın getirdiği bir felakettir. bu felaketin farkına varan ülkelerde, belki asimilasyonun başarıya ulaşmasına müteakiben, belki de yaptıklarının gerçekten anlamsız bir saçmalık olduğunun farkına varmalarından bundan vazgeçmeye başlıyor.

    yeryüzünde ve avrupa da asimilasyona uğrayan sadece türkler değil. üstelik orda asimilasyonu tercihli olarak seçmiş ve orda kalarak yaşamayı seçmiş olanların dışında da asimilasyona tabii tutulan onlarca halk vardı 1970 lere kadar. ispanya da katalanlar, basklar, oksitanlar. fransa da bretonlar, korsikalılar, oksitanlar, basklar, almanlar. ingiltere de irlandalılar, iskoçlar. italya da sardunyalılar, sicilyalılar ve daha ülke ülke sayılabilecek onlarca halk zamanında üniter devlet içerisinde asimile edilmek istenmiş ve büyük oranda da başarılı olunmuştur. ama bugün itibari ile baktığınızda çok kültürlülüğün modası geçmek yerine, ki saydığım çoğu halkın asimile edilmeye çalışıldığı halk ile aralarında dil dışında, ki çoğu zaman bu alanda da çok fark yok, çok farkları olmamasına rağmen, bugün daha da güçlenmiştir. sadece avrupa da fransa ve türkiye dışındaki ülkeler dışında muhalefet görmeyen, ama fransa da zaten büyük oranda uygulamaya geçmiş iki sözleşme bile bu yanlıştan dönülmeye başladığının en büyük delili.
    (bkz: ulusal azinliklarin korunmasi cerceve sozlesmesi)
    (bkz: bolge veya azinlik dilleri avrupa sozlesmesi)

    tabii ki bu yargının daha bir ay önce kürtler haklarını verirsek diğer halklarda istemez mi, diyen bir kişinin ağzından çıkmasında görenler için nice çelişkiler vardır. tabi ki surda gedik açmamak, yapılan yanlışı kabul etmeme kaygısı ile, tüm ülkelerin yerinde saydığını, bugün hala yanlışa ortak olduğuna inananmak, yanlışın üstünü örtmeyecek, tersine yanlışı yanlışla düzeltme kaygısı olacaktır.
    (bkz: entegrasyon)
    (bkz: asimilasyon ile entegrasyon arasindaki farklar)
hesabın var mı? giriş yap