• her randevuya da yapılır mı kardeşim sorusunu sorduran ve nedense bence tıp literatürüne girmesi gereken bir olgu. bu hastalığa sahip olduğundan şüphelendiğiniz tanıdıklarınızı en fazla beş dakika bekleyip sonra haber vermedikleri takdirde ekmeniz ve bu konuda da herhangi bir pişmanlık duymamanız önerilir.
  • bu bekleten insanlar her nedense bunu kendilerin bir hak olarak görmekte ve fakat kendileri bekletildiği zaman zıvanadan çıkmaktadır..
  • şu an yoldayım,
    onbeş dakka sonra ordayım bilinen yalanlarıdır.
  • varoluş durumu olan bir hastalıktır. vardır böyle insanlar, sanırsın ki saatlerin geri kaldığı bir ülkeden gelmişlerdir. kimisi bilerek geç gelir ki, beklemesin, kimisi de iyi niyetlidir aslında ama gözlerinin önünde ilgilerini çelecek bir sürü şeye takılırlar. ahmet de beklesin dursun orada, arkadaşı gelecek de buluşacaklar... daha çok beklersin oğlum ahmet.
  • bazıları dünyaya da beş on gün geç gelenlerin hastalığı.
  • assolist hastalığı da denir. olay geç kalmak değil, yerini alması için seyirciye* vakit tanımaktır.
  • basta bu davranista bulunanlar tarafindan olmak uzere her ne kadar hastalik olarak tanimlansa da, benim "bekleyene saygisizlik ya da ona önem vermemek" den baska hicbir sekilde tanimlayamadigim davranis seklidir.

    ispati basittir.

    bu kisilere,

    1) "son on ucak yolculugundan kac tanesinde havaalanina gec gittigin icin ucagi kacirdin?"
    2) "okuldaki son on final sinavindan kac tanesinde sinava gec gittigin icin dersten kaldin?"

    sorularindan kisiye uyan bir tanesini ve

    3) "benimle olan son on randevunun kac tanesinde zamaninda gelmedin?"

    sorularini sorun (ya da kendiniz arastirin). bu kisilerin ilk iki soruya verdigi cevaplardaki ortalamanin 0-2 araliginda, son soruya verdikleri cevaplarin da 7-9 arasinda degistigini görürsünüz. teorinin ispati burada biter.
  • bu hastalığın karşı tarafa pek yansımayıp muzdaribini yiyip bitiren bir yönü vardır. yani buluşmaya fazla geç kalınmaz ama yetişilene kadar ölünür. randevuya daha saatler vardır diyelim ki, kişi sakin sakin oturur. yemeğini yer, kahvesini sigarasını içer, bi yandan da hazırlanmaya başlamak üzere gözü saattedir. saat kafadan biçilmiştir zaten, bi saat içinde giyinilip süslenilip evden çıkılabilirdir. lakin bu hastalığa sahip kişilerde ilginçtir; saati iplememe sorunu vardır. yani bakarlar saate, içlerinden mütemadiyen hadi kalk artık derler ama yok, kalkmazlar. geç kalıyosun güzelim yine hayırlı olsun derler kendilerine. yine kalkmazlar. iki ayağın bi pabuca girecek bak derler. hayır, olmaz. hazırlanma süresini kafalarında tekrar hesaplarlar. şunu şu kadar sürede halledebilirlerse, şunu şunu da yapmayıverirlerse (gelince yapılacaklar listesine eklenir ve genelde yapılmaz) yarım saatin yeteceğini düşünürler. eh şu halde hala rahat rahat tellendirebilmeleri için 10 dakikaları vardır. kahve suyu da kaynamaktadır bi yandan. halbuki buluşma yerinde olmaları gereken saat oldukça yaklaşmıştır. ufff yani allah akıl fikir versindir böylelerine.

    o değil de, ben yine geç kalıyorum.
  • - nasıl sonuçlar doktor bey, neyim var?
    - geç kalma hastalığına yakalanmışsınız...
    - tedavisi var mı peki, kurtulur muyum?
    - geç kalmışsınız...
hesabın var mı? giriş yap