• hayatta sıkılmaktan farklı olarak yapılan hayat tanımlamasına göre değişen durum. hayattan sıkılan insan yaşamı boyunca gerçekleştirdiği çoğu eylemden sıkılan bünyedir bir anlamda. halk arasında yaygın kullanımıyla boşluğun batmasından çok kişinin hayati hoşnutsuzluğudur belki de.
    bu yazıyı yazarken bile sıkı...
  • ucundan kiyisindan her$eyden azicik ya$amak, suratle kacmaktan bitap olup yine de kalender gorunmeye cali$mak,maximum onem arzeden hallerden gipta edilen sakinlikle uzakla$mak,apoletleri sökülmü$ bi komutan gibi hukmetmek.*
  • her seyi sanallastirmakla baslayan ve kisinin kafasinda simge durumuna kucultulmus bir adet insanlar ve zamanla oyna butonu bulunmasiyla gelisen durum.

    "ne farkeder ki?" sorusunun, karsilasilan tum sorularin maymuncugumsu yaniti olmasi semptomunu da beraberinde getirir. kendine acimaya baslamak ve sadece durmak* istemek, aglamaktan artik aglayamamak, kacmaya calistikca kendine yakalanmak, kimsin e verecek dogru cevabi bulamamak*, gozunde tum zamanlarin, her seyin ve herkesin aynilasnasi ve butun hislerinin (ya da hissizliginin) kronik bir hal almasi... her seyin multiplayerli bir oyun oldugunu farketmek, tum oyunlar gibi belli kodlara dayandigi icin benzer inputlarin benzer outputlari vermesinden sikilmak. load tusunu aramayip bulamamak...* ardindan escapei aramak, bulmak... sonra elindekinin zaten tek tuslu bir konsol oldugunu farketmek; ama hala bir gun bir anda bir seylerin aniden tersine donebilecegi masalina inandigindan tusa basmayi ertelemek. bi nevi genis olay orgusu ve dongusu...
  • cogu insanin yalan yere , bos yere soyledigini dusundugum sey. cogu zaman insanlarin ilgisini cekmek icin kullanilan iki kelime. yuksek dozlusu ise yasamak istemiyorum dur. dolmusta gerceklemis bir olay;

    abla dolmusun arka tarafinda muhtemelen ileride sevgilisi olacak abinin daha da ilgisini cekmek icin hayattan sikildigini soyluyor. yasamak istemedigini falan da soyluyor ve nihayet abinin ilgisini fazlasiyla cekiyor. onde oturan ben kendimi hayalliyorum film kareleri halinde. siddet iceriyor anlatmayayim bari. neyse boylelerinin gercekten hayattan sikilmasi mumkun degildir. ne yasadinda neyinden , hangi kismindan sikildin.
  • her gunun bir oncekinin kopyasi olmaya basladigi donemlerde yenilikler yapma arzusuyla yanip tutusmaktir.
    iki sene once bu durum gerceklestiginde istifa edip bir kac ayligina istanbulu terketmistim.
    simdi yine ayni ruh hali, yine mi gitsem? ama yine kendimi tekrarlamis olacagim.. hayat gercekten de pek sikici...
  • bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde, yüreğin susup mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını, dağlara dönmeli yüzünü insan..

    yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak; yeni insanlarla tanışmalı, yeni keşifler yapacak...

    hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa, gerçekleştirmeyi denemeli! her gegen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; zamanın bir nehir, kendisinin bir sal olup da, o dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalı. baş döndürücü bir hızla geçiyorsa birbirinin aynı günler, her akşam aynı can sıkıntısıyla eve giriliyorsa, değiştirmeye çalışmalı bir şeyleri; küçük şeylerle başlamalı belki; örneğin, bir kaç durak önce inip servisten, otobüsten; yürümeli eve kadar, yüreğine takmalı güneş gözlüklerini; gördüğünü hissedebilmeli! sağlığını kaybedip, ölümle yüz yüze gelmeden önce, değerli olabilmeli hayat!

    illa büyük acılar çekmemeli, küçük mutlulukları fark etmek için! başkasının yerine koyabilmeli kendini; ağlayan birine "gül", inleyen birine "sus" dememeli! ağlayana omuz, inleyene çare olabilmeli! şu adaletsiz, merhametsiz dünyaya ayak uydurmamalı; sevgisiz, soysuz kalarak! dikeni yüzünden hesap sormak yerine gülden, derin bir soluk alıp hapsetmeli kokusunu içine...güneşin doğuşunu seyretmeli arada bir, seher yeli okşamalı saçlarını...

    karda, yağmurda; sevincine, coşkusuna; fırtınada boranda; öfkesine, isyanına ortak olabilmeli doğanın! bir çocuğun ilk adımlarında umudu; bir gencin düşlerinde geleceği; bir yaşlının hatıralarında geçmişi görebilmeli! çalışmadan başarmayı, sevmeden sevilmeyi, mutlu etmeden mutlu olmayı beklememeli! ...ama küçük, ama büyük; her hayal kırıklığı, her acı; bir fırsat yaşamdan yeni bir şeyler öğrenebilmek için; kaçırmamalı!

    çünkü; hiç düşmemişsen, el vermezsin kimseye kalkması için, hiç çaresiz kalmamışsan, dermanı olamazsın dertlerin; ağlamayı bilmiyorsan, neşesizdir kahkahaların; merhaba dememişsen, anlamsızdır elvedaların...

    ne, herkesi düşünmekten kendini, ne kendini düşünmekten herkesi unutmamalı! bilmeli; çok kısa olduğunu hayatın; hep vermek ya da hep almak için...

    sadece, anlatacak bir şeyleri olduğunda değil, söyleyecek bir şey bulamadığında da dinleyebilmeli! aklı ve kalbiyle katılabilmeli sohbetlere...hafızası olmalı insanın; hiç değilse, aynı hataları, aynı bahanelerle tekrarlamaması için! soruları olmalı, yanıtları bulmak için bir ömür harcayacak! dostları olmalı, ruhunun ve zihninin sınırlarını zorlayacak! herkese yetecek kadar büyük olmalı sevgisi; ama, kapasitesi sınırlı olmalı yüreğinin ki, hakkını verebilsin sevdiklerinin; zaman bulabilsin; bir teşekkür, bir elveda için...

    yaşam dedikleri bir sınavsa eğer; asla vazgeçmemeli sevmek ve öprenmekten; ama, herkesi sevemeyeceğini de her şeyi bilemeyeceğini de fark edebilmeli insan!

    tıpkı, her şeye sahip olamayacağı gibi...
    zamanın ninnisiyle, uykuda geçirmemeli hayatı! diye...
  • hiçlikteyken bir anda kendini yaşarken bulan ve bu durumu haliyle garipsemesi gereken insanın, yaptığında eleştirilmemesi gereken eylem. nihayetinde,yokken varoluyoruz;ama varoluşumuz isteğimize göre belirlenmiyor. elbette ki,her bir hayata yön verecek baş etmen kişinin kendisi,ama gel gelelim,vücudunuzun şeklinden zeka düzeyinizin büyük bir kısmına,yetişeceğiniz çevreden sizi yetiştirecek kişilere kadar uzanan çok geniş bir yelpazede bulununları seçme ihtimaliniz katiyen yokken ve sizden beklenen yalnızca,bahtınıza çıkanlardan kabul edilebilir bir ben yaratmakken;bahtınıza çıkanları beğenmeyebilir,sahip olduklarınız size tatmin sağlamayabilir;dolayısıyla yaşamak,başkalarına verdiği zevkin binde birini bile size vermeyebilir.bu durumda siz de sıkılırsınız hayattan,buna hazırlıklı olun.
  • çevresinde sevenleri, sevdikleri , sorumlulukları bulunan insanlar için lüks olan geçici duygu
    (bkz: antidepresan)
  • tekrar tekrar aynı şeyleri yaşayan kötü ve biçare bir devinim içindeki insanın başına er ya da geç gelecek ruh hali.
    her dakika dejavu yaşar insan ve der ki kendi kendine "ben bu cümleleri daha önce de kurdum/duydum... birşey değişti mi? hayır." işte hayattan sıkılmak böyle başlar her günün, herkesin, herşeyin (ve hatta kendinizin) artık bayat gelmesiyle...
  • böyle kişilerin önce gözlerindeki fer* söner. hemen ardından saldırgan bir tutum sergilemeye başlarlar. kim ne dese kıl olur, yanlış anlar, uyuz uyuz tepkiler verirler. tabiki bu sayede çevrelerindeki bütün insanlarla araları açılır ve kendilerini hem sıkkın hem de yalnız hissederler... bu zannedildiği gibi kişiyi kötü sonuçlara götürmez. biraz zaman vermek gereklidir o kırılgan ruha... unutulmamalıdır ki herşeyin bir sonu vardır. kötü günlerin de...**
hesabın var mı? giriş yap