*

  • özel adların kendilerine özgü yazımlarını korumak gerekir.

    ancak bütün dünya aynı yazıyı kullanmadığı için her milletin dilinde geçen özel adları kendi alfabesiyle yazmanın olanağı yoktur.

    i. latin alfabesi kullanan milletlerle ilgili özel adların özgün yazımları gerekli görülen durumlarda korunur: william shekespeare, new york, greenwich, bordoeaux... (ancak nasıl okunduklarını parantez içinde göstermek gerekir)

    ii. latin harfleri kullanan ülkelerden dilimize, asıllarından başka türlü söylenişi ile yerleşmiş özel isimler bulunmaktadır: marsilya (marseille), londra (london), münih (münchen), isviçre (suisse), isveç (sweden), cenevre (geneve), irlanda (ireland), napolyon (napoleon),

    iii. latin elfabesinden başka bir alfabe kullanan uluslardan alınan özel adlar, türkçede söylendiği gibi yazılır: bağdat, rimski korsakof, tolstoy, tokyo, pekin...

    iv. yabancı adlardan gelip anlamca genelleşerek terim niteliği kazanmış isimler türkçede söylendiği gibi ilk harfleri küçük harflerle yazılır: giyotin, volt, vat, kolonya, jilet...

    (ana yazım kılavuzu, ömer asım aksoy, adam yayınları, 1998)
  • 3. maddeye uygun olmayan bir yazım şekli ise; uzak doğu özel isimlerinde göze çarpar.
    "lee che young" şeklinde yazılıp "lii çi yong" şeklinde okunan hayalî (belki de gerçek!) bir ismi buna örnek gösterebiliriz. gerçi bu yazım şekli "resmî" midir o da bilinmez!
    bazı vatandaşlarımız arapça özel isimleri de ingilizce'den çeviri olarak yazarlar, söylerler. sonuçta; "u(ü)same bin ladin" olur "osoma ben laden"! tabii ismi yazılan/söylenen kişi latin alfabesi kullanan bir ülkenin vatandaşı ise bu durum -belli ölçülerde- kabul edilebilir.
  • yani bu hesapta türkçede tschaikovsky yazmaya gerek yoktur. ancak yabancı pasaport almış arap kökenlilerin adları türkçedeki gibi yazılmayabilir. bu durumda resmi yazışmalarda adamın ismini "mahmut ziya" değil de "mahmoud zeeya" şeklinde yazmamız gerekebilir
  • youssef chahine, hassan sabbah, hosni mubarak gibi türkçe yazlışı olan üstüne üstlük tükçe söylenişinin orjinalinden hiç de farklı olmadığı durumlarda, kullanılan isimleri amerikan-ingiliz transkripsiyonuna göre yazma hatasınının sıkça görüldüğü bir konudur. adam bildiğimiz hüsnü mübarek, bildiğimiz muhammed (mohamad değil).
  • noksanlığı insanı gerçekten rahatsız eden, göz tırmalayan bir mefhumdur. zira ister edebi bir eser olsun, isterse günlük bir yazı, günümüzde yabancı -özel- isimlerin türkçe'ye çevrilişi neredeyse yazanın insiyatifine, hatta insafına bırakılmakta, bu sorun olabildiğince çabuk çözüleceği yerde, "böyle gelmiiiş, böyle gider" denilip geçiştirilmektedir.

    hemen bir örnek vereyim...

    "new york" eyaletinin "niv york" şeklinde yazıldığını, yani türkçe'de okunduğu gibi kağıda aktarıldığını neredeyse hiç göremezsiniz, zira şöyle bir imla kuralımız mevcuttur: "latin alfabesi kullanan dillere ait özel adlar, değiştirilmeden yazılır." peki, mantıklı.

    fazla uzağa gitmeyelim, hemen new york'un komşu eyaletine bakalım örneğin:

    ..."pennsylvania" işimize geldiği için "pensilvanya" olarak yazmayı seçtiğimiz bir eyalettir mesela. bunun da savunması halihazırda mevcuttur: "ingilizce'deki yazılışını benimsemek, birçok yazım hatasına sebep olacaktır", nam-ı diğer "üşeniyoruz be abi..." (bkz: pensilvanya)

    "eh hadi kabul edelim" diyeceğim de, pensilvanya'nın new york'a nazaran bir ayrıcalığı var sanırsam; zira pensilvanya yazsanız da doğru oluyor, pennsylvania da; ama niv york yazarsanız aptal muamelesi görüyorsunuz.

    yani şu sonuca varıyoruz: "latin alfabesiyle yazılmış zor ülke ve şehir isimlerini istediğimiz gibi yazabiliyoruz, yazım hatası olarak kabul edilmiyor. lakin iş kolay yazılabilenlere gelince, onları oldukları gibi alıyoruz. "

    bunlar latin alfabesinin kullanıldığı yer adlarıydı... başka alfabelerin kullanıldığı özel isimler içinse şöyle bir imla kuralımız mevcut: "latin alfabesi kullanmayan dillere ait özel adlar, okundukları gibi yazılır."

    eh bu da mantıklı, zira alfabemizde mevcut olmayan karakterleri kullanmak zorunda kalmıyoruz. değil mi puşkin? değil mi konfüçyus? değil mi çehov? bakın çaykovski'nin t'si onaylamadı ama... zira bize şöyle diyor:
    "yahu, ne zaman sanat içerikli bir yazı yazacak olsanız tchaikovsky dersiniz, hatta çaykovski diyenleri bayağı görürsünüz... lakin işinize gelince çaykovski oluyorum. anlamadım gitti." eh o da haklı.

    hadi de'leri da'ları ayrı yazmaktan aciz türk basını'ndan geçtim, türkçe'ye en hakim yazarlar bile iş bu konuya gelince ne yapacaklarını şaşırıyorlar. "ohoooo, buna gelene kadar nelerimiz eksik" diyebiliriz elbette, lakin böyle de olmuyor, görüyoruz. bir küçük hata ordan, bir ufak noksan şurdan fırlıyor, önemsemiyoruz. sonra da yarım sayfalık bir kompozisyonu dahi 20 tane hata yapmadan yazamayan lise mezunları yetiştikçe, gittikçe garipleşiyor türkçe; 50 yılda görülecek dil değişikliğini 5'er yıllık süreçlerde tadıyoruz.
  • dogru kuralin latin alfabesi kullanan dillere ait ozel kelimeleri kendi dillerinde yazildigi gibi yazmamiz gerektigini kabul edelim;

    sondan eklemeli bir dil olan turkce, ayni zamanda ses cekiminden oturu bu ekleri cekip bukmeyi gerektirir herkesin bildigi gibi...

    tdk bu konuda soyle bir kural getiriyor (kural evet latin alfabesinin kabulune dayaniyor sonradan degil);

    yabanci kelimelerin okunu$lari yazili$lari ve bu yazili$larinin turkce okunu$lari esas alinarak ekler ses bukulmesine ugrar. hemen ornek veriyim daha da fazla sacmalamadan;

    (soldaki basliklara baktim hemen ornek bi kelime gormek icin lakin gordumde)...

    psv eindhoven = pi es vi ayndhov1n = (yonelme eki) psv eindhoven'a (yanli$)

    tdk diyorki psv eindhoven'e yazmaliyiz cunku aynen yazdigimiz gibi yanlis bi sekilde okuyup eki getiriyoruz yazarken, ancak okurken kelimenin okunu$unu telaffuz eden birey biliyorsa dogru sekilde yani pi es vi ayndhov1na seklinde telafuz ediyor boylece kelimenin okunu$unu bilmeyen birey okurken bukulmus ek sesi yuzunden yanlis bir okuma gerceklestirmiyor gordugunu okuyor ve bukulen ses kuralina uygun dusuyor, pe se ve eindhovene seklinde. bu da bir baska kabul edilen standartdir, begenmesekte/uygulamasakta. tdk'nin yalancisiyim.

    bu bi baska tartismayi one cikarabilir, "ne yani turkce yazildigi gibi okunan bir dil degil mi demek istiyorsun sen" diye ama gercekler acidir, turkce de esasen yazildigi gibi okunmayabilir.

    ps: peseve ayndhov1n yazarken kullandigim 1 klavyemde olmayan noktasiz kucuk i'yi temsil ediyor.
  • (bkz: vasington)
  • (bkz: noureddine amrabat)

    bildiğimiz "nurettin"e nordin diyenler ise bambaşka bir kafanın ürünü zaten, oraya hiç girmemeli.
hesabın var mı? giriş yap