• 23,5 nisan. hrant dink'in 26 nisan 1996 tarihli yazisi.

    "sancılı onyıllardan çıkmış ulusun tarihinde çok önemli bir akgündür 23 nisan. “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” düsturunun meclis salonuna perçinlendiği gündür. ve böyle bir günün “yaşam” denilen çocuğa ve geleceğe akıtılan mirasıdır. türk ulusunun belki de en akıllıca yaptığı öngörünün tarihidir. “gelecek” ve “çocuk” ne de güzel buluşturulmuştur öyle. ve de ne ustaca bir değerlendirmedir yıllar sonra 23 nisan’ı sadece türkiye ile sınırlı tutmayıp bütün dünyanın çocuklarıyla paylaşma düşüncesi. türk çocuklarına da dünya çocuklarına da kutlu olsun.



    yeryüzünün dört bir yanına “savrulmuş” ermeni ulusunun tarihinde çok önemli bir karagündür 24 nisan. üç-beş ermeni yan yana gelmeye görsünler. alırlar ellerine pankartları dökülürler sokaklara hemen. nedir bütün bunların sebebi, niçin yollara düşer bu insanlar 24 nisan’da?

    tarih, 24 nisan 1915’in şafak vakti. özellikle istanbul’daki ermeni aydınları, yazarlar, sanatçılar, öğretmenler, avukatlar, doktorlar, mebuslar teker teker alınırlar evlerinden. götürülürler… ve bir daha da geri dönmezler. işte, birkaç gün sonra bütün osmanlı imparatorluğu sınırları içinde gerçekleştirilen “tarihsel ermeni dramı”nın başlangıcıdır bu tarih.



    kim nasıl anlar bunu bilemiyorum, ama hem ermeni olmak, hem türkiyeli, hem 23 nisan’ı yaşamak bütün coşkusuyla ve ertesi günün bir parçası olmak bütün hüznüyle. kaç insan bu ikilemi yaşıyordur şu yeryüzünde? ne anlaması kolay ne de anlatması.



    dilerim kimse de yaşamasın bu ikilemi bir daha. 23 nisan nasıl daha bir coşkuyla yaşanır? 24 nisan nasıl hafızalardan sildirilir? bütün bunlar çözümsüz sorunlar değil aslında. 23 nisan bütün çocukların olacaksa eğer ben derim ermenistanlı çocukların da olsun bir biçimiyle. çağırın onları da bu kutlamalara. barıştırın çocukları birbirleriyle, tanıştırın. sadece 23 nisan da olmasın, 24 nisan’ı da katın içine. daha da uzasın o günler, bütün nisan’ı katın, bütün baharı katın. hadi siz beceremiyorsunuz diyelim, varolan kinler engel buna. bırakın bari dünyayı çocuklara, onlar bu işi halleder, yeter ki engel olmayın siz.



    bir başka severim 23 nisan’ları. hem, bizim de hanımla evlendiğimiz gündür aynı zamanda.

    gerdeğe girişimiz de 23 nisan’ı 24 nisan’a bağlayan geceye rastlar.

    ilk çocuğumuza can verdiğimiz andır o an.

    ne 23 ne de 24 nisan.

    23.5 nisan’dır belki o an…"

    kaynak: http://hrant.blogcu.com/2701776/

    fikret kuskan'in sesinden dinlemek icin:
    http://eski.bianet.org/…/tililili/fikret_kuskan.mp3
  • hrant dink günü olsun...
  • hrant dink için, gomidas vartabed için..

    bu 23 nisanlar cumhuriyet gururu ile ermeni tehciri (en hafif tabiri tehcir) arasındaki yarılma/karmaşanın ifadesi. hatta şu da var. 102 yıl önce çanakkale savaşı/savunması/zaferi ile ermeni tehciri birbirini izleyerek aynı yıl içinde yaşanmış. benim için simge travması yarım buçuk tehcir gören gomidas vartabed'in delirmesi. bu karmaşalarla bütün bütüne ne ak ne kara olabiliriz.

    birkaç yıl önce aydınlar dilekçesi'ni anımsatan şekilde ermeni kardeşlerimden özür diliyorum imza listesi dolanmıştı. şimdi ben 2014'te bir kez daha ermeni kardeşlerimden eski ve yeni yöneticilerimizin önayak olduğu, türk kardeşlerimizin sıradan faşizmle koltuk, destek ve yatak çıktığı ermeni mezaliminden, (etnik temizlik kısmi olup, uluslararası yasalara göre soykırım terminolojisini karşılamasa da) ermeni soykırımından ötürü özür diliyorum. [ermeni mezalimi yazarken ermenilerin yakıp yıkmaları, şiddet hareketleri demeye geldiğini bilmeden karşıt anlamda yazdım. gerçek bir ermeni mezaliminin olması sonuçta elde kalanın ermeni soykırımı denebilecek bir kırım olduğunu, yoksullaştığımızı, eksildiğimizi değiştirmiyor.] hırant'lara, gomidas'lara ya açık, ya güçsüzce örtülü, gönülden destek vermeyi arzuladığımı bildiririm. diaspora ermenileriyle, kapanan anlamında kapsül denen kudüs ermenileriyle hem selamlaşabilmek, hem sakince acılarını ve suçlamalarını dinlemek isterim.

    açıkçası özellikle ermeni mallarına mülklerine, bilerek bilmeyerek bazılarımızın, benim de konduğum, konmuşluğum olabileceğini fark ediyorum. zamanındaki bu etnik temizlik ve izini silme harekatlarından ötürü, hakları geriye doğru ve zaman aşımsız* işletmenin anlayışlı görünmeme karşın kıskançlığımı, malcılığımı nasıl tekrar kabartabileceğini de anlıyorum. bu benim sıradan faşistliğimin fırsatçılığı ve ikiyüzlülüğü. "o başka, bu başka; artık bazı şeyler geri döndürülemez, üstüne soğuk su sunmamız gerekir." demek çok kolay. kıbrıs'taki türklerin üstünde oturduğu rum malları ve rumların üstünde oturduğu türk malları gibi.

    ek: ne acıdır, hepimiz hrant dink'iz; nerdeyse hepimiz ölüyüz*.

    (bkz: 23 nisan/@ibisile)
    (bkz: meds yeghern)
  • 23.5 nisan 2020’den sevgiler olsun büyük adama...
  • "gelin önce barıştırın çocukları birbirleriyle, tanıştırın."*

    23 buçuk nisan *
hesabın var mı? giriş yap