• almanya'da yaşayan bir saz üstadı. çook uzun yıllar önce carlo domeniconi ile birlikte turna, güldür gül gibi biribirinden güzel dokuz semahı, senfonik tarzda yorumladıkları batı doğu divanı en güzel albümüdür. dinledikçe delirir, döner döner kıçımın üzerine düşekalırdım küçükken; öylesi semahidir. diğer albümleri, üryan ve saz ve hasretim için şarkılar.
  • ayrica almanyada bir senfoni orkestrasinin birlikte calistigi ilk saz ustasidir
  • ayrica bir ara pek populer olan kopruler kasetindeki gurbet parcasi ona aittir.
  • batı doğu divanını dinlediğim zaman bana bu adam neden başka albüm çıkarmıyor dedirten sonra çıkardığı üryanı dinlediğimde isee sadece enstrümental yapsın istediğim saz öğretmeni
  • 1962 dogumlu, 1979da almanyaya yerlesen, 1987de carlo domeniconi ile bati dogu divaninda calisan (goethe'nin bir siirinden esinlenilmistir). albumleri:
    uryan
    bati dogu divani
    concero di berlinbul
  • üryan adlı albümündeki ağıt adlı parçası birçok kez jenerik ve fon müziği olarak özellikle radyolarda kullanılmıştır. şimdi dinleyince bile insanı alıp götüren bir soundu ve duygusu vardır bu albümün. 1995 yılına göre çok çok iyi bir albümdür.
  • mihnetli yar şarkısının en güzel yorumcusu.
  • insana kendini sorgulatan muhteşem ses. enstrümantal konser kayıtları da muhteşemdir keşke bulabilseydim.

    (bkz: otuz üç kurşun)

    --- spoiler ---

    kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
    karşıyaka köyleri, obalarıyla
    kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
    komşuyuz yaka yakaya
    birbirine karışır tavuklarımız
    bilmezlikten değil,
    fıkaralıktan
    --- spoiler ---

    https://www.ttnetmuzik.com.tr/#/listedit-3707500
  • güzel bir çabaydı. umut dolu bir uğraştı.. bağlama ve berlin flarmoni.. kaç kişi dinliyor? kaç kişide cd'si var? diyeceğim.. cd bile kalmadı.. bende var..geçen benyamin sönmez'in anısına türk sanat müziğini klasik müzik orkestrası ile icra eden ve "senfonik fasıl" şeklinde adlandırılan dinletiyi izledim. hakan toker çalıyordu piyano ile, klasik müzik orkestrası eşlik ediyordu.. meydan dolmuştu... bitince koşup yanına "adil arslan" diye biri var, taaa yıllar önce böyle bir yola çıktı.. ama bağlama ve türk halk müziği ile klasik müziği kaynaştırmaya çalıştı. hatta berlin flarmoni ile bile çaldı" dedim... böyle aykırı ve zor bir yola çıkan biri olsaydım onun deneyimlerini, bugün hala tanınmamış ve bilinmeyen biri olmasının öyküsünü merak ederdim. ama tanımıyordu ve dinlememişti maalesef... ülkemin makus kaderi... hepimiz amerikaları yeniden keşfetmek, kendi tecrübelerimizi kendimiz yaşayıp ömür tüketmek zorundayız. oysa bizden önceki deneyimleri takip etsek.. bunlar bize aktarılsa.. taa sıfırdan değil de onların bıraktığı yerden başlasak? o hooo ben de ne diyorum be. ülkemin bu seviyeye gelmiş insanları bile araştırmıyor, eğitimsiz halk ne yapsın. üzülerek ayrıldım. ama güzel çaldılar. güzel bir geceydi. yalnız ve pop müziğe rağmen yürüttükleri cesur ve fedekar çabayı takdir ediyorum.. ama merdivenleri bizden öncekinin bıraktığı yerden çıkmaya başlamaya çalışsak daha iyi olur.
  • zamanında çıkardığı üryan ve batı doğu divanı albümleri ile çağının çok çok çok ilerisinde işlere imza atmış büyük bir sanatçıdır... böyle bir adamın bu kadar az albüme imza atmış olması ülke için çok ama çok büyük bir kayıp olmuştur...
hesabın var mı? giriş yap