• yakut türkleri ana tanrıçaya, ak ana adını vermiştir ve ak ana, asıl yaratıcı olarak kabul edilmiştir. yeri, göğü ve insanları yaratan tanrı ülgen'e yaratma gücünü veren de ak ana'dır.
  • ak ana'dan (ak-ana, ak-ine, ak ene) ilhamla; "var diyorsa kendi de var olsun, yok diyorsa kendi de yok olsun."

    [bir ak ana (ak-ene) var idi, yaşardı su içinde,
    ülgen'e şöyle dedi, göründü su yüzünde:
    - yaratmak istiyorsan sen de birşeyler ülgen,
    yaratıcı olarak şu kutsal sözü öğren!
    de ki hep,"yaptım oldu" başka bir şey söyleme!
    hele yaratır iken "yaptım olmadı" deme!] (bkz: yaratılış destanı/@ibisile)

    (bkz: akine), ak ene
    (bkz: ben yaptım oldu), yaptım oldu, oldu, güzel oldu
  • ak ene, ak ine, ak ana, ağ ana altay yaratılış
    miti'nde ülgen'e yaratma ilhamını veren tanrıdır.
    (altay yaratılış mitinin iki meşhur derlemesi vardır. biri wilhelm radloff diğeri ise vasili verbitski tarafından yapılmıştır ve aralarında da ciddi farklılıklar vardır. ak ana motifi verbitski derlemesinde geçer)

    ak ana'nın adındaki ak/aan/ağ, kutsal ruh demektir. kutsal sayılan isimlerin başında kullanılır. (islamiyetteki hz. unvanı gibi)

    sanata yansımasında genellilkle başında taca benzeyen zarif boynuzları ve denizkızı gibi çok uzun, hafif maviye çalan bir balık kuyruğuyla betimlenmesine rağmen aslında ışıkla yoğrulmuştur.

    altay yaratılış destanında tanrı ülgen dünyayı yaratmayı düşünürken, su içinden birdenbire ak ana görünür ve ülgen’e akıl verir. efsane bize, ak ana’nın buyruğu üzerine tanrı böyle yaptı, demektedir. bundan anlaşılıyor ki ak ana, tanrı ülgen’den güçlü olmasa bile akıllı ve bilgedir.

    ülgen'e "yaptım oldu de, yaptım olmadı deme" derken gerçekleşmesi istenen bir şeyin gerçekleşeceğine kalpten inanarak söylemeyi, kısaca olumlama yapmayı öğretir çünkü kozmogonik metinlerin (her şey ilk kez yaratıldığı için) dünyanın nasıl olması gerektiğini öğütler bir yanı vardır. insanlara ilham ve inanma gücü verir.

    bir diğer nokta da -bana göre- sözün gücüdür. ak ana, ülgen'e üç kez "yarat" der. ve ülgen "yer yaratılsın" deyince yer, "gök yaratılsın" deyince de gök yaratılır yani bir bakıma dünya söz ile yaratılır.

    (ilk başta yer ve gök yoktu. yalnızca sonsuz ve kapkaranlık bir su vardı. yaratıcı tanrı ülgen kuşa dönüşerek suların üstünde uçmaya başladı ancak konacak bir yer bulamadı. bunun üzerine gökten gelen bir ses ülgen'e denizden çıkan bir taşı yakalayıp, konmasını söyledi. ülgen bu taşa konduğunda ne yapacağını bilemedi. yerin ve göğün yaratılması gerektiğini düşünmekteydi ancak bunu nasıl yapacağını bilmiyordu. bunun üzerine sonsuz denizin içinden çıkan ak ana, ülgen'in karşısına geçti ve yeri ve göğü nasıl yaratacağını anlattı. ak ana'nın yardımıyla işe başlayan ülgen, yere ve göğe "olun!" diyerek dünyayı ve evreni altı günde yarattı.)
    (bkz: yaratılış mitolojileri/@ay hatun)
  • türk - altay mitolojisine göre, tanrı ülgen'e bizleri yani insanları yaratması fikrini veren tanrıça. olay şöyle gerçekleşiyor: yer yoktu,insan , bitki, hayvan yoktu. sadece uçsuz bucaksız kapkaramlık su vardı. suyun üzerinde ise kaz kılığında uçan tanrı ülgen vardı. tanrı ülgen kudret sahibi idi ancak canı sıkılıyordu. bir şeyler yapmak istiyordu ama ne yapması gerektiğini bir türlü bulamıyordu. bir gün sularda bir dalgalanma oldu . ülgen dalgalanan yere gitti . su yun derinlikleinden tatlı bir ses geldi . "yalnızlık tanrıya bile ağır bir yüktür, bu yalnızlıktan kurtulmak istiyorsan yaratmalısın." tanrı ülgen kim olduğunu sordu ve "ben ak anayım, kendi dünyamdayım ama gördüm ki tanrı olduğun halde yalnızlıkla baş edemiyorsun." cevabını aldı. tanrı ülgen, ne yapması gerektiğini sorunca;, ak ana üç defa "yarat" dedi.ülgen tanrıyı dinledi ve ilk insanı yarattı. insanı da suyun üzerinde durabilmesi için kendisi gibi kaz şeklinde yarattı.böylece suyun üzerinde uçan tanrı ülgen ve ondan daha aşağıda uçan erlk vardı. ülgen'in artık canı sıkılmıyordu ve yarattığı erlik ile muhabbet ediyordu. bir gün erlik ülgen'e "ben neden senin gibi yukarıda uçamıyorum, biz eişt değilmiyiz ?" diye sordu. ülgen "seni ben yarattım, eşit değiliz." cevabını verdi. erlik bu sonsuzlukta tanrı ile kendisinden başka kimse olmadığını, ve isterse kendisinin de yaratacağını söyleyip kanat çırpmaya başladı ve tanrı ülgen'e su sıçrattı. böbürlenmeye başlayan erlik daha yukarıda uçmaya başladı ve ülgen'in nazarı ile suya çakıldı. suya çakılan erlik, kanatları ıslanınca uçamaz oldu, suya batmaya başladı . ölüm korkusu ile ülgen'e yalvardı. ülgen, erlik'e acıdı, sudan bir kayalık yükseltti ve erlik o kayalıkta yaşamaya başladı. erlik kaya üzerinde yaşamaktan sıkıldı tanrıya kendisine daha yumuşak bir yer vermesi için tekrar yalvardı. tanrı ülgen , erlik'e suyun derinliklerine dalıp gagasıyle biraz balçık geirmeini söyled. erlik suya daldı gaası ile bir miktar balçık getirdi. tanrı , erlik'in getirdiği balçığı bir yana saçtı "genişle" dedi . yer yüzü oluştu, tanrı az olduğunu fark etti biraz daha getir dedi. erlik bir daha dalıp balçık aldı ama bir miktarda kendisi için ağzında sakladı. getirlen balçığı tanrı serpti ve "genişle" dedi , genişleme olunca erlik'in ağzındaki balçık ağzına sığmaz oldu, boğulacak hale geldi.tanrı'ya tekrar yalvardı kendisini affedip kurtarması için. tanrı tükürmesini emrett.. erlik tükürdü, tükürdüğü yerler dağlık tepelik oldu, tükürüğünün olduğu yerler ise bataklık oldu. tanrı ülgen, erlik'e çok bozulmuştu . "seni sonsuz akadar derinliklere gönderiyorum sen bundan sonra şeytansın dedi.
  • ak ana hakkında elinde kaynak olan varsa bana yazabilir mi?
  • türk mitolojisinde çok önemli bir yer tutan ana tanrıçadır. "ak ene, ana yayuçu, ulu ana" gibi alternatif isimlerle de anılır. türk yaratılış efsanelerinde ilk yaratıcı olarak kabul edilen ak ana, tanrı ülgen'e yaratım gücünü de ilham edendir; çünkü evrende yaratımın kaynağı feminen enerjidir. türk söylence anlatılarında ak ana, saf ışıktan oluşan bir kadın figürü şeklinde betimlenir. oğuz kağan'ın ilk eşidir. yeryüzüne karanlık çöktüğünde, göklerden inen mavi bir ışıktır.
hesabın var mı? giriş yap