akaju

• maun agaci.
• sac boyalari literaturunde kizila calan/icinde kirmizi tint bulunduran demektir.
• soğan kabuğuyla kızıl kahve arası, çekici bi tondur.
• (bkz: pikacu)
• (bkz: atreju)
• scrabbleda bir kere yazdığımda arkadaşların itirazlarına maruz kaldığım kelime. allah'tan ortamda evin sahibesi vardı...
• tropikal ulkelerde yeti$en bir agactir ve odunu mobilyacilikta kullanilmaktadir.
• açık ve koyu damarlı kızıl kestane rengi, maun rengi.
• (bkz: acajou) maunlar arasında pembeye yakın olan tek ağaçtır. elbette ki farklı renklerde de bulunabilir. özellikle kapı üretiminde kullanılması tavsiye edilmektedir.
• yıllar önce anneme akaju kahve diye bir renk denemişliğim var. o zamanlar akaju nedir bilmiyorum ben. kutuya bakıyorsun kahve, eh iyi dedim aldım ben. almam yetmedi bir de bak bu çok güzel noolur bunu boyayalım diye ısrar ettim. bu arada düğüne falan gidilirken kendisine hafif bir allık sürmek bile epey mücadele gerektirir, öyle değişik bir insandır bu konularda. neyse ikna ettik, bembeyaza yakın saçlarını boyadık akaju kahveye. anam öyle bir renk çıktı ki, kızıl desen değil, kahve desen değil, böyle pis bir koyu mor! tabii ne yaptın saçıma diye feryad edildi falan. ablamda kalıyorlardı döndüler yaşadıkları şehre. birsüre sonra da yazlığa geçtiler. yani ben görmedim sonra saça ne oldu. boyalar akmış tabii zamanla. sonradan anlatıyorlar, annem yazlığa gittiğinde büyük magazinel sansasyon yaratmış. birten hocahanım saçını pembeye boyatmıııış diye kulaktan kulağa anlatılmış, görmeye gelenler falan olmuş. allahtan annem de gülmüş. hala konu açılınca söver bana.
  böyle öğrendim akaju rengini.