• geleneksel islamcılarca en güvenilir kabul edilen hadis kitaplarında (ör. sahih i buhari) geçen bir hadiste bahsedilen baldırdır. hadisi kopyalayalım: "rabbimiz sâk'ını açar, derhal ona her mümin erkek ve kadın secde eder. dünyada görsünler ve duysunlar diye secde eden kalır. o da secde etmeye gider, fakat beli tutulur kalır". sak baldır demek. burada bahsi geçen baldırı salt anlamı ile bildiğimiz baldır olarak anlayanlar olduğu gibi, bunun teşbih olduğunu derin anlamları olduğunu savunan ve bu konuda uzun uzun açıklamalar yapanlar da olmuştur.
  • benzer ifadeler sadece hadis kitaplarında geçmez. kelam ilminin doğmasına sebep olan meselelerden biridir. "rahman arşı istiva etti" "allah'ın eli" gibi ayetlerdeki ifadelerin olduğu gibi mi yoksa mecazi olarak mı kabul edilmesi gerektiği mezhepsel bölünmelere yol açmasına rağmen halen "biz olduğu gibi kabul ederiz" ile "bunlar hep mecazidir" önermelerinden biri diğerine galip gelemez (yeri gelmişken söyleyelim. 1. önermeyi vehhabi, selefiler 2.sini ise genelde diğer sünniler kabul eder ama aralarında kızıl deniz gibi bir yarık yoktur, arada iyi zıplayan diğerine geçer). gazali ise "bunlar basit bir arabın dahi anlayacağı mecazi ifadelerdir" der, ama tartışma son bulmaz.konuyu abartan, allah'ı tahtına kurulmuş tarzda kabul eden ekoller dahi vardır.
  • teşbihlerle açıklanmaya çalışılan baldır. hadis olduğu iddia edilen anlatımlarda öyle detaylar vardır ki neredeyse teşbihe hiç yer bırakmıyor ve sanki bildiğimiz baldırdan bahsediyor. şu hadis olduğu söylenen metne bakalım:

    "allah kıyamet günü insanları toplar ve buluttan gölgeler içerisinde iner de bir seslenici şöyle seslenir: "ey insanlar! sizi yaratan, size şekil veren, sizi rızıklandıran rabbiniz, sizlerden herbir insana dünyada taptığı, kendine veli tanıdığına gitsin." der. ve dünyada ilâh tanıdıkları şeyler onlara görünür, şekilleriyle karşılarına dikilirler. hz. isa'ya tapanlara isa (a.s.)'ın şeytanı görünür. uzeyr'e tapanlara da keza, hatta ağaç, odun ve taşa varıncaya kadar herbirinin taptığı kendilerine gösterilir. müslümanlar da diz çökmüş, göğsüne doğru yaslanmış bir durumda kalır. onlara da yüce allah görünür ve kendilerine: "siz niye herkesin gittiği gibi gitmiyorsunuz? denilir. onlar, "bizim, derler, bir rabbimiz vardır ki henüz görmedik". o vakit buyurur ki: "siz rabbinizi görseniz ne ile tanırsınız?" "onunla bizim aramızda bir alâmet vardır, görsek onu tanırız." derler. "o nedir?" buyurur. derler ki: "sak'tan açar". o vakit rahman, sâk'ını açar, müminler hemen secdeye kapanırlar. münafıklar ise sırtları tabak tabak içlerine şişler saplanmış gibi olur."

    http://www.kuranikerim.com/telmalili/kalem.htm
  • zeus'ta da vardir bundan iki tane. zeus'un baldirindan da kimler kimler doğmuştur şimdi anlatmaya hacet yok. bu konuda daa mitolojiden etkilenmişler diyeceğim hadis ve kelam erbabinin nefretini üzerime çekmekle kalmayacağım, zeus'un şimşeklerini ve geniş basenli kadinlarin nefretini de toplayacağım. halbuki hep derim geniş basen doğurganlik belirtisidiir. neyse konu karişiyor.. hey gidi zeus..
  • bütün müslümanlarca muteber kabul edilen kitaplarda geçen baldırmış. müslüman olduğunu söyleyen bir sürü insan o kitaplardaki saçmalıkları muteber kabul etmiyor, peygambere abuk subuk sözler isnat ettiklerini belirterek iftira edildiğini söylüyor. e ne yapacağız şimdi? o kitapları muteber kabul etmeyenler müslüman değil mi? muteber kabul edenler onları müslüman olarak kabul etmiyor mu? muteber kabul edenlerin neleri muteber kabul ettiğini görelim:

    (bkz: kadinlarin erkeklere secde etmeleri)
    (bkz: iyi kadin yuz karga arasinda alaca karga gibidir)
  • efendim konu basittir. hadis diye peygambere isnat edilen bir sürü saçmalık olduğunu, bunların en güvenilir kabul edilen hadis kitaplarına bile girdiğini ifade ediyoruz. bir takım saçmalıklardan örnekler veriyoruz. saçmalıklara hiç değinilmeden genel ve soyut ifadelerle, "buhari şöyle süper adamdı, böyle bilgiliydi" denerek saçmalıklara da bir nevi açıklama getirildiği zannediliyor. buhari süper biri olabilir. allah rahmet eylesin. hizmetlerinin ecrini de allah verir. ama yine soruyorum. ister buhari'nin kitabında ister başka bir hadis kitabında geçsin. aşağıdaki saçmalıkları bir peygamber söylemiş olabilir mi? bunları peygambere yamamak rezil bir iftira değil midir?

    "şayet ben bir insanın başka bir insana secde etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim."

    "bana cehennem halki gosterildi cogu kadinlardi"

    "iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir"

    "erkek tepeden tırnağa kadar cerahat/yara olsa, kadın da bu cerahatı dili ile yalasa yine de erkeğin hakkını ödeyemez."

    "cehennemde en şiddetli azaba uğratılacak kişiler ressamlardır"

    bunlar sadece bir kaç örnek. daha bir sürü çıkarılabilir.

    ve bir alıntı:

    "buhari'nin 600.000 hadis bildiği iddiasını ele alalım. buhari'nin hayatında hiçbir iş yapmadığını, hiç uyumadığını ve her hadisin doğruluğunu, nakil zincirinin sağlamlığını anlamak için her hadise 2 saat ayırdığını düşünelim. sırf bu süre 130 yıldan fazladır. oysa bazen bir hadisin, bir zincirinin, bir halkasının sağlamlığını anlamak için günlerce seyahat edildiği iddiasını düşünürsek, buhari'nin bildiği tüm hadislerin doğruluğunu test etmesi binlerce yıla bile sığmazdı. kısacası buhari'nin ve diğer hadisçilerin bildikleri tüm hadislerin sağlamlığını test edip, içinden en sağlamlarını seçtikleri iddiası akıl dışıdır. " http://www.kurandakidin.com/…islerinincelenmesi.htm

    (bkz: levlake levlak lema halaktul eflak/@avasas)

    ve tanım: peygambere ait olup olmadığı konusunu sorgulamak bile tabu olduğundan akla ve mantığa bürümek için kırk takla atılan sözde bahsi geçen baldır.
  • (bkz: baldr)
  • mesele aslında tarihsel süreçte, somut tanrı inancından soyut tanrı inancına geçiş kısmında düğümlenmektedir.
  • yunan mitolojisinde zeus'un baldırı ünlüdür: "on iki olympos tanrısından biri olan dionysos, zeus ile semele’nin oğludur. doğuş efsanesi şöyle anlatılmaktadır. zeus semele’ye aşık olur ama karısı hera onu kıskanır. hera yaşlı bir kadın kılığına girer ve semele’ye zeus’un ona güçlerini göstermesini söylemesini söyler. zeus gücünü gösterirken semele yanar ve karnındaki yedi aylık bebeğini düşürür. zeus bebeği kurtarır ve baldırında saklar. daha sonra tanrı dionysos zeus’un baldırından doğar."

    tek tanrılı dinler çok tanrılı dinlerden evrimleştiğine göre, o baldırla bu baldır arasında bağ kurulabilir. mesela bir helios ve isa arasındaki bağlar kadar kuvvetli olmasa da, kaç tane kutsal baldır var alemde yahu. üç tane işte, zeus'un, allah'ın ve roberto carlos'un baldırları. (bkz: roberto carlos'un baldırları)
hesabın var mı? giriş yap