basitleşmek ^*

• kari$ik olan bir$eyin sadele$mesi.
• entel türk filmlerinin fiks fiili.
  - basitleşiyorsun ayhan
• caylak user durumuna dusecek hale gelmek.
• herkesin başına gelebilecek hedeymiş. ben bugün bunu gördüm.
• tez yazarken daha açık anlat, daha açık anlat, daha açık anlat diye tembihleyen danışmanım sayesinde kendimi turistler karşısında bağırarak türkçe konuşan biri gibi hissetmeye başladım.
  
  yükseköğrenim seviyesindeki insanlara hitap eden bir metin yazıp, anaokulu seviyesinde bir dil tutturmaya çalışmak bana dilin kendisine ilişkin bir şeyler söylüyor. dil, sahiden anlatan ve aktaran bir şey ancak açıklayan bir şey değil. belki de düşünce dediğimiz şeyin önündeki en büyük kısıtlayıcı engel bizzat dilin kendisidir. daha çok kelime, daha çok şerh, daha çok betimleme bizi şeylerin künhüne vakıf kılmıyor. aksine fazladan sarf edilmiş her kelime, yalnızca dağınıklığın artmasına hizmet ediyor.
  
  iddiam odur ki, insan kelimelerle düşünmez. düşünce, kelimelerden müteşekkil değildir. kelime; resim gibi müzik gibi bakış gibi bir aktarım aracı. onu düşüncenin ham maddesi sanmamız ise en sık kullandığımız araç olmasından kaynaklanıyor.
  
  ancak yine de düşüncenin duygudan ve sezgiden nasıl beslenip nerede ayrıştığını çözemiyorum. anlayış dediğimiz kudret; çok bileşenli bir mekanizmanın zihnimizde dolayımsal bir yolla kendini gerçekleştirme hali olduğu için dolayımı arttırmak ve süreğenleştirmek zihnin üretim kapasitesini genişletiyor ama bir yandan da
  anlayışın önündeki engelleri kaldırmak için fazla renkten, çok kelimeden ve gürültülü seslerden uzaklaşmamız gerekiyor.
  
  ifade kendisini ancak ve ancak araçlara kurban edilmediğinde aşikar ediyor.
  
  enteresan.