• özleyiş isimli meşhur tangonun güftecisi.
  • dedebaba'dir. bir tip adami olmasinin yani sira onemli bir arastirmaci ve sanatcidir. edebiyat, muzik ve resimle, ozellikle hat ve ebru ile ilgilenmistir. 6 kasım 1997 gunu hakka yurumustur. esi semiha noyan'da kendisi gibi son derece saygideger ve insani kalitesi yuksek bir kisidir.
  • “âh... âb-ı hayâtım, efsûnum, büyüm ve tılsımım... dünyâ ve âhiretim, âhum, ceylânım... aklım, fikrim, zikrim, akılsız, fikirsizliğim... gönül aynamdaki aksim, gece-gündüzüm, sabah-akşamım, yıldızım, güneşim, gökyüzüm... kâinatım, iki cihânım...

    gönül âlemim, alevim, ateşim, nûrum... baş tâcım, bahtiyârlık getiren alınyazım... arzum ve arzusuzluğum. arzım, aruzum ve hecem... elde âsam, dünyada eserim...

    ezel'im, ebedim, hâl'im... aşkım, mâşukum ve âşıkım...

    mumum ve pervânem. ateş dağım... avım, dânem...

    nefesim, nevâm, feryâdım, sarhoşluğum ve ayıklığım... ibâdetim, duâm, niyâzım, âyinim, namazım ve nâzım...

    bâdem, fağfur kadehim, tükenmez baharım... bağım, bahçem, gülşenim... bahtım ve bahtiyârlığım... baş ve başağım... bayrağım ve sancağım...

    bayramım, mûsikîm, bestem, dîvanım. beşiğim ve toprağım...

    billûr gibi, pırlanta gibi, elmâs gibi, berrak su gibi apaçık pırıl pırıl sırrım...

    dalım, yaprağım, çiçeğim, köküm... tanrı buyruğum... buyruğuyla ceylânken canavâr, canavârken âhû kesildiğim...

    cevherim, cihâdım, cihânım... cennetim, eflâkim , kıblem, kâ'bem... sevdâsında bir müşâhade-i azimin vecd ve lezzetine eriştiğim... ruhumun cennet goncalarından örülmüş çelengim, ateş çemberim... üzerindeki çiğ tânelerinden daha temiz, daha berrâk tomurcuğum...

    damarımdaki kanım, dâr-ı mansûr'um, şiirim, destânım.

    deniz'im, engin'im, dergâhım, mâ'bedim... derdim ve dermânım... yüzüm ve derinliğim... dînim, dil ve dileğim... dizim, gözüm... dirliğim, düzenim, dîvâneliğim.. duygum, devrânım, düşüncem ve bütün düşkünlüğüm...

    efsânem, efsûnum, elim ve emelim, erenim ve erenlerim... esîrim ve esîri olduğum... önüm, sonum, eşref saatim... erkânım ve ezânım... farzım, fazîletim, fânûsum. felsefem, fenâ ve bekâm.. fermânım...

    gönlümün nûru, feri senden; sen hem en büyük fethimsin hem en büyük fâtihim...

    âh... hem esîr hem sultân hem, hem gazal hem ejder ve canavar... fetvâmız senin için sana yazılmış... feyzim senin için... ey benim 'enel aşk' figânım... tükenmez bahara erişmiş fidanım... filizim, goncam, tomurcuğum...

    sükûnum, fırtınam, kasırgam... fünûnum da sensin, cünûnum da...

    âh... sende kaybolmak asıl kazancım olan nârin gazalim.. gerçeğim, tasavvuf gömleğim... gönülsüz gönüllün sana sesleniyor... kapında bir âşık fakîrim. yerimi iki cihân sultanlığına değişmem... benim ruh nevâmın güftesi... sevdâmın havârisi olarak gönlümüzden hep bu güfte ve bu besteyi duyacaksın... ey, hayâtım, hayretim ve hayâlim. hazzım ve hazînem.

    rahlemin gökleri ayaklarına indiren tanrısı... yegâne ihtiyâcım, sevdâ iksirim, ilâcım da sensin, ilâhım da... tâ iliklerimdeki hücreler senin adınla zikredib kaynaşmada... bundandır ki inzivâ köşemin havasında, ummânlar altüst olurcasına çalkanmada.

    ey sevgili... hem ruhumuzu saran kafessin, hem düşüncelerimizde ses veren, şakıyan bülbül...

    ey rûhumuzu alabildiğine saran saman yolumuz... ey ülvî makaamım, mâ'nâm, mûsikîm, sazım, pîrim, hünkârım ve gönlü merkez noktası yapıp etrafını çevreleyen pergelim... enel'aşk pınarım... bütün rindliğim ve ruhum... bütün sevincim, sonum ve sonsuzluğum. suyum ve susuzluğum. sultânım ve sultânlığım. süzülmüş sevdâm, şâhım ve şâhânem... şâhinim ve şâh damarım... tanrım, târikim, aşk tecellîm, ummânım... ey benim uyanık cânım, cânânım...”

    bedri noyan

    edit: aşk risalesi'nde yer almaktadır.
  • düştüm bir yol sevdasına
    beni güldür deli gönül
    götür yârin rüyasına
    sonra öldür, deli gönül
    yunus ile dağda mıyım
    emrah ile bağda mıyım
    dertliyle bir çağda mıyım
    bana bildir, deli gönül
    bilmezdim, gafildim, boştum
    dolmak için nice koştum
    en son bir ateşe düştüm
    beni kaldır, deli gönül
    dört kapıdan aşkla girdim
    kırk basamak öte vardım
    orada kendimi gördüm
    bu ne hâldir, deli gönül
    bilir edeb, erkânını
    hem hakikat sultânını
    âşık bedri noyan'ını
    derde saldır, deli gönül
    bedri noyan dedebaba(ks)
  • son dedebabadır.
  • bedreddin noyan dedeba'yı ve arkadaşlarını beyazıt meydanı'ndan geçerken darülfünûn'da ders veren yenikapı mevlevîhânesi son şeyhi abdülbaki baykara dede durdurur;
    -öyle derin derin ne üzerine konuşuyorsunuz?
    -hakikatin tarifini yapabilir miyiz diye uğraşıyorduk.
    abdülbâki dede elini bedreddin noyan'ın omuzuna dayar, gözlerini yumar, bir an düşünür ve şu dörtlüğü irticâlen söyler;
    " her gönül durmaz arar ruhsâr-ı hüsn-i mutlak'ı
    bence ol mehpâre hembezm-i melâik olmalı
    mutlaka ol hüsn-i lâhûtî'ye ermek isteyen
    mûsikiden,şiirden şehbâle mâlik olmalı."
    (her gönül salt güzelliğin yüzünü (hakikati) arar durur/bence o güzeller güzeli göklerde meleklerle birlikte meclis kurmuştur./o tanrı âlemi güzelliğine sahip olana kesinlikle erişmek isteyen kişinin/bir kanadının mûsiki, bir kanadının şiir olması gerekir.)
    aşk risalesi/doç.dr.b.noyan/ardıç yayınları
  • "bizim yolumuz, topla-tüfekle ilgisi olmayan, gönül fethetme, ilâhi aşk yoludur. türk'ün din anlayışı yoludur. kur'an'a değer veririz. fakir, hallac-ı mansur'un “ene'l hakk”ına bir opposition olarak, türk tasavvufuna “ene'l-aşk”ı getirdim. bir kısım tasavvuf şiirlerimi ene'l-aşk adı ile yayımladım. hakk aşkın, aşk hakk'ın ta kendisidir. biz hoşgörü, sabır, cömertlik, konukseverlik ve en başta da ilâhi aşk yoluyuz. bütün canlıları severiz. avcılara nasip vermeyiz. her şey insan içindir. karnı aç olan kişi, kendisini doyuracak bir av yapabilir. ama keyif için birçok av vurması yasaktır. yunus emre, evrensel olmuş bir bektaşi ermişidir... yol azizlerini ( baba ilyas horasani, baba ishak, taptuk emre, yunus emre, barak baba, abdal musa gibi bektaşi ulularını, azizlerini, evliyalarını ) saygı ile sever, gülbanklarımızda rahmetle anarız."
  • babagan bektaşilerin bir kısmı tarafından dedebaba olarak kabul edilmektedir. tıp doçenti (kbb) olmasına rağmen tasavvufa ilgi duymuş ve ali naci baykal dedebabadan nasip alarak yola girmiştir. çok kısa sürede babalık ve hilafet alınca tepki çekmiştir ama karizmatik kişiliği ve maharatiyle ali naci baykal dan sonra dedebaba olarak kabul edilmiştir. bu dönemde birçok elyazması nadide eser toplayan bedri noyan, bunların bir kısmından istifade ederek bütün yönleriyle bektaşilik ve alevilik adlı 12 ciltlik (9 cildi basıldı) eseri ortaya cikarmistir. bedri noyan in birçoğu bektaşi tekkelerinden gelen eserlerden oluşan muazzam şahsı kütuphanesi, bektaşi kültür hazinesinin korunması için mutlaka akademiye kazandirilmalidir. zira, bu eserler şahıs mali olamayacak nitelikte tarihi vesikalardir.
hesabın var mı? giriş yap