• insanın ruhuna zikzaklar çizdiren, mayın tarlasında gözlerinizi bir süreliğine kapadığınızda sadece gözlerini anımsayabildiğiniz canan kadınlardır.
    ayrılıkları uzunyol kamyonları gibi kokar.
  • divitle veya değişik uçlarla bir şey yazacağım zaman hep mektupları kopyalamak geliyor içimden. ben de bugün canımın sıkıntısını biraz unutmak için divitle filan uğraşmak istedim. ne yazsam derken çoğu zaman olduğu gibi elim eren-bedri rahmi mektubatına uzandı. edebiyat ve resim-yontu ile büyük bir tutkuyla iştigal eden babam bu ikisine, müzik ve sinemaya dair zevkini epey küçüklüğümden itibaren bana da aşılamıştı.. bilgi yayınevi'nden çıkan yazılarını, şiirlerini, resimlerini okur, inceler, bestelenmiş eserlerini dinlerdik. eren hanımın da resimlerini, rölyeflerini hakeza... yıllar sonra iş bankasından çıkan mektuplarını okudukça onların birbirlerine aşkı, benim de onlara aşkım koyulaşmıştı. sanki hayat ideal bir simülasyonmuş gibi bedri bey'in mari gerekmezyan'a da büyük aşk duyduğunu öğrendiğimde sanki karadut şiirinin eşinin sevdiği öteki kadına okuyuşunu masadaki herkesle dinleyen eren eyüboğlu benmişim gibi boğazıma yumru otururdu. oysa hayat buydu. kültür bir kurgu, tabiat tek gerçeklikti. mükemmellik hayata asla yakışmazdı ayrıca kime göre hangi zamana göre mükemmellik? eyüboğullarını da, gerekmezyan'ı da çok seviyorum.
    bedri rahmi'nin çizdiği, yazdığı, sevdiği bütün kadınları seviyorum, onun kalbi değdiği için...

    arayan, soran vermeer'e sevgiyle.
hesabın var mı? giriş yap