• dus kurulan boyut (bkz: enlem)(bkz: boylam)
  • bir sanat dergisinin adı..
  • ahh ulan ahh
  • düş yoluyla beliren görüntü.
  • büyüyüp gelişmesi, her şeyi değiştirmesi gereken solcular yerine atılım yapıp, canlılık gösterenler sağcılar; durağan, yakınmacı ve kaygılı değer bekçileriyse solcular. solcu, istemek ve yakınmaktan yapmaya geçmiyor, haklılığın ekmek yerine geçmesini umuyor. aşılacak sorunları, gerçekçilik ve eylemsellik bölgesinde. sağcı genç, anasının vermeyeceği memeye karşılık, suç kabahatından öldürülmeme umuduyla eyleme geçiyor. sağ çocuğun eksiklik alanı düşlem ve etik.

    ülkücü:
    "belleğimde bir düşlem var benim
    öylesine görkemli, kesin,
    her nesne bensem, doğrusu
    salağın biriyim demektir." goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)

    (ilk giri tarihi: 3.5.2017)
  • gerçeğin ve olanağın dışında, imgenin özgür işlemesiyle oluşan (kimi kez alaylı) yapıt.
  • serbest çağrışım, freud’un en önemli teknik buluşlarındandı. bunu divan takip etti. çünkü analizanın söyleyeceklerini, analistin “gözünün” önünde sınırlandırmasına gerek yoktu. divanda, “boşluğa” çağrışım yaparak, kendi konuşmasının sınırını bulması daha çarpıcıydı.

    bu yüzden psikanaliz, konuşmanın kliniğidir. şeyleri nasıl söylediğin, nasıl temsil ettiğin, hangi söylemin içinde yüzdüğün meselesidir. çağrışımla ortaya çıkan sözdizimi, sadece öznenin “dünyasını” göstermez, ayrıca uykuda olduğu düşlemi inşaa eder.

    bu minvalde önemli nokta, lacan, “zamanımızı rüya görerek harcıyoruz, sadece uyurken rüya görmüyoruz” diyor. temelde rüya, uyanmaya karşı bir korumadır. ayrıca lacan, bilinçdışının “tam olarak sadece uyurken rüya görmediğimizin hipotezi” olduğunu belirtir.

    bu nedenle, bilmeme, bilmek istememe tutkusuna yani kişinin kendi fantazmına dair bir şey bilmek istememesini buraya yerleştirebiliriz. kişi için fantazmından uyanma arzusu yoktur, aksine onun fantazmı, uyumaya devam etme arzusunu korur.

    kaynak: batuhan demir
  • "düş yoluyla beliren görüntü" açıklamasını yapmış tdk güncel türkçe sözlük.

    marcus aurelius - ta eis heauton türkçe çevirisinde karşıma çıkıp canımı sıkan bir sözcük oldu bu. merak edip martin hammond'ın ingilizce çevirisindeki cümleyle karşılaştırdım. "thought" olarak çevrilmiş. çok sevdiğimiz c. cengiz çevik hocamız "düşlem" olarak çevirmiş. bence biraz uydurma bir sözcük ve eğreti duruyor. ben olsaydım "düşünce" kelimesini kullanırdım. ama benim çeviri ve felsefe alanında bir uzmanlığım yok. muhtemelen kendi cahilliğimdir, önemli bir sebebi vardır hocanın bu sözcüğü kullanmasının.

    ezcümle, felsefi metinlerdeki bunun gibi günlük hayatta hiç kullanmadığımız kelimeler nedeniyle ingilizce çevirisini okumak daha mantıklı geliyor.
hesabın var mı? giriş yap