• interlaced mode'da gelen video field'lerin birleştirilerek ekrana frame olarak gönderilmesi işlemidir. tabi bu da field'lerin buffer'lere alınarak işlenmesini gerektirir, yani ne kadar yüksek buffer o kadar iyi. tabi burada buffer erişim süreleri, görüntüde hareketli alanları tespit etme algoritmaları felan devreye girdiğinden işlemci - buffer işbirliğiyle birlikte algoritma da önemli. deinterlace edilen görüntü eğer doğru algoritmalar ve doğru donanımlar kullanılmamışsa çeşitli defolar yaratır*, gözü rahatsız eder, istenen verim yakalanamaz, artifact'lar ekranda uçuşur (bazıları sabit öyle mal gibi kalır). şimdi burdan yola çıkıp üçüncü dünya ülkelerinde bolca analog interlaced görüntünün insanların kafasında ayna gibi dijital görüntüye çevrilmesine, orda berbat algoritmalar kullanmalarından dolayı oluşan artifact'lara, ordan kafayı doğru kullanın be kardeşim temalı pozitif toplumsal mesajlara felan geçerim diye düşünüyorum da hem yorgunum, hem işe yarayacağından şüpheliyim.
  • özellikle tv yayıncıları için önemli bir işlem. interlaced videolar progressive gibi verilirse yayın bozuluyor. progressive bir video ise "force deinterlacing" kullanılarak verilirse görüntü sürekli titriyor. sene 2018 ve bunu hâlâ bilmeyen tvler var malesef...
  • türk televizyon yapımlarının uzun bir süre görüntü bakımından kalitesiz görünmesine sebep olan teknik.

    bilenler bilir, deinterlacing temel olarak interlaced usülü çekilen görüntülerin (ki sony'nin 90'larda ve 2000'lerde ürettiği prodüksiyon kameralarının alayı interlaced görüntü çekerdi) çeşitli algoritmalarla progressive görüntülere, yani parça parça değil de tüm olarak taranan görüntülere çevrilmesidir. bu işlem sonucunda, örneğin 50i olarak çekilmiş bir görüntüyü tekniğine göre 50p'ye ya da 25p'ye dönüştürmüş olursunuz.

    yalnız ülkemizde televizyonlara iş yapan montaj ve post prodüksiyon stüdyoları belli bir düzeni tutturamadılar ve tüplü tvler yerine daha modern tvler hayatımıza girdiğinde mecbur oldukları deinterlacing işlemlerini değişik bir şekilde uyguladılar.

    eskiden tüplü tvler hayatımızdayken televizyon kanalları ve montaj stüdyoları, çekilen prodüksiyonları (program, şov, dizi farketmeksizin) deinterlacing'i uygulamadan görüntüleri direk interlaced olarak yayınlardı, çünkü tüplü tvlerin görüntüyü gösterme türü de buydu ve böylece televizyonda saniyede 50 kare gösterilen yapımlar izlenirdi. 50 fps değildi ama taramadan dolayı o akıcılıkta görünürdü. olur da bir gün tv'lerde yayınlanırsa bazı dizilere dikkat edin; ekmek teknesi, çocuklar duymasın, yedi numara gibi dizileri tvde izlerseniz (kesinlikle internetten değil), yüksek kareyle çekilmiş gibi görünen görüntüler olduğunu görürsünüz.

    2000'li yılların ortalarına doğru, hem tüplü televizyonlar yerine plazma ve lcd tvlerin yaygınlaşmasından, hem de yapım şirketleri ve post prodüksiyon stüdyolarının çektiği içeriklerin yavaş yavaş film kalitesindeymiş gibi olmasını istemelerinden dolayı deinterlacing işlemleri uygulanmaya başlandı. ama herhalde tekniğini tam oturtamamış olacaklar ki, 50i çekilen görüntüleri 25p'ye çevirdiklerinde görüntülere istenmeyen bir motion blur eklemiş oldular. bu motion blur, görüntüleri sanki evde el kamerasıyla çekilmiş amatör görüntüler gibi göstermekteydi, normalde 1/50 shutter speed ile çekilmiş görüntüler bile 1/30 shutter speed bulanıklığına dönmüş, daha yüksek hızdaki shutterlarda çekilen görüntülerde ise tuhaf bozulmalar olmuştur. bu tarz yapımlara örnek ise; geniş aile, leyla ile mecnun, kavak yelleri, kanıt, kurtlar vadisi pusu gibi televizyon yapımlarıdır. aşk-ı memnu'nun bütün bölümleri bir önceki paragrafta bahsedilen akıcılıkta görüntülere sahipken, final bölümü sanırım bu şekilde deinterlace edilmiş ve yukarıdaki dizilerdeki gibi tuhaf bir motion blur'a sahip görüntüler içermiştir. bir de neden böyle yapılmış anlamıyorum ama, dondurmam gaymak filminin başındaki rüya sahnesi de aynı sorundan muzdariptir. pardon filmi de baştan aşağı böyle görüntülere sahiptir.

    sonrasında ne oldu derseniz, programlar ve showlar hariç bütün tv yapımları çekimlerde arri alexa gibi sinema filmlerinde kullanılan ve haliyle progressive görüntü çeken kameralar kullanmaya başladılar ve motion blur'dan muzdarip görüntüler bir nevi tarihe karıştı. bildiğim kadarıyla televizyonda bu tarz kameralarla çekilen ilk dizi ezel'dir (yanılmıyorsam sony hdw f900 hd ile çekilmişti), arri alexa'nın da ilk kez kuzey güney'de kullanılmasıyla bu durum böyle devam etmiştir.
hesabın var mı? giriş yap