*

  • çok yıllar sonra birden geliverdiğinde; aniden kaçıveren olmasıdan korkulandır.
  • ne istediğini ya da neyi artık istemediğini bilen, bunu içinde tartıp karşısındakine bunu söylemek isteyen insan için şu zamanın gelmesini beklemek ölüm gibiymiş. hiçbir aceleden de değil bak bunu böyle muhtaç gibi beklemek; hani sonra geriye dönüp pişman olunacağını falan söyler ya çok bilenler, aldandığını, yanıldığını, acele karar verdiğini, püsür; hiç değil..

    dedim ya ne istediğini bilmek diye, bu zamana dair iştahlı tüm bekleyiş(lerim)in nedeni sadece bu.. istediği şeyi oldurmak için, hele de gücü yeterinden bir olur ise bu, beklemek istememektenmiş en çok..

    yani, mutluluk gelişinde işte, bilirsin..
  • doğru zaman diye birşey yoktur, şanslı insan vardır.
  • geçmişe ya da geleceğe doğru varlığı olumlanabiliyor olsa da an içinde olumlanamayandır. iş bu nedenle, hiç olmamıştır ve olmayacaktır.
  • bunun üzerine kuruluyuz, kısaca zayıfız.

    tek bir an aşka dönüşüyor, tek bir an bizim anımız. biz biziz. ben benim neden demiyorum, zira insanlık. yoksa benim doğru zamanım olmamalı, -meli -malı.

    örnek olmadan beraber adımlanmaz... gel!

    1) ders dinliyorsun, doğru zamanda dinlediysen, oy oy! gönder gelsin hoca!
    2) karşı cinse bakıyorsun, doğru zamanda ise...bu ne güzellik bre! bu ne yakışıklılık!
    3) bebek yapalım mı? 1 dakika sonra sorsan olmazdı ama gel! aciz, kişi denilen.

    olay şu; senin doğru zamanınla onun doğru zamanının uyması gerekiyor...ki itiraf et bu imkansız. bundan aciz olmamız, ikinci bir kişi girince çöküyoruz, ikinci kişi!... o ise elbet! oysa bile zamana tabi. zaman ne gösteriri bilinmez. ah işte benim agnostik damarım.

    doğa ana'ya karşı gelmek olası değil. öyle olsaydı gerisinde olan üst güç olurdu ki üzgünüm yok öyle bir şey. emin olmam neden? ona sonra geliriz ama emin ol...

    ...yok öyle bir şey.
  • en doğru zaman; canım istediği zaman, anlaştığım zaman 'kendimle'.
  • mühim...

    "öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
    ellerimde koparmaya çaıştığım zincirlerden kalma yara izleri yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun.
    gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın.
    yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak...

    öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
    belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde.
    hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi,
    hiçbiri bağlayamamış olsun geceyi sabaha.
    hiçbirinin gülüşünün her anı, senin kadar aklıma işlenmemiş olsun...
    hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde.
    hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde.

    öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
    sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun.
    ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile.
    dudaklarım senin adını söylerkenki gibi kıvrılmamış olsun hiçbir ada yeterince.
    yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun, kumlar aktıkça tane tane.
    unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım, sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki,
    yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre.

    öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın..."
  • doğru zaman en basit zamandır.
    her şeyin en basit haliyle yaşandığı andır.
    geriye kalan her şey vazgeçilmeye mahkumdur.
    geriye kalan her şey ölür.
    geriye kalan hiçbir şey yaşamaz.
    sıradanlık insanın gerçek varlığıdır.
  • "- ben kocasıyım, aşığı* değil.
    - bu sadece biri olup diğeri olamayacağın anlamına mı geliyor?
    ....
    - doğru zamanda yanlış şeyleri söyleyeceğin garanti!" peter greenaway - the cook the thief his wife and her lover

    "p: hemenden* iyi zaman* yoktur, aslanım." paul auster - smoke
  • bir yanılgıdır.
    ekseriyetle çaresizlerin,nadiren akıllıların yanılgısı.
    ve fakat akıllı geçinen biri olarak,üstelik çaresizliğin semtine uğramadığım zamanların birinde ben de düştüm bu yanılgıya.
    neden sonra anladım,doğru zaman diye bir şey yok, gerçekleşmesini içten ve yeterince istemediğin şeyler var, elinden geleni yapmadığın şeyler.
    ve belki biraz da ne istediğini bilmemek, bildiğini istememek, bilmediğini aramamak, bulduğunu beğenmemek var.
    ama doğru zaman diye bir şey yok.
    akıp giden bir zaman var ve akıntının tersine yüzen balıklar.
hesabın var mı? giriş yap