• guya a$ci.

    bu adam bu program ile bu kadar para kazaniyorsa, hadileen imkan olsa $ah olur, kral olur, imparator olur...
  • kendisi aynı zamanda köküne kadar markadır.
    http://www.emerilware.com/
  • televizyon seyretmeme sebebi.
  • 1980lerin basinda new orleans four seasons otelinin bas ascisi olan su anda da amerikada luks lokantalar zincirine sahip tv sahsiyeti
  • bu herifin tuz, karabiber ve fre$ gaaaaalik (sarimsak) koymadigi hic bi bok yoktur.. karisiyla sevisirken bile kesin yengenin uzerine biraz serpiyodur hepsinden.. bir kac programini ardarda seyrederseniz aslinda herifin belirli malzemeler disina pek cikmayi sevmeyen, yaraticiliktan uzak ve sundugu yemegin goruntusunu cok sallamayan bir sef oldugunu farkedersiniz..

    tarifleride genelde bundan sooole biraz, bundan da boyle accik falan gibidir.. bi gun koparicam o mutemadiyen kameraya uzattigi isaret parmagini, o olacak..

    ha nasil marka oldu bu herif? genelde antik kuntik malzeme kullanan diger seflerin yerine daha ziyadesiyle evde bulunmasi olasi malzemeler kullanarak ve programlarini bir nevi sova cevirerek..

    oh yeah baby..
  • bu adam her "gaaalik" dediginde "oh yeaa baby" diye bagirarak agzina tuvalet pompasi tikama istegi ile dolup tasiyorum..
  • "i don't know about you but where i come from, meats don't come seasoned, so you gotta season'em a little bit, kick it up a few notches." diyerek ne olduğunu bilmediğim ama acı olduğunu tahmin ettiğim kırmızımsı baharatını bütün etlerin üzerine gelişigüzel serpen bir adamdır kendisi. her ne kadar programını izlemek eğlenceli ve aç iken izlendiğinde ağız sulandırıcı olsa da, ikinci düşünüşte aslında yaptığı yemeklerin ekseriyetinin pek de bir numarası yokmuş gibi gelir.
  • abuk yemekler yaptığı yetmiyormuş gibi yemek yaparken ikide bir parmağını kulağına sokarak midemi bulandıran pis pasaklı aşçı...
  • hiçbir şeye benzemediği gün gibi ortada olan et yemekler üzerine kurulu programında, stüdyodakilerin etlere ve emeril'in etler hakkındaki berbat yorumlarına verdiği tepkilere iyice bakınız. hepsi rosemary's baby filmindeki klan üyelerininkilere benzeyen inanılmaz ilginç mimiklere sahip insanlardır. hatta özellikle yapılan yemeklere gözlerine dikip güldüklerinde hepsi birer yamyama dönüşüyor ve sanki dişleri bir anda sivrilip, gözlerinden kırmızı ışıklar saçacak ve salyalar akıtıp sapıkça birbirlerini yiyeceklermiş gibi geliyor insana. sırf böyle hissettiğim için izleyemediğim tek home tv programıdır sanırım bu adamın şovu. evet korkuyorum ben bu adam ve güruhundan.
  • kendisinin yemeklerini yapan/yiyen kisilerin omurlerinin baharinda kolestrolden olecekleri garantidir. adam herseyin icine kulce kulce tereyagi ve krema koyuyor. zaten hersey kirmizi et. her tereyagi ve sarimsak eklediginde cilginlarcasina bagiran seyirci toplulugu da ayri bir tez konusu.
hesabın var mı? giriş yap