17 entry daha
  • bütün gün ve geceyi dışarıda geçirdikten sonra sonunda yatağa girebilmiştim. yirmialtıbuçuk saat uyanık kaldıktan sonra resmen baygınlık geçireceğimi düşünmüştüm; ama ağrıyan ayaklarım uyumama izin vermiyordu. rastgele bir kanal açtım, tek kelime anlamıyor olmak iyiydi aslında. sesi biraz kısınca ninni gibi geldi televizyondaki anlamadığım konuşmalar.

    televizyon karşısında öylece uykuya dalmışım...

    yaklaşık üç saat sonra bir kadının söylediği aryalara uyandım. tören başlıyordu. yataktan fırlamamla metroya binmem bir oldu. vardığımda törenin büyük bir kısmı bitmişti. stadyumdaki törenin sonuna yetişebilmiştim...

    onun isminin verildiği puskas ferenc stadyumu hıncahınç doluydu. futboldan anlamayan, pek de sevmeyen bir adam olmam beni o an oraya gitmekten alıkoymamıştı. puskas'a "elveda" demek için gelen diğer bütün insanların da futboldan anladığını sanmıyorum zaten. puskas bir futbolcudan fazlası olmalıydı. çoluk çocuk, kadın erkek, yerli yabancı demeden binlerce insan son yolculuğunda ona eşlik ediyordu.

    puskas büyük adammış. bunu anlamak için ne macarca bilmek, ne de futboldan anlamak gerekiyordu.

    herkesin ellerinde mumlar vardı. ben de bir mum alıp yaktım, yürümeye başladık. bir süre sonra kocaman bir meşale alana kadar elimde o mumla yürüyecektim. meşaleyi yaktıktan sonra ise mumu atmayıp cebime koydum. binlerce kişi elimizde mumlar ve bayraklarla yürüyorduk. tamamen siyah olan bayraklar ve siyah kurdeleler bağlanmış macar bayrakları vardı insanların ellerinde. en önde macaristan'ın ve belki de dünyanın başka ülkelerinin kulüplerinin sporcuları, arkada halk...

    budapeşte'de yollar puskas için kapatılmıştı. puskas ferenc stadından, kahramanlar meydanı'na (hösök tere) kadar uzun bir yürüyüş oldu. yürüyüş boyunca sessizlik hakimdi. insanlar sakince yürüyor, o anı ve anın getirdiği o hüznü paylaşıyordu. macarca bilmiyor olmam hiçbir şeyi değiştirmedi, konuşan yoktu ki...

    ihtişamlı binasıyla güzel sanatlar müzesinin baktığı kahramanlar meydanı çok büyük bir alana yayılmıştı. öncü macarların heykelleriyle doluydu. puskas, kahramanlar meydanındaki bu devlet töreniyle gerçek bir kahraman olarak uğurlanıyordu. askeri bandonun trompetçisi cenaze borusu çalarken ortalığa yayılan hüznü anlatabilmek çok zor; yaşamak ise çok etkileyiciydi. bir çok ülkenin askeri cenaze borusunu duymuşumdur. hepsinde benzer ton vardır aslında. herbir orduda melodi farklı olsa da aynı yoğun hüzün vardır. o trompetin sesi insanın içini eritir. asker olmak gerekmez o hüznü anlayabilmek için. hayatları ölümle yaşam arasında geçen askerler, yaşadıkları kadar trompetin sesinde yaşatırlar da. ölüm tüm ağırlığıyla çöker insanın üstüne, o borunun sesinde. trompetin her çalınışı bir kahramanın son yolculuğa çıkışını bildirir dinleyene.

    kendi adının verildiği stadyumdaki sporculara özel bir töreni ve kahramanlar meydanındaki devlet töreninin ardından son uğurlama dini bir tören olarak st. stephen's kilisesinde yapılacaktı. budapeşte'nin en görkemli kilisesi olan st. stephen's kilisesi bu tören için hazırlanmıştı. dini tören devam ederken kiliseye girmem mümkün olmadı, ancak tören bittikten sonra girebildim içeri. ben girdiğimde, televizyonlar, törenin ardından ekipmanlarını topluyorlardı. kabloların, ve bütün o canlı yayın aletlerinin aralarından geçerek, üstlerinden sekerek puskasın yattığı mozoleye varabildim. kendisi artık orada değildi; sadece halen yanmaya devam eden mumlar ve onun için bırakılan çiçekler kalmıştı. dışarı çıkarken kilisenin görevlilerinden izin isteyip puskas için yakılmış koca mumlardan birini aldım.

    puskas yola çıkarken freddy mercury yumuşacık sesiyle ona ilham veriyordu:
    -we are the champions

    not:
    tanımadığım bu adam öldüğü için üzgünüm. ama dünyayı terkederken de olsa, tanışabildiğim ve ona veda edebildiğim için kendimi şanslı sayıyorum.

    not2:
    kiliseden aldığım koca mum...
    cenazede bizzat bulunduğum, o anı yaşadığım ve aklımda yaşatabileceğimi düşündüğüm için mumu puskas'ı ezelden beri seven başka birisine vermek istiyorum. onu saklamak isteyen ve benden önce puskas için bir şeyler yazmış yazar arkadaşlardan mum için ilk mesajı atan yazar arkadaşım mumun yeni sahibidir...

    not3:
    mum yeni sahibini bulmuştur.
    "raul gonzalez"
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap