• (bkz: komik)
  • (bkz: kusunç)
  • gülünesi.
  • bir yandan inanç duymazken, bir yandan tez inanırken,
    sende sevinç ile bedbahtlık tutar iki ayrı ucu,
    umutsuzlukla birleşir umut, gülünç düşersin sen.

    venüs ile adonis - shakespeare
  • gülmek fiilinden türeyen bir sıfattır. her ne kadar yeni türetilen bir sözcük gibi dursa da oldukça eski bir sözcüktür.

    zamanla komik, (ingilizce comic) bu sözcüğün yerini almıştır.
    comic, hem sıfat hem de isim olarak kullanılırken gülünç sözcüğü yalnızca sıfat olarak kullanılır.
  • benden intikam almak için yere yapışan zavallı şeytan..gülünçsun..
  • komik olana gülünür. gülünç olana ise üzülürsün. bazen de acırsın.
  • okurken saçmalıktan kalp krizi geçirmelerini beklediğin bir sunumdan olumlu dönüş almak. sunulan tüm fikirleri değerlendirerek ortak bir konsept hazırlayacak bir danışma kurulunun olması sağduyulu bir hareket. spontane bir işe imza atıp rezil olmak da vardı.

    bir takım komik olaylar.
  • gülünç mü? bu evrede miyim/miyiz? gülünesi olanı dahi kayıp ettim. evrenin kendisi kadar yekpare tekim. ölünce bu gülünçlük —bu sahte gerçek dışılık, gülünçlüğüyle ola da belki tamamlanır. aptallık kıskacındaki sefilliğe bir sırıtışım bile yok. ubu roi 'nin sarkık kıçı mı? evren gibi genişleyen koca götü mü? tastamam kakafoni kendi muradını tamamladı.

    kötümserin son sırıtış dediğini de —ölümüme saklıyorum.

    gülünçlük sürdürülemezdir. ilerisi olmayan morfolojik aptallıktır.
  • komik almayan ama insanda gülmeye yakın olup gülememe hissi yaratan, aşağılama ve acıma soslu kelime.
hesabın var mı? giriş yap