• bizans tarihindeki olayların içyüzünü anlatan en ilginç kitaplardan biridir. yazarı, imparator justinianus ile imparatoriçe teodora zamanında yaşayan, sarayın resmi tarihçisi (bkz: prokopius) dur. iş bankası yayınlarından orhan duru nun çevirisi ile çıkmış.
    bu baslık aslında "gizli tarih" olarak değiştirilmelidir, kitabın adı budur.
    donna tartt ın "the secret history" si ile alakası yoktur.
    (bkz: basliklarda standardizasyon)
  • ilk cildinin kuruluş ismini alarak genişletileceği haberinin, çöküş adlı ikinci ciltte haber verildiği yalçın küçük kitap dizisi. ayrıca gelecek kitapların fitne ve savaşlar olacağı da önsözde söyleniyor.
  • yalçın küçük tarafından, ağır ve ağdalı diline rağmen her zamanki o kendine has -akademik disiplinden göreli olarak uzak- yazım üslubu kullanılarak türkiye cumhuriyeti'nin ve hemen öncesinin resmi tarihine eleştirel bir bakışla yazılmış kitaptır.

    gerçi "eleştirel" kelimesi oldukça hafif kalıyor, sorduğu sorulara ve verdiği cevaplara bakınca. atatürk'ten ismet inönü'ye , kazım karabekir'den enver paşa'ya kadar hiç kimsenin dokunulmaz olmadığını ortaya koyuyor. yeri geldiğinde de ( ki aslında oldukça sık diyebiliriz) düzeltmek yerine yırtıp yeniden yazıyor.

    atatürk'ün çanakkale savaşları'ndaki rolünden samsun'a çıkışına, ismet ve enver paşa'nın tarih sayfalarındaki konumlarına öyle büyük sorular soruyor ki, insan; tarih, "kayıt" altına mı alındı , yoksa sonradan mı "yazıldı" sorusunu kitap boyunca aklında tutuyor. cevabı: ?

    "masalın içinde sık sık, "ey türk gençliği, birinci vazifen bu masal inanmamaktır" diyorum."

    ...

    "tanrı'lar mı peygamberleri, yoksa peygamberler mi tanrı'ları seçtiler; inönü, atatürk'e ve lenin; marx'a ne kadar muhtaçtılar, sorabiliyoruz. belki de peygamberler, tanrısız kendilerini
    güvende hissetmiyorlar. bunlar mı? akla gelmeyen sorulardandır ve masalımızda bunlar ve benzeri sorulardan daha çok var."

    ...

    "emperyalistler, pencereden değil genelev'den giriyorlar ve hep ahlakı genelev'leştiriyorlar. bu, ahlaksızlaştırma, aşama aşama'dır; en islami çağda, "fahişelik devrimi" de yapıldı ve fahişelik butlan ile malul hükmedilerek, genelev'ler medyada kuruldu. hem günlük ve hem de aşikar oldular. emperyalizm ne zaman mı geldi, donanmalara ve umumhanelere bakmak isabetlidir ve yerindedir. bu açıdan tetkik ettiğimizde 1929 yılını görüyoruz, "kahpe" istanbul bir daha dekolte giysilerini giyiyor ve gerdeğe hazırlanıyordu; doğru, "kahpe" , gerdeğe girmekten başkasına hiç heves duymamıştı ve büyük britanya imparatorluğu'nun bir filosu istanbula geliyordu. geldi, istanbul günlerce gelinlik ve gerdekliklerini giydi ve çıkarmadı; baloların, resmi ve mecburi olduğu yıllardı. öyleyse, hangi on yılın daha parlak ve karanlık olduğunu söylemek kolay olmamaktadır. belki her iki on yılı da günbatımı saymak daha verimlidir. türkiye ne zaman mı bağımsızlığı tatmaya başladı; görkemli ve onur taşıran altmışlı yıllarda, izmir'in genelev kadınları, evlerinin kapısında, amerikan bahriyelilerini almayacaklarını ilan ettikleri zamandadır. ayrıca dolmabahçe'den boğaz'a atıldılar; reel tarihtir ve çökertme kararının da bu tarihte alındığını hep yazıyoruz."

    ...

    "ayşe cebesoy, ali fuad cebesoy'un yeğenidir, yakın zamanda cemal kalyoncu'ya verdiği mülakatta şunları da söylemişti: "30 ağustos programını dinledim. bir profesör konuştu. hicap duydum... ismet paşa'nın ı. ve ıı. inönü savaşları'na değindi. ve onları büyük zafer olarak nitelendirdi. halbuki askeri olarak, ben bunu amcamdan ve harp tarihinden biliyorum, bunlar savaş değil. yunanlıların yaptığı keşif taarruzlarıdır, bizim gücümüzü ölçmek için." ayşe cebesoy hayli sahih konuşuyor; genelkurmay tarafından yazdırılan harp tarihleri de bu merkezdedir; acizleri, tezler'de, bunun bir masal olduğunu gösterebildiği için burada kalıyorum. hem sonra, eğer eskişehir yakınında çifte zafer varsa, sakarya'da nasıl zafer oluyor; ankara'ya altmış kilometre mesafede, polatlı'da durduruldular. demek ki, inönü'de durdurulmadılar. çünkü, inönü'de durdurulmuş olsalar, polatlı'ya gelemezlerdi, o günleri ankara'da yaşayanlar, top seslerinin duyulduğunu haber veriyorlar. merkezi, konya'ya nakletmek isteyenler de var.
  • alfa yayınlarından çıkan bir resimli roman.en son 6. cilti yayınlandı.her bir cilti de kendi içinde bir kaç kitap olarak bölünmüş.genel olarak üç yazar tarafından yazılıp resimlenmiş;blanchard,pecav,kordev. farklı ciltlerde bazı yazar farklılıkları var.

    kitap 3000 yıl evvel bir şamanın ölmeden evvel 4 sihirli objeyi 4 çocuğa vermesi ile başlıyor.bu 4 çocuk sonsuz hayata sahip olup birbiri ile döğüşmeye başlarlar.tarihteki olaylarda bunların çevresinde şekillenir;yahudilerin mısırdan çıkışı,300 hoplites,haçlı seferleri,dünya savaşları vb.bu 4 kişi(arkon) ve etraflarında oluşturduğu 4 aile dünya tarihine yön verir.

    konu iskanbil kağıtlarına bağlanacak gibi görülüyor;dam şövalyeyi alır(vale ? ) gibi bazı ifadeler vardı.

    çizgi roman meraklılarının hoşuna gideceğine eminim.oldukça hoş bir alternatif tarih tadı var.
  • "cumhuriyet tarihinde üç büyük primitif akümülasyon ya da "ilkel birikim" süreci ve dönemi var.

    birincisi, savaş ve sürprizli mübadele işlerindedir.

    ikincisi, varlık vergisi yoluyladır.

    üçüncüsü, özelleştirme ve globalleşme dönemindedir.

    birincide büyük toprak ağalarını, ikincide büyük sanayi ve ticaret zenginlerini ve üçüncüde, "dünyaca ünlü" dolar milyarderlerini yaratabildik."
  • (bkz: l' histoire secrète) fransız ekolünden önemli bir seridir. jean-pierre pécau nun yarattığı bu evren çok acayip bir dünyaya sahiptir. zamanın başında 4 kardeşe verilen tılsımlar sayesinde dünya düzeninde yaptıkları değişimler anlatılır. alfa kitap 8 cilt olarak basmıştır. okuması belki biraz zor olabilir ama inanılmaz keyifli inanılmaz zengin bir hikaye hatta bir sayıda corto maltese e bile göz kırpmıştır. daha sonra bir devam olarak arkana serisi gelir.
hesabın var mı? giriş yap