• istanbulun fethi'ne resmi tarihin dışında bir pencereden bakan "fatih sultan mehmet istanbul'un fethi ve fethin karanlık noktaları" adlı kitabın yazarı.
  • arızalı bir adamdır. asıl mesleği gece kulübü işletmeciliğidir. meşhur whisky a go go adlı kulübü işletmiş ve kulübün para bastığı bir anda kulübü kapatıp saçma sapan işlere girişmiştir. futbolculuk, yazarlık, rejisörlük, prodüktörlük, mühendislik, mimarlık, gazetecilik, lokantacılık, emlakçılık, turizmcilik gibi birbirinden alakasız zibilyon tane mesleği icra etmiş garip bir kimseydi. bir ayda 6 film bitirmek gibi bir rekoru da elinde bulundurmaktadır aynı zamanda...
  • sadece özel anahtarları olanların girebileceği golden key isimli kulübü açarak unutulmuş bir ilke ve ıskalanmış bir dehaya adı karışan düşünür (bunca sıfatı arasından onu en çok örteni düşünür bence) kalantor müşteriler için altın, ikinci sınıf müşteriler için de gümüş anahtarlar yaptırmış. tek kitabı sanıldığı gibi "fatih sultan mehmet istanbul'un fethi ve fethin karanlık noktaları" değildir. ümit bayazoğlu'nun yazdığına göre hasan bey, mendy isminde yahudi bir kıza aşık olur ve ilk romanı olan mendy'i yazar. kitabı bulmak hayli zor.ben bulamadım fakat sahafların dediğine göre ateş pahasıymış. bu roman 1957'de lejyonun dönüşü ismiyle filme de çekilmiş. başrolleri belgin doruk ve orhan günşiray oynamışlar. yönetmen ise şair orhan murat arıburnu'dur.

    mucize şurada: bu adam aynı zamanda milli futbol takımına üç büyükler dışından çağrılan ilk futbolcudur. o sıralar beykozspor'da oynuyormuş ve 1948'de israil ile oynanan karşılaşmada milli formayı giymiş.

    "...beni böyle koşturan, yaşama sevinci..."
    halim şefik-balıkağzı
  • şahsen değil on, yirmi parmağı olsaydı muhtemelen yirmisinde de bir maharet olurdu diye yorumladığım bir insan. yaptığı bütün işlerde girişmciliği sayesinde insanı şaşırtacak derecede büyük başarılara imza atmayı başarmış. kimilerine göre deli ya da ne yaptığını bilmediği söylense de aslında çoğumuzun yapmaya cesaret edemediği bir şeyi, kafasından geçenleri hayata geçirmekten çekinmeyen biri.

    kahvehane ruhsatıyla ilk "gizli" barını vaktinde nişantaşı'ında açmış. whisky a go go'dan hariç gold finger, horozlar öterken, harlem, gümüşkapı, kayıkhane ve daha onlarca mekan birbirini takip etmiş. bir yandan güzellik ve dans yarışmaları düzenliyor. yapımcı ve yönetmen olarak ayda 5-6 film birden çekiyormuş ki bunlar yüksek maliyetli filmler.. gençliğinde beykozspor kulübünde futbolcuyken emlak komisyonculuğu, prodüktörlük işleri derken sonrasında ilk spor gazetesini çıkartan yine hasan kazankaya imiş.

    mühendislik konusunda apayrı bir zekaya sahip.birçok mühendis ve mimarın hayretle baktığı yöntemlerle 6 ayda ortalama 5 katlı bir apartman, 3 ayda tatil köyü altyapısını bitiriyordu. ünlü isimlere yaptığı yalı, ve konaklarla ismini duyurmuş.

    aynı zamanda bir tiyatro düşkünü.1971'de maddi imkansızlıktan perde açamayan ayla & beklan algan kardeşlere o zamanın parasıyla 250 bin lira koltuk parası destek çıkmış. gogol'un müfettiş'ini sergileyecekleri ilk gece, 12 mart darbesiyle ilan edilen sokağa çıkma yasağına denk gelip kimse oyuna gelemeyince yatıyor.algan kardeşler kazankaya'nın 250 bin lirasını kara kara düşünür daha sonra depresyona girerler. biri saçlarını kazıtır diğeri bileklerini kesmeye kalkar. kazankaya haberi alıp hastanede ziyaretlerine gittiğinde senetlerini gözlerinin önünde yırtıp, iltifatlarla kendilerini ikna etmiş..

    uzun süre (25 yıl) hilton otel'in 604 no.lu odasında kalmış. yıllar sonra cihangir ülker sokağında düzenini kurmuş. karşılıklı aldığı 3 daireye sırasıyla kazankaya turizm (aynı zamanda home office), kazankaya filmcilik ( filimcilik üzerine kurduğu hayallerinin merkezi!) ve kazankaya yayıncılık tabelalarını asmış. yayıncılık tabelası da ne sorusunu sormak burada normaldir. şöyle ki kendisi 1956'da ilk ve tek romanını yazıp bastırıyor. pera'da aşık olduğu mendy isimli kıza ithafen aynı isimli romanı sahaflarda yüksek fiyatlardan satılan bir kitapmış. bu romanın üzerinden 30 yıl sonra yine yazarlık macerasına girecektir hasan kazankaya ancak bambaşka bir yerden..tarih yazacaktır! destan manasında değil gerçek anlamda 2 ciltlik bir kitap (bkz: istanbul'un fethi ve fethin karanlık noktaları)

    ayrıca,

    * milli takıma üç büyükler dışında bir takımdan çağırılan ilk futbolcu (beykozspor) 1948'de türkiye - israil maçı.
    * bir ayda 6 film çeken ilk yapımcı-yönetmen.
    * yılmaz güney'i keşfeden kişi. üst üste 8 filmde oynatan yapımcı-yönetmen.
    * sheraton oteli'nin eteğindeki parkın içine bir gecede bir mağara kazdırıp sonra buraya anıtlar kurulu'ndan "fatih'in ahırları olup tarihi eserdir raporu almış. burası adını "tahtasaray" adını veripte elektriği,suyu,havagazı,ruhsatı korsan olarak 4 yıl işlettiği ilk gece kulübü..
    * günlük spor gazetesini çıkaran ilk kişi.
    * golden key adını verdiği özel kişilerin özel anahtarla girebildiği ilk gece kulübü fikrini hayata geçiren kişi.
    * eğlence aleminde dev çadır uygulamasını başalatan ilk kişi. istinye ve fenerbahçe'de kurduğu 2500 kişilik dev çadırlarla salon problemine noktayı koymuş.
    * whisky a go go adlı kulübünde "go go girl" adı altında dansçı kızları ilk kez sahneye çıkarmış. bu kızlardan birisi seyyal taner'miş. yine bu kulüpte leyla sayar rahibe kıyafetiyle striptiz yapmış.
    * denizcili bankası'nın hurdaya çıkardığı iki gemiyi satın alıp restore ettirerek ilk özel eğlence gemisi olarak hizmete sunan kişi.
    * ilk ve tek romanı mendy'i 1956'da yazmış. yahudi bir kıza aşkını anlattığı roman 1957'de lejyonun dönüşü adıyla filme çekilmiş.oyuncular fikret hakan, belgin doruk, `orhan günşıray`
    *nükhet duru, ekrem bora, özdemir erdoğan, orhan günşıray, saadet sun, serpil örümcer, gönül turgut gibi isimleri sahneye ilk çıkaran kişi yine hasan kazankaya...

    * *
  • bilgin gökberk'in eski kayınpederiymiş kendileri.
  • yazdığı kitabı bülent ecevit'e de göndermiş ve akabinde kendisinden bir mektup almış, neredeyse yaptığı her işte tutunmuş, maymun iştahlılığıyla elini her mesleğe uzatmış bir deli insan. bitmeyen enerjisi, gözünün paraya tokluğu... vay canına sayın seyirciler adam ne hayat yaşamış gerçekten.

    yazdığı kitaba karşılık ecevit kitabını okumuş ve kendisine kitaptan örnekler vererek bir mektup yazmıştır. bakın dikkat edin 1990 yılında canım bülent ecevit tuğla gibi olan kitabı okumuş ve yazarına mektupla sayfa numarası vererek hakkaniyetinden bahsetmiş. okuyan bir lider ne kadar özlenen bir şey değil mi? ecevit ile bir kez daha gurur duydum. çarıklılar kitap okumadığından insan bir an şaşırıyor tabi. bizleri ne hale koydular.
  • istanbul'un fethi ve fethin karanlık noktaları kitabının yazarıdır. istanbul'un fetih hadisesini kaynaklarına sadık kalarak çok güzel hikayeleştirmiştir. kitabı okuyalı neredeyse 20 sene oluyor. ama kitaplığımdan her sene bir kaç defa iner çıkar. en son netflixin rise of empires ottoman dizisini izleyince indi.

    hasan kazankaya'nın el attığı her işin üstesinden geldiği söylenmiş zaten. ben kendisini bu kitap dışında hiç tanımıyorum,bilmiyorum. sırf meraktan başladığı fatih araştırmalarını kitaplaştırmış. tarihçi olmamasına rağmen yine de fena bir kitap değildir. 20 sayfalık önsözünde kazankaya bu kitabı yazma sebebini açıklarken şöyle diyor:

    "... yukarıda sıraladığım bu suallere cevap aradım. olaylara müslüman-hristiyan gözüyle bakmadan, tarihin bu devrine bir şeffaflık maksadıyla, bîtaraf olarak bu kitabı yazma çabasına giriştim. aylarca elimde fotoğraf makinesi,metre, gece gündüz istanbul'un surlarını dolaştım. vlakherna sarayını, çevresini, bütün kiliseleri, su hendeklerini, surların önündeki araziyi, fatih'in kırmızı çadırını kurduğu yeri, bayrampaşa'daki lykos deresi vadisini , teodosius surlarını, konstantin surlarını yaz kış demeden adım adım dolaştım. resimledim. o büyük savaşı yaşar gibi oldum.
    yaptığım bütün incelemeler sonunda gördüm ki:
    istanbul'un fethi büyük bir olay. ve de fatih devrinin tamamında belge yetersizliği var. ..."

    kitapta gözardı edilebilecek hatalar var. ama hasan kazankaya'nın amatör ruhla ve titizlikle bu işe giriştiği, objektif olmaya çalıştığı, sürükleyiciliği, tüm roma ve osmanlı tarihlerini de etüt ederek altyapı oluşturduğu göz ardı edilemez. hayranlık duyulasıdır.
  • yalnızca altın anahtarla girilebilen golden key adında bir sosyete işletmesini yönetmesinin haricinde, hurdaya çıkan erenköy vapurunu eğlence gemisi haline getirmiş zıpır merhum.
hesabın var mı? giriş yap