• kadir topbaş'ın itfaiye işçilerinin belediye'deki istihdamı konusunda söylediği bir söz.

    hatırlanacak olursa, istanbul'da itfaiye işçilerinin işten çıkarılması ve itfaiyenin taşeronlaşması gündeme gelince, işçiler eyleme başlamış. yürüyüşler yapmışlar ve saraçhane'ye çadır kurmuşlardı.

    üniformalı faşistlerin bir gece baskınıyla işçiler dövülmüş, çadırları sökülmüştü:
    http://www.alinteri.org/?p=11007

    işte kendi vatandaşına şiddet uygulayan devletin, bu şiddetinin nereden kaynaklandığı topbaş'ın bu itirafıyla ortaya çıkıyor. şöyle demiş topbaş:

    <<büyükşehir belediyesi itfaiye gücünü artırmak zorundaydı. ilk defa benim dönemimde itfaiye erleri aldık, eğitimden geçirdik ama bir şirket üzerinden. kadro yok, çünkü imf kadro verdirtmiyordu, hâlâ öyle. 1500-1600 civarında almışız. bunların yaklaşık 600'ünü kadroya geçirmişiz. geçen hafta yine 300 kişilik bir kadro daha imzaladım.>>

    buna işbirlikçilik denir ve bağımsız ülkelerde, halk iktidarlarında işbirlikçilere uygulanacak muamele bellidir. nereye kadro verileceği, kaç kişilik kadro açılacağını halka değil, imf'ye, sermayeye soranların normalde mahkum edilmesi gerekirken, türkiye gibi yeni-sömürgelerde ise işbirlikçiler belediye başkanı, vali, başbakan olurlar. zenginleşirler.

    imf emrediyor diye halkını işsiz bırakanlar, kendi vatandaşlarının karşısına imf'nin polisi haline gelmiş üniformalı faşistlerini çıkarmaya da tereddüt etmezler. direnenlere işkence uygulayacak mekanizmaları kuranlar da bu işbirlikçilerdir.
hesabın var mı? giriş yap