• 10 aralık 1923 yılında doğan jorge semprun, 1937 yılında ailesiyle birlikte fransa'ya iltica etti. burada hukuk eğitimi gördü. fkp üyesi oldu. direniş hareketine katıldı. buchenwald toplama kampı'na gönderildi (1943), oradan dönüşünde ispanyol komünist partisi'nin faaliyetlerine katıldı, bu partiden 1964'te ihraç edildi. bu sıralarda ilk iki büyük romanı, büyük yolculuk ile l'évanouissement (1967) yayınlandı. bu romanlarında, toplama kamplarının dünyasını, geriye dönüşlerle imgesel bir gerçeklikle, işkence hakkında meta-psikolojik düşünce düzeyine erişen bir üslupla anlattı. unesco'daçevirmenlik yaptı, alain resnais, costa-gavras, yves bousset gibi yönetmenlere senaryolar, diyaloglar yazdı. 1988'de ispanyol hükümetince kültür bakanı olarak atandı. la deuxeime mort de ramón mercader, montand, la vie continue, la montagne blanche gibi romanların da yazarı olan jorge semprun, yazmak ya da yaşamak'ta, toplama kamplarıyla ilgili anılarını, düşüncelerini son derece etkileyici bir üslupla yazmıştır. (bkz: büyük yolculuk)
  • turkceye cevrilmis kitaplari beyaz dağ, ne güzel bir pazar, federico sanchez’in özyaşamöyküsü, yazmak ya da yaşamak, hoşça kal güzel aydınlık, neçayev dönüyor, büyük yolculuk'tur.
  • 2004 yılının en iyi romanlarından birinin yazarı, beyaz dağ
  • (bkz: yazmak ya da yasamak) isimli mükemmel bir eseri de olan ispanyol yazar...bir nevi otobiyografi özelliği tasıyan eserde jemprun, ispanya iç savası ve ikinci dünya savası sonrası yasamını,ispanyol komunist partisiyle olan inişli çıkışlı ilişkisini ve ayrılısını anlatır..eser türkiye de can yayınları tarafından yayınlanmıstır..
  • ana dili ispanyolcadir fakat bir kitabi haric* butun romanlarini fransizca yazmistir.
  • dün bu fani dünyaya veda etmiş ispanyol yazar
  • bir 20. yüzyıl tanığı daha aramızdan ayrılırken ardında o kanlı yüzyılın iç savaşlarını, dünya savaşlarını, işgallerini ve soykırımlarını, toplama kamplarını bıraktı. ispanya'dan paris'e, oradan buchenwald'a, oradan franco sonrası demokratik ispanyasında kültür bakanlığına uzanan yıllar ve bütün bunları anlattığı kitapları. neyse ki onlar varlar ve hep var olacaklar, semprun bize anlatmaya devam edecek aron'a rastladığı günü, nazi işgali parisinde alman filozofları okumasını, buchenwald kampına getirilişinde mesleği sorusuna inatla felsefe öğrencisi demesine rağmen, hayatını kurtaracak şekilde bu bilgiyi değiştiren kamptaki bir diğer insanı, ve savaş sonrası weimar'da goethe'nin evini ziyaretini.
    gerçek bir avrupalı olan semprun'un mirası da böylece bizlerle olacak, kapuscinski'den saramago'ya uzanan bir neslin yazdıkları ile birlikte, artık.
  • sol'a adanmış bir yaşam...

    (bkz: http://www.telgrafhane.com/…olaadanmisbiryasam.html)
  • yazarın biyografisi ve kişisel düşünceleri hakkında güzel bir röportaj:

    http://www.theparisreview.org/…-no-192-jorge-semprn

    şu cümlesiyle beni benden almıştır: "i have often said i am not a “real” novelist, because for me the true novelist can use elements of reality to create a world that is more true to reality than reality itself, precisely because it is completely imaginary. i love that line by boris vian, “in this novel everything is true because i made it all up.” that, in my view, is a novel. and i will never be able to do that because i feel pulled inexorably toward the autobiographical material."
  • "ispanya iç savaşı çocukluğumda başlamıştı... tarih bütün kurnazlığı ve vahşetiyle sorunlarımı benim yerime ele almış, benim için geçici olarak çözümlemişti. tarihin kendi yaşadığı bunalım beni ergenlik bunalımından korumuştu."

    quel beau dimanche / ne güzel bir pazar'dan.
hesabın var mı? giriş yap