• ön kapagı ile arka kapagı arasındaki açıklıkla degerlendirilen kitap türü.gunluk kullanıma bir demet tiyatro tarafindan sokulmus, hos esprilere konu olmustur (hastasıyım). iki genc kizin romani bu türe iyi bir ornek olabilir, 260 sayfalık "eser" kartona , cin ali kitabı fontunda (bkz: dana gozu) basıldıgı icin aynı yayınevinin 310 sayfalık kitabından büyüktür kapaklar arası net mesafe olarak, bu fiziksel özelligi ve reklamının fazlasiyla iyi yapılmasının dısında dikkate deger bir yanı yoktur.
  • stephen king'in the dark tower serisinde 250 sayfayı aşan kitapları kalın kitaplardır. kalın kitaplar ağır olur...
    bir kısım okuyucu kalın kitaptan hoşlanmaz. normaldir hoşlanmaz çünkü bu insanların kendilerine göre haklı nedenleri vardır bunlar daha sonra tartışılabilir. bu insanları küçümsemek onları hor görmek,
    - neler kaçırıyorsun bir bilsen acıyorum sana
    gibi laflar etmek doğru değildir. bununla birlikte sırf sayfa sayıları yüzünden okunmak istemeyen kitaplarda söyledikleri gibi kaçırılan muhteşem bir dünya da olabilir, bu sinir bozucu tavır yerine kalın kitap okuyamayan okuyuculara tavsiyelerde bulunulmalı. benim hemen şimdi aklıma gelen kalın kitapları 250 şer sayfalık parçalara ayırmak. kitap sizinse bunu rahatlıkla yapabilirsiniz, başta bu kitaba yapılan saldırıdır kabul edilemez gibi algılansa da aslında değildir, kitap okunmadığı için kitaplıkta cillop gibi dursa ne yazar kalın ince fark etmez diyen kitap okuyucuları? bir daha düşünün. bu arada hemen uyarmak isterim eğer kalın kitap sizin değilse sahibine sormadan böyle bir şey sakın yapmayın hele adam kılsa başınız belaya girebilir.
  • nam-ı diğer "tuğla kitap"tır.

    tutunamayanlar, ulysses, don ki$ot, $u çılgın türkler, dirili$ ws. kitapları bu gruba girerler.

    okumak yürek ister.
  • "tuğla gibi" şeklinde tasavvur edilen, çoğunlukla uzak durulan kitaptır. ağırlığına istinaden böyle bir ifadeye başvurulmuş olması kuvvetle muhtemel.

    sıradan okuyucunun gözünü korkutur ilk anda, zira kitap okumaya alışık olmayan bünye için korkutucudur. velakin, bir denemeyle üstesinden gelebilmek mümkün. kitaptan aldığın tat "bitmese keşke" kıvamına geldiğinde, gayet hafifleşir her şey; okudukların ufkunu genişletir, sıkıntını hafifletir.

    tutunamayanlar'ı elimde taşıdığımı gören bir arkadaşım, "bunu bitirdin mi sen?" diye sormuş, "evet" cevabını aldığında "ağır değilmiş o zaman" yorumunu yapmıştı. okumadan anlamıştı yani.
  • mükremin ve tirbüşon bunu okumaya giderlerdi zaman zaman.
  • dambıl vazifesi görebilir mecburiyetten.
  • ayça şen'in 2007 yılından itibaren, gazetelerdeki köşe yazılarının derlendiği yeni kitabı.

    "kalın kitap’ı okuduktan sonra, artık bir daha kalın kitaplardan korkmayacaksınız." demişler bi de. e okuyalım madem. ^^

    kitapyurdu şeysi.
  • (bkz: varlık ve hiçlik) jean paul sartre 750 sayfa
  • bölüp tekrar parçalar halinde ciltlettirme imkanı olup olmadığını merak ediyorum.
    (bkz: akl-ı kemal)
    (bkz: wealth of nations)
    ikisi de 1000 sayfanın üzerinde kitaplar. ama kendi içinde 4 veya 5 kitap barındırıyor. derdim kitap okumak, kol çalışmak değil.
hesabın var mı? giriş yap